CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu`nun görevlendirmesi ile ülkedeki tüm balıkçıları ziyaret ederek sorunlarını dinleyen CHP Sinop Milletvekili Barış Karadeniz, Çanakkale`de ziyaretlerini sürdürüyor. CHP Çanakkale Milletvekili Özgür Ceylan ve beraberindeki heyetle TARIM-KOOP Genel Başkanı Mehmet Özkurnaz`ı makamında ziyaret eden Karadeniz, Gazetemiz Çanakkale OLAY`a deniz kirliliği, ülkede ve Çanakkale`de balıkçıların durumuna... dair açıklamalarda bulundu. Kılıçdaroğlu`nun isteği üzerine müsailaja dair raporu kendisine teslim ettiklerini belirten Karadeniz, müsilaj sorunun büyüdüğünü, önlenmesi içinse kısa sürede ileri atık teknolojilerinin kıyı belediyelerde hayata geçirilmesi gerektiğini belirtti. Aynı şekilde fabrikalarında bu teknolojiye geçmesi gerektiğini ifade eden Karadeniz, bunun bir devlet politikası haline getirilmesi gerektiğini ifade etti. Balıkçıların öncelikli sorunlarının artan mazot fiyatları ve girdiler olduğunu belirten Karadeniz, balıkçıların ÖTV`siz mazot alma hakkına yeniden kavuşması gerektiğini dile getirdi. Müsilajın balıklara etkisi olduğuna dair yanlış bir bilgi olduğunu dile getiren Karadeniz, yapılan analizlerde böyle bir durumun söz konusu olmadığını söyledi. Barınakların balıkçıların elinden alınarak özel şirketlere devredilebileceği şeklinde bir yasa çıktığını belirten Karadeniz, yine balıkçıların artık teknelerini çekecek yer dahi kalmayacağını vurguladı. Kanal İstanbul projesinin Marmara bölgesi için bir `ölüm projesi` olduğunu ifade eden Karadeniz, Ergene Çayı`nın ülkedeki en kirli çay olduğunu belirterek, acilen önlem alınması gerektiğini dile getirdi.
"Müsilaj sorunu daha da büyüyor"
Karadeniz açıklamasında; "Türkiye`deki balıkçılarımızın sorunlarını dinlemek için geldik. Bunları dinlerken, özellikle Marmara bölgesindeki, Marmara Denizi`nin çevresel ve deniz kirliliği ile ilgili de araştırmalar yapıyoruz. Genel Başkanımız bununla ilgili bir rapor istedi. Müsilaj raporunu yazdık ve 2 gün önce genel merkezimize teslim ettik. Bu şekilde giderse denizlerdeki müsilaj ortadan kalkmaz, yalnızca yüzeysel müsilaj gider. Dipteki müsilaj yukarıda görünmediği için yok sanılıyor ancak öyle değil. Sorun daha da büyüyor. Türkiye`nin yapması gereken bir şey var. Kıyısı olan belediyelerimizin özellikle Marmara bölgesinde arıtma sistemlerini ileri arıtma sitemlerine çevirmesi, kimyasal ve biyolojik arıtmayı yaptıktan sonra denize bırakması gerekli. Tabi sadece belediyeler anlamında değil, fabrikalarında arıtma sistemlerini revize ederek ileri arıtma sistemlerine çevirmesi lazım. Hangi partili belediye olursa olsun bu ileri arıtma sistemine yapmaya gücü yetmeyeceği için bunun bir devlet politikası haline getirilmesi lazım" dedi.
