İbretlik bir gerçekle karşılaştı...

TBMM Çevre Komisyonu CHP Sözcüsü Çanakkale Milletvekili M. Serdar Soydan, başkanlığındaki 7 milletvekilinin yer aldığı CHP heyeti, Manisa Turgutlu Çaldağı bölgesindeki çevre sorunlarını inceledi. İncelemeler sırasında; Turgutlu Ticaret ve Sanayi Odası tarafından CHP heyetine kapsamlı bilgi verilirken, Maden şirketi yetkilileri, bölgedeki çevre dernekleri ve bölgede yaşayan vatandaşlarla bazı görüşmeler yaparak bilgi ve görüşler alan CHP heyeti, bölgede yaptığı incelemeler sonucunda basın açıklaması yayınladı.

470
CHP Çevre Komisyonu Sözcüsü Çanakkale Milletvekili M. Serdar Soydan, CHP Çevre Komisyonu üyesi Tekirdağ Milletvekili Emre Köprülü, CHP Çevre Komisyonu Üyesi Edirne Milletvekili Kemal Değirmendereli, CHP Çevre Komisyonu Üyesi Kocaeli Milletvekili HilalKaplan, CHP Manisa Milletvekilleri Hasan Ören, Özgür Özel, ve Sakine Öz olmak üzere toplam 7 kişilik CHP milletvekili ve Manisa CHP Örgüt heyeti Manisa Turgutlu Çaldağ bölgesinde incelemelerde bulundu. İncelemeler sırasında; Turgutlu Ticaret ve Sanayi Odası tarafından CHP heyetine kapsamlı bilgi verildi.
 
Maden şirketi yetkilileri, bölgedeki çevre dernekleri ve bölgede yaşayan vatandaşlarla kapsamlı görüşmeler yaparak bilgi ve görüşler alan CHP heyeti, bölgede yaptığı incelemeler sonucunda basın açıklaması yayınladı. Dünyanın en verimli arazilerinin bulunduğu Gediz Ovasının yok edilmemesi, bölgede yaşayan vatandaşların ve gelecek kuşakların sağlık, ekonomik ve sosyal sorunlarıyla karşılaşmaması için bölge ile ilgili çalışmaların sürdürüleceğini bildiren CHP heyeti basın açıklamasında şunları kaydetti:
 
“Çaldağı Türkiye’nin en verimli ovalarının ortasında yer almaktadır. Bu ovalarda Turgutlu, Manisa, Alaşehir ve Salihli ovalarında Sultaniye üzümü, Akhisar ovası zeytinyağı üretimi ile Türkiye’nin tarım üretiminde çok özel bir yere sahiptirler. Çaldağı’da düşük tenörlü nikel madeni bulunmaktadır. İlk olarak Bosphorus daha sonra Sardes, son olarak da Çaldağ Nikel A.Ş. ismini alan maden işletmesine 2006 yılında Türkiye`nin en verimli ovalarının ortasında yer alan Çaldağı`nda, açık/yığın liç yöntemi ile nikel madeni çıkarılması için izin verilmiştir. Dünyada şu anda nikel madeni çıkartmak için sürekli otoklav sistemi (yüksek basınçta liç yöntemi) kullanılıyor. Çaldağında Uygulanmak İstenen Açık Liç Yöntemi Nedir? Bu yöntem üzeri açık devasa bir havuz içinde yaklaşık 800,000 tanker yükü sülfürik asit (18 milyon ton) kullanarak nikel madeni ele edilmesini içermektedir. Bu 800 bin tankeri Turgutlu’dan geçen 40’ıncı paralel üzerinden Doğu’ya doğru dizilirse; kuyruk Pekin’i geçmektedir, tankerlerin bir kısmı Çin denizine dökülmektedir. Ve bu kadar asit açıkta kullanılacaktır.
 
Sardes şirketi açık liç yöntemini daha önce kullanmak istediği Balkan ülkelerinde çok büyük problemler yaşayıp halktan gelen aşırı tepki sonucu, tabiri caizse bu ülkelerden kovulmuş durumdadır. Dünyada ilk defa Turgutlu`da, dolayısıyla Türkiye`de uygulanmak istenmesinin nedeni, bu projeye dünyanın hiç bir ülkesinde onay, şirkete de bu projeyle çalışma izni verilmemiş olması nedeniyledir. Açık Liç Yönteminin Avantajları Nelerdir? Maliyeti düşük olduğu için tercih edilmektedir. Açık Liç Yönteminin Dezavantajları Nelerdir? Kullanılacak açık havuza alan açabilmek için (maden çıkarmak için değil) dağ üzerindeki ormanlık alandan 300.000-2.000.000 tane ağacın kesilmesi gerekmektedir. Yöntemin aşırı su ihtiyacı yüzünden, ova zeminindeki yeraltı sularının havuzun ihtiyacı için kullanılması ve ovayı ve çevre il ve ilçeleri besleyen su kaynaklarının kuruması söz konusudur. Ayrıca madenin çalışması için oluşturulacak, su ve sülfürik asit depolanacak 6 adet gölettin 4 adedi Uluslararası Yüksek Barajlar Komisyonu’nun standartlarına göre “baraj” kategorisine girmektedir. Maden çalışmaya başlarsa, 512x1440m taban ebatlarında ve 40m yüksekliğinde, açık liç havuzu/yığını oluşacaktır. Bundan nasıl kurtulacağı büyük soru işaretidir.
 
