İşte ‘yeni’ Türkiye!

İstanbul Mecidiyeköy`de gerçekleşen asansör düşmesi sonucu 10 işçinin yaşamını yitirmesi emek cephesini de harekete geçirdi. İşçi sağlığı ve iş güvenliği konusunda çıkarılan 6331 sayılı yasa iki yaşına gelirken, ölümlü iş kazalarının oranının yüzde 20 arttığı ifade edildi. Soma`nın acısı dinmeden yaşanan bu katliamın `yeni Türkiye` olduğu emek örgütleri tarafından ifade edildi.

456
Çanakkale`de dün İskele Meydanı`nda bir araya gelen KESK ve bağlı sendikaları ile DİSK`e bağlı Genel İş Sendikası üyeleri, İstanbul Mecidiyeköy`deki Torun center inşaatında asansör düşmesi sonucu yaşamını yitiren işçileri anarak, işçi sağlığı ve iş güvenliği konusunda sorumlulara tepki gösterdi. İşçilerin can güvenliği olmadan çalışmaya devam etmesinin iktidar-sermaye ortaklığının bir sonucu olduğunu ifade eden emek örgütleri, güvencesiz çalışma, örgütsüzlük ve sağlıksız çalışma koşullarına mahkum edilen işçileri örgütlenmeye çağırdı. Eyleme katılanlar adına açıklama yapan DİSK Genel İş Şube Başkanı Erdinç Uslan, “Soma’ da ölen 301 madencinin katliamı karabasan gibi toplum üzerinde dururken, şimdi de İstanbul’un ortasında Mecidiyeköy’de, park ve depremden korunma alanı olarak düşünülen bir alanda başka bir katliam yaşandı… Bu alana rezidans yapılan Torun Center’da 10 işçi asansörün 32. kattan düşmesi sonucu öldüler. 6331 sayılı yasa çıkalı 2 yılı geçti. Yasadan beklenen işçi sağlığı ve iş güvenliği alanında iyileşmelerin gerçekleşmesi ve olumsuzlukların giderilmesiydi. Ama sonuç ne? Ölümlü iş kazalarında en az %20 artış oldu… Ülkemizde inşaat sanayi büyüyor, biriktiriyor ve rekabet ediyor. Öyle bir büyüyor ki, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın verilerine göre Türkiye’de bir yılda gerçekleşen tüm iş kazalarının yüzde 10’u, sürekli iş göremezliklerin yüzde 25’i ve ölümlü iş kazalarının yüzde 34’ü inşaat işlerinde gerçekleşmektedir. Verili teknolojik koşullarda, taşeronlaştırma ve güvencesiz çalışmayla iş saatlerinin artırılması, çalışmanın hızlandırılması ve işçi sağlığı ve iş güvenliği önlemlerinin yokluğu ile mümkün oluyor. Çalışma ortamı ve çalışma şartları denilen ve işçinin bütün bir hayatıyla ilgili olan her şey bu süreçte buhar olup uçuyor. Yasalar uygulamaların asgari düzeyini belirler. Sağlık ve güvenlik alanında asgari düzeyde mevzuatın izlenmesi hayata geçirilmesi, olmuyorsa denetim ve yaptırım olgusu inşaatları hiç mi hiç `bağlamıyor`. Büyüleyici büyüme sarhoşluğu başları döndürürken, çalışanların bedenleri düşüyor, kayboluyor, patlıyor, yanıyor, eziliyor ve parçalanıyor” dedi.
 
 
“Sermaye düzenine karşı örgütlenmek gerekiyor”
“İşte bu birikimi sağlayan gerçek: Taşeronlaştırma, güvencesiz çalışma, sendikasızlaştırma, örgütsüz işçi kitlesi, iş saatlerinin artırılması ve hızlı çalıştırmadır” diyen Uslan, “İnşaatlarda çalışan işçiler yaşarken gözden çıkarılmış durumda. Sömürülüyor, en kısa sürede yaşamları tüketiliyor. Ama çok daha kötüsü ölülerine bile saygı gösterilmiyor. İşverenleri aklayan ve üretim sistemi üzerine tek laf etmeyen yetkililerin bu yaklaşımları `ölü bedenler` üzerinden yaratılan birikimin siyasal ve ekonomik bir tercih olduğunu bize çok açık bir şekilde göstermektedir. Ve dahası Torunlar Center’da bizim karşımıza çıkan korkunç gerçek; Soma madenlerinde işçi sağlığı ve güvenliği hizmetini veren şirketin, bu katliamda da karşımıza çıkmasıdır. Görülüyor ki, sermaye kendi ekonomik faaliyetlerinde İSG alanının birikim ve rekabeti engellememesi için kapalı sistem bir hizmet ağı oluşturmuş ve birbirlerinin işçi sağlığı ve iş güvenliği hizmetlerini de vermeye başlamış olmalarıdır. Sermaye açısından işçi sağlığı ve güvenliğinin ekonomi-politiği, rekabet ve birikime engel olmamasıdır. Ama aynı zamanda, işçi sağlığı ve iş güvenliği alanının rekabet ve birikimin sağlanabileceği piyasa ilişkileri içinde yer almasıdır. Politikaların ve uygulamaların karşısında yapılacak tek şey var: İnsan onuruna yakışır iş için örgütlü bir mücadele hattını sınıfın bilinciyle yaşama geçirmek. Ölümlere `fıtrat` diyen, işçileri yalancılıkla suçlayan sermaye düzenine karşı mücadeleyi ve örgütlenmeyi yükseltmektir” ifadelerini kullandı.
Paylaş