İklim krizi insan sağlığını tehdit ediyor

Medical Park Çanakkale Hastanesi Üroloji Uzmanı Prof. Dr. Cabir Alan, İklim değişikliklerinin insan sağlığı üzerindeki etkilerine, bu değişikliklerin meydana getirdiği olumsuzluklara ve alınabilecek önlemlere dair açıklamalarda bulunarak; “Fosil yakıt kullanımını azaltmak. Yenilenebilir enerji kaynakları kullanımı artarsa küresel ısınmaya bağlı iklim değişikliğinin önüne geçmemiz mümkün” dedi.

1285

İklim değişiklikleri, ortalama sıcaklıkların yükselmesi ile iklimin, beklenmeyen değişimlere uğraması durumudur. Sera gazları, doğaya verilen zararlar ve ormansızlaşma gibi faktörler bir araya gelerek meydana canlı yaşamını olumsuz etkileyen küresel iklim değişikliğine sebep olur. İklim değişikliğinin ana nedenlerinden biri ise kontrolsüz ve aşırı insan faaliyetleridir. Bu değişiklik, etkisini sadece sıcaklık artışları ile göstermeyip, Kuraklık, seller, şiddetli kasırgalar gibi aşırı hava olaylarının sıklığında ve etkisinde de artış gösteriyor. Bir diğer olumsuz tarafı ise buzulların erimesi ile bitkiler, hayvanlar ve ekosistemlerin yanında insan hayatını da risk altına alıyor. Medical Park Çanakkale Hastanesi Üroloji Uzmanı Prof. Dr. Cabir Alan, gazetemiz Çanakkale OLAY Gazetesi’ne, iklim değişikliklerinin insan sağlığı üzerindeki etkilerine dair detaylı açıklamalarda bulunarak; “Sıcaklık artışı insan sağlığını etkileyen önemli faktörler arasında yer alır. Sanayi devrimiyle birlikte sera gazı salımının artması global ortalama sıcaklıkların artmasına sebep olmuştur” şeklinde konuştu.

“İnsan sağlığını temel olarak 3 yolla etkilediğini söyleyebiliriz”

Medical Park Çanakkale Hastanesi Üroloji Uzmanı Prof. Dr. Cabir Alan, son zamanlarda meydana gelen iklim değişikliklerinin ortaya çıkardığı sorunlara ilişkin açıklamalarda bulunarak; “İklim değişikliğinin insan sağlığını temel olarak 3 yolla etkilediğini söyleyebiliriz. İlk olarak; İklim değişikliği aşırı iklim olaylarının sıklığının artmasıyla insan sağlığını doğrudan etkiler. Sıcaklık artışı insan sağlığını etkileyen önemli faktörler arasında yer alır. Sanayi devrimiyle birlikte sera gazı salımının artması global ortalama sıcaklıkların artmasına sebep olmuştur. 1880 yılından bu yana global ortalama sıcaklık yaklaşık 1°C artmış ve bu artışın üçte ikisi 1975 yılından sonra gerçekleşmiştir. İnsanlığın sebep olduğu bu iklim değişikliğine karşı önlemler alınmadığı takdirde, soğuk gündüz ve gecelerin sayısında düşüş, ve sıcak gündüz ve gecelerin sayısında artış olması beklenmektedir. Ayrıca günlük maksimum sıcaklıklardaki artıştan kaynaklanan ölümlerin artmasına sebep olmakta ve olmaya da devam edeceği öngörülmektedir. IPCC raporuna göre, iklim değişikliği, 2010 ve 2023 yılları arasında aşırı yaz sıcaklıkları riskini en az dört kat arttırmıştır. Rapora göre, 2023 sıcak hava dalgası, yüzde 75 oranla iklim değişikliğinden kaynaklanmaktadır. Belirtmemiz gerekir ki, bu sıcak hava dalgası sadece Fransa’da 15 bin ölüme sebep olmuştur. Sıcaklık artışına ek olarak, iklim değişikliğinin yaşanan sel olaylarının sayısında da artışa sebep olacağı tahmin edilmektedir. Örneğin, 2011’de yaşanan seller 112 milyon insanı etkilemiş ve 3 bin 140 insanın ölümüne neden olmuştur. Toplulukların yayılmasıyla birlikte akarsu taşkınlarının sıklığı artmıştır. Bu taşkınlar beraberinde büyük ekonomik kayıpları getirmiştir. Yüksek gelirli ülkeler dahil -örneğin; 2019-2020’de Avustralya ve 2022’de ABD- sellerden olumsuz olarak etkilenmiştir” ifadelerini kullandı.

