İHD; "Temiz ve kullanılabilir içme suyu en temel insan hakkıdır"

1145
Urfa`nın Siverek ilçesinden Biga`ya bağlı Pekmezli köyüne çalışmaya giden yaklaşık 800 mevsimlik işçi sosyal medyadan yaptıkları duyuru çadırlarına gele su hattının kesildiğini belirterek günlerdir su ihtiyaçlarını camilerden karşılamak zorunda kaldıklarını belirtmişlerdi. İHD. MYK üyesi Hayrettin Pişkin, İHD Çanakkale Şube Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet Dağaşmaz, İHD Çanakkale Şube Denetim Kurulu Üyesi Turgut Haskan, İHD Çanakkale Şube üyesi Nihat Yalçın`dan oluşan heyet 22 Temmuz günü gittikleri Pekmezli köyünde yaptıkları gözlemler ve işçilerin tanıkların anlatımları ile rapor oluşturdu. Mevsimlik işçilerin bulunduğu yerin, Pekmezli köyünden uzakta, Pekmezli köyüne ait su deposunun olduğu tepede, kendi imkânları ile kurmuş oldukları çadırlarda kaldıkları görüldüğü belirtilen raporda, çadırlardan biraz uzakta, tepeye doğru iki adet üzerlerinde AFAD yazısı bulunan tuvalet ve duş ihtiyaçlarını gidermeye yönelik konteynırların kapalı ve kilitli olduğu görüldüğü ifade edildi. Raporda, çadırlarda 200 kadar ailenin Urfa`dan geldiği ve toplamda 1000 kişinin kaldığı, pandemiden dolayı Valiliğin kararıyla burada ikamet etme zorunluluğu getirildiği beyan edildiği belirtildi. 
 
Heyet olarak, üç gün suların kesilmiş olması ile ilgili olarak, olay yerinden, Çanakkale Milletvekili, Özgür Ceylan`a telefonla konunun iletildiği belirtilen raporda; "Milletvekili Ceylan, durumdan haberi olduğunu ve Valilikle görüşerek şimdilik soruna geçici çözüm olarak tankerle su taşındığını bildirdi. Bizim ziyaretimiz sırasında da tanker su getirdi. Milletvekili Özgür Ceylan, pazartesi hızla yeni kuyunun devreye sokulacağını Valilikten bu yönde bilgi verildiğini söyledi. Mevsimlik işçilerin çavuşlarından, Cengiz Aktaş, heyetimiz olay yerinden ayrıldıktan sonra, heyet üyelerinden Turgut Haskan`ı telefonla arayarak, `köyden bir kişinin kendisini aradığını, sen ortalığı karıştırıyorsun, sizin burada ne işiniz var, sizi burada istemiyoruz, paranızı vermeden sizi buradan göndeririz` diyerek tehdit ettiğini. Bu tehditlere boyun eğmeyeceklerini ve su gelene kadar tarlalarda çalışmayacaklarını ifade etti" denildi. 
Raporda sorunu yaşayan mevsimlik işçilerle yapılan görüşmeler şu şekilde verildi.
 
