Her biri uzun bir roman, canlı bir tarih

Çanakkale gibi havası, suyu, doğası henüz bozulmamış ve yaşlı nüfusu fazla olan bir kentte her an, her yerde 80 yaşını geçse de hayattan elini eteğini çekmemiş görmeniz mümkün...

697
Mesleklerine, ülkelerine, çocuklarına yıllarca emek vermiş, yol göstermiş, topluma ışık tutmuş ve katkı sağlamış bu insanların çoğu da hala bir köşelerine çekilmiş hayatın perdesinin kapanmasını beklemeden mücadeleye devam ediyor. Her biri uzun bir roman, canlı bir tarih olma özelliği taşıyan yaşlıların sesine kulak verirken, 18-24 Mart Yaşlılar Haftası nedeniyle kentimizde yaşayan yaşlılarımızın önünde saygıyla eğiliyoruz.
 
 
“Kore gazisiyim 7 kişiye bakıyorum, tartıcılık yapıyorum”
Ramazan İçen: “82 yaşımdayım, Kore gazisiyim. Emekli maaşım var, ama 3 çocuk okutuyorum. Toplam 7 kişiye bakıyorum. Maaşım yetmediği için de Halk Bahçesi`nde 4 yıldır tartıcılık yapıyorum. Burada kazandığım bir kaç lira bile ekmek parası oluyor. Memleketim Çanakkale, burayı çok seviyorum. Ama çok param olsa tatil yapmak, gezmek isterdim. En çok İzmir ve İstanbul`u görmek isterdim, ama maalesef Çardak`taki akrabalarımın yanına bile gidemiyorum. Ben trafik kazası geçirmiştim. O zamandan beri belim ve bacaklarım rahatsız.”
 
 
“Hiçbir sosyal güvencem yok”
Mustafa Tüzer: “85 yaşımdayım. Çanakkaleli`yim. Hiç bir sosyal güvencem yok, tek çocuğum var. Bana o bakıyor. Herşeyimle o ilgileniyor. Onun dışında kimseden bir yardım görmüyorum, maaşım bile yok. Çocuğum bana sahip çıkıyor.”
 
 
“İnsan gençliğinde dişini sıkıp iktisat yapmalı”
Mehmet Akyemez: “Yaşlanınca paranız, eviniz yoksa kimse kapınızı bile çalmaz. Hayat pahalı, insanlar yaşlılıklarını düşünerek gençliklerinde çok çalışmalı ve iktisat yapmalı. Bakıyorum şimdi karı, koca maaşlı işte çalışıyor, ama kirada oturuyor. Gerektiğinde bakkaldan almayacaksın peynirini, marketten almayacaksın meyveni, pazara gideceksin. Gençliğinde sıkacaksın dişini ve bir küçük de olsa ev alacaksın. Bugünlerin yarınları da var. Yaşlılık zamanlarını düşünüp, kumabarana para koyacaksın. Rahat edeyim, yiyeyim, içeyim, gezeyim dersin yaşlanınca ortada kalırsın. Bütçene göre davranacaksın.”
 
 
“Emekliyim, balığa çıkıyorum, tuttuğum balıkları satıyorum”
Recep Keskin: “Hükümet emekliye yüzde 3 zam veriyor, bu şartlarda yaşlılar nasıl hayatlarından memnun olabilir ki. Üstelik yaptığı yüzde 3`lük zammı da başka şeylerden hemen çıkarıyor. Ben emekliyim, ama emekliyseniz ve kira veriyorsunuz haliniz harap. Ben yan gelirlerle dengelemeye çalışıyorum. Balığa çıkıyorum, balıkları satıyorum.”
 
 
“Arkadaşlarımla çay içmek bile beni rahatlatıyor”
İsmail Hakkı Kuleli: “Ben 82 yaşımdayım. Şükürler olsun ki maddi sıkıntım yok. Sağlığım da yerinde. Dengeli besleniyorum, mevsimine göre giyiniyorum. Hayata olumlu bakıyorum. Öğretmenevi`nde arkadaşlarımlar, dostlarımla biraraya geliyorum. Sohbet etmek, onlarla bir çay içmek bile rahatlatıyor. Sosyalleşiyorum. Tek isteğim, keşke tüm ailem, akrabalarım bir arada olsaydık. Ama bu mümkün değil, hayat herkesi başka yollara savuruyor.”
Paylaş