“İklim değişikliği hastalık taşıyıcıların sayısında artışa sebep olabilir”

İklim değişikliğinin insan sağlığını temel olarak etkilendiği yollara değinen Alan; “İkinci olarak, iklim değişikliği insan sağlığını doğal sistemler aracılığıyla dolaylı yoldan etkiler. İklim değişikliği hastalık taşıyıcıların sayısında artışa sebep olabilir. Böylelikle, bazı hastalıklar hızlı bir şekilde yayılır. Bu hastalıklara; sıtma, dang humması ve kene ile bulaşan hastalıkları örnek verebiliriz. Hepimizin adını sıkça duyduğu sıtma hastalığı sivrisinekler yoluyla taşınır. 2022 yılında dünya genelinde 216 milyon sıtma vakası görülmüştür. Küresel ölçekte sıtma hastalığından ölen insan sayısının 2022’de 1,238,000 olduğu tahmin ediliyor. Ayrıca iklim hassasiyeti olan bazı parazitler, bakteriler ve virüsler su ve gıda yoluyla taşınabilir. Örneğin, vibrio cholerae su yolu ile bulaşan ve kolera hastalığına sebep olan patojen bir bakteridir. Kolera kirli içme suyuyla, deniz suyuna temasla veya deniz mahsulleriyle bulaşabilir. Bulaşıcı hastalık riski sıcaklık, yağmur, denizin tuzluluğundaki ve pH değerindeki değişimden etkilenir. Rotavirüs hastalığı mevsimsel çeşitlilikten etkilenen ve gıda yoluyla taşınan bir başka hastalıktır. Bu bulaşıcı hastalık 2022 yılında 5 yaşının altındaki 450 bin çocuğun ölümüne sebep olmuştur. Doğal sistemlerin insan sağlığı üzerine etkisinden bahsederken hava kirliliğinin de üzerinde durmamız gerekir. Neredeyse karbondioksit dışındaki tüm hava kirleticiler insan sağlığına zararlıdır. ABD’de troposferik ozon seviyesinin milyonlarca akut solunum semptomu ve binlerce erken ölümden sorumlu olduğu tahmin edilmektedir” diye konuştu.

“Psikiyatrik sorunları da beraberinde getirdiği gözlenmiştir”

İklim değişikliklerinin ekonomik ve sosyal alandaki etkilerine vurgu yapan Alan; “Son olarak, iklim değişikliği insan sağlığını ekonomik ve sosyal bozulma aracılığıyla etkiler. Besine erişimimiz tarımsal üretime ve sosyo-ekonomik faktörlere bağlıdır. İklim değişikliğinin, gıda üretimini bozarak, gıdaya erişimi azaltarak ve kullanımı daha zor hale getirerek küresel ve bölgesel gıda güvenliğini etkileme olasılığı çok yüksektir. Ayrıca, küresel iklim değişikliği ruh sağlığını da etkiler. Sel, kuraklık ve fırtına gibi şiddetli iklim olayları stres seviyesini arttırabilmektedir. Afetlerden kaynaklanan travmaların şiddetli anksiyete reaksiyonlarını ve uzun dönemde depresyon ve saldırganlık gibi psikiyatrik sorunları da beraberinde getirdiği gözlenmiştir” sözlerini kullandı.

“İklim krizi maalesef ülkemizi de etkilemeye başladı”

Türkiye’nin iklim değişiklerinden nasıl etkilendiğine açıklık getiren Alan; “İklim Değişikliğinin Türkiye’ye etkileri denildiği zaman, çoğumuzun aklına beklenmeyen hava olayları geliyor. Tüm dünyada etkisini göstermeye başlayan iklim krizi maalesef ülkemizi de etkilemeye başladı. Türkiye’de son yıllarda artan şiddetli hava olayları, taşkınlar, seller hepimizin farkında olduğu bir durum. Bunun nedenleri arasında yanlış arazi kullanımı, plansız şehirleşme, ormanların yok edilmesi ve doğal akarsu akış kanallarının ortadan kaldırılması da yer alıyor. Doğrudan ve dolaylı insan etkileri iklim değişikliğinin etkilerini şiddetlendiriyor. Türkiye, yaşanan küresel ısınmaya bağlı iklim değişikliğinden en fazla etkilenen ülkelerden birisi olacak. İklim krizinin etkilerini şimdiden öngörebiliyoruz. Normal yaşantımızı etkilemeye başlayan ve Türkiye’yi giderek daha fazla tehdit altına alan iklim değişikliği konusunda yapılacak çok şey var. Bunlardan en önemlisi ise fosil yakıt kullanımını azaltmak. Yenilenebilir enerji kaynakları kullanımı artarsa küresel ısınmaya bağlı iklim değişikliğinin önüne geçmemiz mümkün” dedi.

(HABER MERKEZİ)
Paylaş