"Her verilen cezasızlık bir başka ölüme teşvik oluyor"

789
Ankara`da 15 Temmuz 2020 tarihinde Çağdaş Şenyüz`ün çarpması üzerine yaşamını yitiren bisiklet lisanslı sporcusu Umut Gündüz davasında sanık Şenyüz`ün tutuksuz olarak yargılanmasına karar verilirken, Gündüz`ün ailesi Menderes Gündüz ve Asuman Gündüz 5 yaşındaki kızları Asya Gündüz ile şehir şehir gezerek adalet arayışlarını sürdürüyorlar. Şenyüz, `bilinçli taksirle öldürmek suçundan` yargılanırken, Gündüz ailesi Şenyüz`ün "kasten adam öldürmek" suçundan ağır ceza mahkemesinde yargılanmasını talep ediyor. Gazetemiz Çanakkale OLAY`ı ziyaret eden aile cezasızlık politikasına dikkat çekmek için il il gezerek ilgili oda, sendika ve STK`larla görüştüklerini belirterek; "Her verilen cezasızlık bir başka ölüme teşvik oluyor..." dedi. Umut`un hayatını kaybetmesi sonrası yaşanan adli süreci anlatan baba Menderes Gündüz, suçları tek bir şeye indirerek trafik kazası gibi gösterip zanlıyı kurtarmaya yönelik bir çalışma yürütüldüğünü belirtti. Baba Gündüz, mahkeme boyunca zanlı Şenyüz`ün ceza dahi almayacağı bilinci ile hareket ettiğini belirterek, adalet için mücadelelerini sürdüreceklerini ifade etti. 
"Uzun tutukluluk mağduriyeti ile kişi serbest bırakıldı"
Baba Gündüz açıklamasında; "Ben Menderes Gündüz, Asuman Gündüz ve beş yaşında ki kızımı Asya Gündüz. Biz, Umut Gündüzün ailesiyiz. Umut Gündüz 19 yaşında lisanslı bir bisiklet sporcusuydu. 15 Temmuz 2020 tarihinde geçen sene antrenman dönüşü arkasından alkollü bir sürücünün çarpması ve hastaneye kısmen yürüme mesafesinde ki yerde bırakıp kaçması sonucu o akşam kendisini kaybettik. Sürücünün plakası yere düştüğü için bulundu. Bulunduğunda da kendisi de bunu kabul etti. `Alkollü olduğunu, bir şeye çarptığını ama neye çarptığını fark etmediğini` söyledi. O gün ki nöbet saha çalışması ile tutuklandı. Dört ay gibi bir süre sonrasında takipname hazırlanmadan, mahkemesi görülmeden, uzun tutukluluk mağduriyeti ile kişi serbest bırakıldı. Ki bu sisteme de düşmediği için biz de tespit edemedik, sadece dosya takibinde şifa yerini öğrendik ama itiraz süremiz geçmiş oldu. Mahkemeden talep etmemiz istenildi ve dokuz ay sonra iddianamemiz çıkıp mahkeme tarihi belli oldu. İddianame içi boş bir iddianameydi" dedi. 
 
"Adalet Bakanlığı önünde 6 hafta oturma eylemi yaptık"
Adalet Bakanlığı ile görüşmek istediklerini ancak görüştürülmediklerini belirten Gündüz; "Taksirle açılmış sürücünün her biri ayrı bir suç niteliğin de ki suçları tek bir şeye indirerek, trafik kazası gibi gösterip kişiyi kurtarmaya yönelik bir çalışma yürütülmüş. İddianame hazırlanmış biz de bunun akabinde tepki amacında Adalet Bakanlığıyla görüşmek niyeti ile eşim ile Adalet Bakanlığının önüne geldik. Bizi görüştürmediler biz de altı hafta oturma eylemi yaptık. `Umut için Adalet` diyerek 24 Haziran da ilk mahkememiz görüldü. Umut`un ölümüne sebep olan sürücü, biz ve bizim gibi birçok acılı aile ve bu anlamda destek veren topluluk mahkeme önündeyken polis korumasında salona alınmış. İçeri de bir kahraman edası ile karşılandı. Bu, bizi çok yaraladı, rahatsız etti. Oysa, hem kamuoyunun desteği hem de ulaşabildiğimiz noktalar anlamında mahkemeden çok umutluyduk. Orada adil bir yargılanma olmadı. Mahkemede ki hâkim genç bir kadın hâkimdi, dosyayı alelacele orada incelemeye çalıştı. Bu alenen görüldü. Hem mevzuata hâkim olmadığı hem de salon itibari ile kontrolü sağlayamadığı için bizi memnun eden bir mahkeme olmadı. Savcı birkaç kez müdahale ederek düzeltmesini sağladı. Aile avukatımız müdahale etti. Bazı durumlarda kontrolü kaybetti. Sanığı hiç yıpratmadı, incitmedi, yormadı ama tam tersi iki tanık vardı ki tanıklık ettiğine mahkemeyi zehir etti. Emimin ki başka bir yerde ölüm olsun o kişiler tanıklık etmezler neredeyse onları suçladı. "Siz öldürdünüz" demediği kaldı. İfadelerini birbiri ile karıştırdı..." dedi. 
"Katilin, hâkim ile aynı odada tutulup baş başa kalması bizi rahatsız etti"
Mahkemenin bizim taleplerimizi reddettiğini belirten Gündüz; "Şahsın tutuklu yargılanmasını, kasten adam öldürme ile ağır cezada yargılanmasını da reddetti tutuksuzluğunun devamına karar vererek 7 Aralık 2021 tarihine mahkemeyi ertelendi. Sonuçta bir katil neden bu kadar korunur. 11 aydır hukukun üstünlüğü, adalet mücadelesi derken insanlar da kendisine göre tepkisini gösterdi. Katilin, hâkim ile aynı odada tutulup baş başa kalması bizi rahatsız etti. Bu yüzden o mahkemenin kararına güvenmediğimiz için basın bizi göstermiyor. Bir basın değerimiz yok biz de bunu kamuoyuna tek tek anlatmak için kapı kapı çalıp anlatmaya çıktık" dedi. 
"Bir iddianame Türkiye`nin her yerinde aynı çıkabilir mi?"
Şehirleri gezdiklerini yerel basınları önemsediklerini ve ziyaret ettiklerini belirten Gündüz; "Baroları, insan hakları derneğini, meslek odaları ve sendikaları gezerek durumu anlatıyoruz. Aynı zamanda adalet mağduru aileler ile görüşerek ne yapabileceğimiz noktasında konuşuyoruz. Bir iddianame Türkiye`nin her yerinde aynı çıkabilir mi? Muğla da bisikletli biri öldürülmüştü köyde ki muhtar ve akrabalar cesedi yok etmeye çalışırken polis tarafından yakalandı. İzmir de Zeynep Aslanı öldüren sürücünün iddianamesi de aynı. Samsun Bafra da ki Nurican Beyazpınar`ın ki de aynı böyle bir şey olabilir mi? Tek bir iddianame ile kurtarmaya yönelik bir çalışma var. Biz de cezasızlık politikasına dikkat çekmek için il il geziyoruz. Çünkü her verilen cezasızlık bir başka ölüme teşvik oluyor. Biz de Urfa`dan başladık her şehirde iki günlük bir programımız var, bu akşam itibari ile Çanakkale den ayrılıp Tekirdağ`a geçeceğiz yerel basına, kurumlara kuruluşlara anlatmaya çalışıyoruz" dedi.
(Eren Aşnaz) 
Paylaş