Proje sonunda 2,500,000 kamyonluk proses atığı kalacaktır. Bunların bölgeden uzaklaştırılması tahminen kabaca “1.2 milyar TL” üzerinde bir masraf demektir. Bu yöntem ile dünyada daha önce hiçbir yerde nikel çıkarılmamıştır. 15 yıllık işletme süreci sonunda, şirketin faaliyetleri tamamlandığında Çaldağında nasıl kurtulunacağı belli olmayan dev çukurlar, dev atıklar ve sülfürik asit havuzu kalacaktır. Maden çalışmaya başlayınca 18 milyon ton sülfürik asit içeren, açık sülfürik asit havuzundan sülfürik asit sızmasından ve oluşacak asit yağmurlarından dolayı Akhisar, Alaşehir, Salihli, Turgutlu ve Manisa’dan İzmir’e kadar uzanan coğrafya büyük tehdit altındadır. Kısa bir süre içinde tüm Gediz havzasının yaşanmaz hale gelmesi söz konusudur. Projenin ekonomik yönüne gelince, şirketin bizzat kendi hazırlattığı ÇED raporunda, bu projeden 15 yılda çıkarılacak nikel gelirinin 2 milyar USD ve devlete 15 yılda vergi getirisinin 163.165.000 USD civarında olacağı öngörülüyor. Sadece 2011 yılı Manisa merkez ve ilçelerinin Borsa kotasyonuna tabi ürün girdilerinin toplamı yaklaşık 3.5 milyar TL’dir. Hallere giren çıkan ve direk satılan miktarlarla bu rakam 7-8 milyar TL’nin çok üzerindedir. Dolayısıyla bu bölgenin üstü altındaki madenden çok daha fazla getiriye sahiptir. Bu gelirin ilelebet yok olacağı göz önüne alınırsa ortadaki çevre felaketi riskinin yanında sosyo-ekonomik riskte açıkça görülmektedir. Bir sefere mahsus ve 15 seneye yayılmış şekilde 164 milyon USD vergi almak için nice, milyar dolarların feda edilmesi söz konusudur.
 
Bugüne gelindiğinde, sivil toplum örgütlerinin verdiği mücadele sonunda 03.04.2009 tarihli"Orman Tahsis İzni" Manisa İdare Mahkemesinin 2009/760 esasno ve2010/820 sayılı kararı, 2010/539 esas no ve 2010/1714 sayılı kararı, 2010/540esas no ve 2010/1712 sayılı kararı ve de 2010/541 esas no ve 2010/1713 sayılıkararı ile iptal edilmiştir. Bu durum şirketin önünde çok büyük bir engel oluşturmuştur. Yapacaklarımadencilik faaliyetinin çevreyi tehdit ettiğinden dolayı uluslararası bankalardan dakredi bulamayınca, şirket 2011 yılı başında yaptığı bir açıklama ile faaliyetlerine Filipinler’de yoğunlaşacağını ve Çaldağı projesini askıya aldığını açıklamıştır. 2011yılında Sardes şirketi işletme hakkını Çaldağ Nikel A.Ş. adıyla kurulan şirkete devretmiştir. Çaldağ Nikel A.Ş.‘nin işletme hakkını devralmasından sonra, yetkili makamlardan öğrenildiğine göre yeni Orman Kanunu’na dayanarak şirket, tahsis izni mahkemecedurdurulan alanlardan farklı orman alanları için Orman ve Su İşleri Bakanlığından 04.11.2011 tarihli ve 541 sayılı yeni bir orman tahsis izni almıştır. 5 Haziran 2012tarihinde bölgede ağaç kesimleri başlamıştır ve hızla devam etmektedir. Tabiri caizse oldu bitti mantığı ile ağaç kesimleri devam etmektedir ve şu anda 30-40 yaşındaki ağaçlar kesilmektedir. Kesimler 70-80 yaşında ağaçların olduğu bölgeye doğru ilerlemektedir. Sonuç olarak, dünyanın en verimli arazilerinin bulunduğu Gediz Ovasının yok edilmemesi, bölgede yaşayan vatandaşlarımızın ve gelecek kuşakların sağlık, ekonomik ve sosyal sorunlarıyla karşılaşmaması için bölge ile ilgili çalışmalarımız TBMM dâhil olmak üzere her platformda duyarlılıkla devam edecektir.”
Paylaş