"Mazot fiyatları sürdürülebilir balıkçılığı engellemiş durumda"
Balıkçıların ciddi sorunlar yaşadığını ve müsilajın balığa herhangi bir etkisi olmadığını belirten Karadeniz; "Çanakkale bölgemizde çok büyük bir endüstriyel balıkçılığımız yok. Ancak küçük, kıyı balıkçılarımız da olsa sorunlarımız aynı. Balıkçılıkla uğraşan arkadaşlarımızın ilk önce mazotla ilgili sorunu var. Eskiden ÖTV`siz mazot alarak balıkçılık faaliyetlerini sürdürürlerdi. Şu anda ise pompada vatandaş ne alıyorsa balıkçılarımızda aynı fiyattan alıyor. Bu sürdürülebilir balıkçılığı şu anda engellemiş durumda. Geçen sene 1 lira olan balıkçı ağı fiyatları şu anda 3 lira oldu. Fiyatların yükselişi balıkçılarımızı daha da dibe batırdı. Yine müsilajla ilgili balığın yenmemesine dair bir algı oluştu. Ancak kesinlikle böyle bir şey yok. Analizler yapıldı, Türkiye`de balık rahatlıkla yenilebilir. Müsilajın bun balığa bir etkisi yok" dedi.
"Balıkçılarımız, teknelerini çekecek yer kalmayacak hale getiriliyor"
Yine barınakların balıkçıların elinden alınarak özel şirketlere devredilebileceği şeklinde bir yasa çıktığını ifade eden Karadeniz; "Kooperatiflerimiz güçsüzleşti. Kooperatiflerimizin kiraları ciddi rakamlara çıktığı için bu kooperatifler borçlanmaya başladı. Yine ihalelerle kooperatifleri özel sektörlere vermeye başladılar. Balıkçı barınaklarımızın yerine marina yapılmaya başlanıyor. Balıkçılarımızı bu noktada artık teknelerini çekecek yer bırakmayacak hale getiriyorlar. Balıkçılarımız kendi atık sularını boşaltmaları için her hafta makbuz kesiyorlar. Aksi takdirde ciddi para cezaları var ancak hiçbir yerde atık bırakma tesisi yok. Buna rağmen o parayı ödemez ise cezaya mağdur kalıyorlar. Bende buradan `kamu kurumlarının tekneleri var bunlar atıklarını nereye boşaltıyorlar` diye sormak istiyorum. Limanların alt yapılarının değişerek, üst yapıya da bunların kurulması lazım. Her fatura balıkçıya kesilmiş durumda" dedi.
"Yine balıkçılık diye tanımlanmış bir meslek grubu yok"
Genel Başkanımızın bu vermiş olduğu görev doğrultusunda Hopa`dan başlayıp Hatay Samandağ`a kadar 28 limana girip buradaki balıkçılarımız ile görüş alışverişi yapıyoruz. Bunun raporunu sunacağız. Raporu sunduktan sonra Genel Başkanımızın da paylaştığı benizcilik ve balıkçılık üzerine bir Bakanlık kurma düşüncemiz var. Genel Başkanımız `bu bakanlığı kurarken öncesinde elimizde raporlarımız olması gerektiğini` söyledi ve bununla ilgili çalışmalarımıza devam ediyoruz. Balıkçılık sektörü ile şu ana kadar ülkemizde ne yazık ki ilgilenmemiş. Balıkçılarımız bu konuda kendilerini çok yalnız hissetmişler. Yine balıkçılık diye tanımlanmış bir meslek grubu yok. Bu başlangıcımız ile balıkçılarımızın kendine olan güveni biraz daha arttı. Her gittiğimiz yerde de balıkçılarımız bir özgüven ile sıkıntılarını anlatmaya başladılar. Bu bize gurur verdi. Balıkçılarımızın her daim yanındayız. Bu kış mecliste en ufak sorunlarını dahi gündeme getireceğiz. Çözümler için tüm siyasi partilerin bu konuya ilgi ve alaka göstermeleri lazım. Bu yalnızca bizimle olacak bir şey değil. Denizler bu ülkede yaşayan tüm vatandaşların ortak sorunu. Siyasetten öte ortaklaştırılması gereken sorunları meclis gündemine taşıyacağız" dedi.