"Konteynırlar bu güne kadar hiç açılmadı"
 Yaşar İsye; "Kendi imkanlarımızla borularını döşediğimiz suyumuz, 70 günden beri normal akıyor iken, arife günü kesildi, üç gün sonra 21.07.2021 Tarihinde bayramın ikinci günü tankerler su deposuna su getirdikten sonra su yeniden akmaya başladı. Sular kesik iken buraya gelen jandarma köyün içinden veya yakın çevre köylerdeki çeşmelerden, camilerden içmek için su alabileceğimizi söyledi, tesadüfen muhtar da yanımızda idi, ben jandarma komutanına "dün içmek için köyün içindeki çeşmeden elimdeki bidona su doldurur iken muhtar bir daha buradan su doldurma diyerek beni kovdu" dediğimde muhtar hiçbir şey demeden yanımızdan uzaklaştı. Daha önce haftada bir sinekler için ilaçlama yapılıyordu şimdi yapılmıyor, geçen yıl getirtilen tuvalet ve duş ihtiyaçlarını gidermeye yönelik konteynırlar bu güne kadar hiç açılmadı. Kilitli, anahtarları muhtarda, buraya benzer durumda olan Selvi ve Karacaali köylerindeki muhtarlar konteynırları kullandırıyorlar, tankerlerin getirdiği suların sağlıklı olduğundan şüphe ediyoruz, küçük olan ikiz çocuklarım, Kudret İsye ve Mehmet Salih İsye rahatsızlandı üç gün hastanede yattılar, doktorlar sudan olduğunu söyledi. Kürt olduğumuz için bize ayrımcılık uygulanıyor."
Şehmus Çabaz; "Şu anda hastanede yatan 1 yaşındaki oğlum, doktorların söylediğine göre sudan dolayı rahatsızlanmış. Burada biz Kürt olduğumuz için ikinci sınıf insan muamelesi görüyoruz."
"Bayramda köyün nüfusu arttığı için arife günü sularımız kesildi"
Hatip Dicleli; "Kürt olmamız nedeni ile bize ayrımcılık yapılıyor, çocuğum hastalandı, hastaneye götürdük, sudan olduğunu söylediler. Biz burada ikinci sınıf değil dördüncü sınıf insan muamelesi görüyoruz. Suyu önce köylüler kendilerine kullanıyor, sonra hayvanlarını suluyor, daha sonra arabalarını yıkıyor, en son olarak ta eğer su artarsa bize su veriliyor."
 
Raporda, Muhtar Ahmet Çakır`ın Çakır`ın; "Köyümüzün suları zaten az idi, Valilik tarafından buraya yerleştirilen mevsimlik işçiler de gelince, suyumuz iyice azaldı. Ben daha önce valiliğe yeni sondaj kuyuları açılması için dilekçe vermiştim. Bayramda köyün nüfusu arttığı için arife günü sularımız kesildi. Ben mevsimlik işçilerin sularını kesmedim, aynı su deposundan aynı suyu içiyoruz, su deposuna tankerler su doldurduğu zaman köyün de suları akmaya başlıyor. Su sorununu çözmek için üç adet su kuyusu açtık, ilk ikisinde su bulunamadı, bayramdan bir hafta önce açılan üçüncü kuyuda su bulundu, çıkan suyu tahlile gönderdik, sonucunu bekliyoruz. Büyük ihtimalle bir hafta on gün içerisinde su sorunumuz çözülmüş olacak, bir iki hafta içerisinde toplayıcılar da geleceği için, mevsimlik işçilerin nüfusu ikiye katlanacak" sözlerine yer verildi. 
"Herkesin sağlık taramasından geçirilmesi gerekmektedir"
Raporda sonuç olarak; "Pandemi`den dolayı belli bir bölgede mevsimlik işçileri ikamete zorlayan Valilik hem fiziki koşulları hem de en temel ihtiyaç olan su gereksinimini karşılamakla mükellef olduğu açıktır. Temiz ve kullanılabilir içme suyu en temel insan hakkıdır. Özellikle pandemi koşullarında, hijyen ihtiyacının bu kadar arttığı ve hava sıcaklıklarının çok yüksek olduğu bu günlerde, başvurucuların maruz bırakıldığı mahrumiyet, her türlü salgın hastalığa davetiye çıkarmakta olup, kabul edilemez. Bu nedenle, yakın zamanda ikiye katlanacak olan nüfusu göz önüne alarak, kamu otoriterlerini hızlıca başvurucuların temiz su, tuvalet, duş ve sağlık hizmeti ihtiyaçlarını karşılamaya çağırıyoruz. Ayrıca, düzenli ilaçlama yapılması ve sağlık ekibi görevlendirilip çadırlarda çok kötü koşullarda kalan çocuklar başta olmak üzere herkesin sağlık taramasından geçirilmesi gerekmektedir" ifadelerine yer verildi.
(Seçkin Sağlam)
Paylaş