İnsan hakları örgütlerinden açıklama
Türk Tabipler Birliği (TTB) İnsan Hakları Kolu, Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) ve İnsan Hakları Derneği (İHD) afet bölgesine ilişkin açıklamada bulundu. Ortak açıklamada, "6 Şubat 2023 tarihinde yaşanan ve yaklaşık 13.5 milyon insanın yaşadığı 11 ilde etkili olan depremlerin yol açtığı yaralar, bireysel ve toplumsal tahribat her geçen gün kaygı verici bir şekilde derinleşiyor. Yaşamını yitirenlerin acısını en derin ve yoğun biçimde yüreğimizde hissediyoruz. Başta yaşamını yitirenlerin yakınları olmak üzere tüm topluma başsağlığı, yaralılara ise acil şifalar diliyoruz" sözlerine yer verildi. Deprem bölgesinden gelen şiddet ve işkence iddialarına ilişkin ise; evrensel insan hakları hukukuna göre işkencenin istisnasız bir yasak olduğu hatırlatıldı.
"Siyasi aktörler ve medyanın insan onuruna sahip çıkmak sorumlulukları var"
"Ne ile suçlanırsa suçlansın, hiç kimseye işkence ve kötü muamele yapılamayacağını, bunun Türkiye`nin de altına imza attığı uluslararası sözleşme ve belgelerde mutlak olarak yasaklandığını özellikle hatırlatmak isteriz" denilen açıklamada, hatırlatılan ortak açıklamada, "Halkın haksızlıklar karşısındaki öfkesinin bir cezalandırma pratiğine dönüşmesine izin vermemek kamu gücünün görevidir. Ayrıca belirtmek isteriz ki, siyasi aktörler ve medyanın da linç ve işkencenin normalleşmesine hizmet etmemek, tersine insan onuruna sahip çıkmak sorumlulukları vardır. Çok iyi bilindiği gibi evrensel insan hakları hukuku, işkence ve diğer kötü muameleyi insanlığa karşı suç olarak kabul eder ve mutlak olarak yasaklar. Ağır bir insanlık dramı yaşadığımız şu günlerde insanlık suçunu normalleştirmeyi ve acıyı araçsallaştırarak acı çektirmeyi deprem siyaseti haline getirmenin kendisi, bizzat insanlığa ve topluma karşı suç niteliğindedir" sözlerine yer verildi.
"OHAL ilanından derhal vazgeçilmelidir"
"Türkiye`nin kabul ettiği evrensel hukukun yükümlülüklerini yerine getirmeye ve insan haklarına saygıyı korumaya davet ediyoruz" denilen açıklamada son olarak, "Her düzeyde yetkililer işkenceyi ve işkenceciyi öven, teşvik eden söylemlerden vazgeçmeli, uluslararası mekanizmaların tavsiyeleri doğrultusunda işkence uygulamaları en üst düzeyde siyasi otorite tarafından derhal kamu önünde net ve kesin bir şekilde kınanmalı, bu tür fiillerin cezasız bırakılmayacağı güvencesini verilmelidir. İşkencenin belgelenmesi ve raporlandırılması bir BM belgesi olan `İstanbul Protokolü` ilkelerine göre yapılmalıdır. İşkenceye ilişkin iddialar hızlı, etkin, tarafsız bir şekilde soruşturulmalı, bağımsız heyetlerce araştırılmalı, adli yargılama süreçlerinin her aşamasında uluslararası etik ve hukuk kurallarına uygun davranılmalıdır. Gözaltı koşullarında usul güvenceleri eksiksiz olarak uygulanmalıdır. Olağanüstü hal ilan edilen yerlerde gözaltı süresini dört günden yedi güne uzatılmasını sağlayan 11 Şubat 2023 tarihli Cumhurbaşkanı Kararnamesi derhal geri çekilmelidir. OHAL ilanından derhal vazgeçilmelidir" diye belirtildi.
(Damla Yeltekin)