"Kanal İstanbul ile kirliliğin ve oksijensizliğin artacağı günler gelecek"
Yine Marmara bölgesi ile ilgili özel bir durum olduğunu belirten Karadeniz; "Bu kadar organize sanayinin, tersanelerin denize bıraktığı atıkların yanında birde Kanal İstanbul ile Marmara bölgesindeki kirliliğin ve oksijensizliğin artacağı zamanlar gündeme gelecek. Aslında ölü bir proje çünkü Marmara`da deniz akıntıları dipten Karadeniz`e akar, üstten de Karadeniz`deki sular Marmara`ya girer, ortada da boş stabil bir alan vardır. Şu anda düşünülen Kanal İstanbul projesi, Tuna Nehri`nin Karadeniz`e akıttığı Avrupa`daki bütün pisliğin Marmara`ya girmesi demek. Doğal ve ekolojik yapının bozulması demek. 35 Milyar Dolar gibi bir para harcayıp Türkiye`nin geleceğini mahvetmek demek. 35 Milyar Doları oraya harcayacaklarına, bu rakamlarla Marmara bölgesine ve hatta Karadeniz`e dahi ileri arıtma tesisi kurulabilir. Bu yatırımları mantık çerçevesinde bilime ve akla dayalı paylaşarak yaparlarsa başarılı olacaklardır" dedi.
"Ergene için önlem alınmazsa Marmara`nın geleceği yok olur"
Önceki gün Tekirdağ`da Ergene Çayı`nın denize deşarj olduğu bölgeyi inceledik. Ergene Çayı Tekirdağ`da ama zararı buraya da var. Bütün fabrika atıkları ve kimyasallar denizden dört buçuk km öteye, kırk yedi buçuk derinliğe hiçbir arıtma olmadan sadece derin deşarj sitemi ile Marmara`ya basılıyor. Türkiye`nin şu anda en kirli çayı Ergene Çayı olmuş. Ergene Çayı`nın acilen önlem alınarak yenilenmesi gerek. Yoksa Marmara`nın geleceği tamamen bitmek üzere" dedi.
"Çocuklarımıza ve torunlarımıza bırakabileceğimiz bir mirası kalmayacak"
Balıkçılarımızın av sahaları kısıtlanmış, Marmara`nın yüze 70`i ava yasak durumda. Müsilaj ile ilgili komisyonda Marmara`yı balıkçılığa yasaklanması gündeme gelmiş. Ancak bu yasaklar olursa balıkçı ne yapacak? soran yok. Bunun yerine rant sahiplerinin, fabrikatörlerin arıtma sistemlerini yapmaları lazım. Burada balıkçıların bir suçu yok. Rant değil gerçekten çevreyi, denizlerimizi düşünen bir politika ile yola çıkılırsa kısa sürede ülkemizi kurtarabiliriz. Aksi takdirde bu akılla çocuklarımıza ve torunlarımıza bırakabileceğimiz bir mirası kalmayacak" dedi.
"Millet İttifakı iktidarında balıkçılarında sorunlarını çözeceğiz"
CHP Çanakkale Milletvekili Ceylan`da Karadeniz`in ziyaretine dair; "Barış vekilimiz bizi ziyaret etti. Çanakkale`de onu ağırlamaktan guru duyuyoruz. Çanakkale`de balıkçıların ciddi soruları var. Vekilim de bunlarla ilgili bilgiye sahip. Bu bilgi birikimini bizlere aktarıyor ve gittiğimiz yerde muhataplarla görüşerek bu konunun sorunları neler, çözümleri neler... bunları tartışıyoruz. Bunlar bir rapor haline getirilerek Genel Başkanımıza sunulacak. Bu rapor ileride balıkçılık ve deniz bakanlığı kurulması noktasında bir kaynak teşkil edecek. En son Kemer`de balıkçılarla konuştuk. Ayrı bir dil ve ayrı bir dünya. Farkında olmadığımız ama aslında kendi içerisinde gerçekleri ve sorunları olan bir sektör balıkçılık. Şu ana kadar ilgilenilmemesi iktidarın hatası. İnşallah Millet İttifakı iktidarında balıkçılarında sorunlarını çözeceğiz" dedi.
(Eren Aşnaz)