Hukuk yine ayaklar altında!

Çevresel değerlerimizi yok etmek için Çevre ve Şehircilik Bakanlığı hukuku da ayaklar altına alarak tam bir yok edici gibi çalışıyor.

Karabiga’da kurulmak istenen termik santral için mahkemelerin vermiş olduğu ÇED konusundaki kararlar yok sayılarak bakanlık yeni bir skandala imza attı.

Çevresel Etki Değerlendirmesi İzin ve Denetim Genel Müdürlüğü’nün 23 Eylül tarihinde vermiş olduğu karar; bu ülkede yaşamsal değerlerin yok sayıldığını, insan hayatının ve sağlığının hiçbir değerinin olmadığını, siyasal erkin çıkarlarını koruduğu kesimler için her şeyi göze alarak mahkemelerin vermiş olduğu kararları yok hükmünde sayarak, her türlü kanunsuzluğa imza atabileceğini bir kez daha gördük.

798
Yılan hikâyesine dönen ÇED süreci bakanlığın tekrar vermiş olduğu ÇED olumlu raporu ile tam bir skandallar zincirine dönüştü.
Süreci bir kez daha hatırlayalım.
Cengiz Holding ve Alarko’nun ortak enerji santrali projesi için kurduğu Cenal Elektrik Üretim A.Ş.`nin kurmak istediği santral için Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Mayıs 2012`de ÇED olumlu kararı verdi.
Yerel örgütlerin açtığı dava sonucu Çanakkale İdare Mahkemesi’nin Temmuz 2013’te yürütmeyi durdurdu.
Bunun üzerine şirket ÇED`i dört ayrı projeye böldü: santralin ana sahası olan "enerji santral ve deniz deşarjı projesi", "atık depolama sahası projesi", "deniz yapıları projesi" ve "yeni dolgu alanı projesi"
Bu dört projeden üçüne ÇED olumlu kararı Aralık 2013`te verildi. Yeni Dolgu Alanı projesi için ÇED Gerekli Değildir kararı alındı.
Yerel örgütlerin açtığı dava sonucu ilk olarak "atık depolama sahası projesi"nin yürütmesi durduruldu.
Greenpeace`in açtığı dava sonucu son kararla da santralin ana sahası olan "enerji santral ve deniz deşarjı projesi"nin yürütmesi durduruldu.
Yargının bu kararları sonrasında inşaatın durdurulması gerekirken şirket hukuksuz bir şekilde çalışmalarını sürdürdü.
Son olarak da Çevresel Etki Değerlendirmesi İzin ve Denetim Genel Müdürlüğü 23 Eylül tarihinde “ÇANAKKALE ili BIGA, ilcesi KARABİGA mevkiindeki CENAL ELEKTRİK ÜRETİM A.Ş tarafından yapılması planlanan CENAL Entegre Enerji Santralı (1320 MWe (2X660 MWe) / 1380 MWm / 2926MWt), Atık Depolama Sahası, Derin Deniz Deşarjı projesi ile ilgili olarak Bakanlığımıza sunulan ÇED Raporu İnceleme Değerlendirme Komisyonu tarafından incelenmiş ve değerlendirilmiştir. Proje ile ilgili olarak ÇED Yönetmeliğinin 14. maddesi gereğince Bakanlığımızca “Çevresel Etki Değerlendirmesi Olumlu” Kararı verilmiş olup; ÇANAKKALE Valiliği(Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü) tarafından kararın halka duyurulması gerekmektedir.” şeklinde bir karar verdi.
 
Bakanlığın, hukukun almış olduğu bu kararlar karşısında bu kadar ısrarcı olup her seferinde termik santralin kurulması için bu kadar yoğun bir uğraş içerinde olmasının bir sebebi olmalı.
Şöyle bir hafızlarımızı zorlayalım;
 Hani şu birilerinin “darbe” dediği, 17 Aralık yolsuzluk ve rüşvet operasyonunda Sabah ve ATV’nin satın alınması için kurulan bir havuz vardı.
Havuzun içindeki şirketlerden biri kimdi?
Size bir ödev,bu sorunun cevabını bulun ; bakanlığın bu ısrarını  daha iyi anlayacaksınız.
1/100.000 lik plan ile bugünlerde yoğun olarak tartıştığımız çevresel değerlerimize ilişkin, Karabiga örneğinden alacağımız bir çok ders var.
Kapitalist sistem içine düştüğü krizden kurtulmak adına şimdi çevresel değerleri ranta çevirmek için uğraşmaktadır.
Yaşam kalitesi, vatandaşın iradesi, yaşam haklarımız Karabiga örneğinde görüldüğü gibi yok sayılmaktadır.
Bunun için 1/100000 lik plan ile rant alanı hedefi ile yapılacak her türlü yaşam hakkı ihlaline karşı tek yöntemin birleşerek mücadele olduğunu unutmayalım.
Bu imha planına karşı geniş kesimleri birleştirerek bir direniş cephesi yaratmaktan başka bir çaremiz yoktur.
Yoksa yok olacak olan geleceğimizdir.
Karabiga’daki termik sürecinde yaşananlar bunu bize öğretiyor.
Hukuk ayaklar altına alınıyor, iktidar tam bir fütursuzlukla istediği kararları istediği gibi alıyor.
O zaman mücadeleye devam etmekten başka bir şey kalmıyor bize.
Yılmayacağız,”bu daha başlangıç mücadeleye devam” diyoruz.
Paylaş