Hem de daha ilk yağmurda!

Geçtiğimiz yıl aşırı yağışlar nedeni ile Erenköy Viyadüğü`nde yaşanan heyelanın ardından yaklaşık bir yıl süren çalışmalar tamamlandı. Çalışmalar tamamlandı ama, daha ilk yağmurda yaşanan hareketlilik herkesi tedirgin etti. Daha önceki açıklamalarında bölgede mühendislik hatalarının yapıldığını ifade eden ÇOMÜ`lü öğretim görevlisi Doğan Perinçek, “Tehlikenin geçtiğini sanmıyorum” diyerek yetkilileri bir kez daha uyardı.

1745
 
Çanakkale-İzmir karayolu üzerinde bulunan Çanakkale Viyadüğü`ne yakın bir bölgedeki, duble yolun yamaç kısmında geçen yıl meydana gelen ve viyadüğün bir süre tek taraflı olarak kapanmasına neden olan heyelan, son yağmurların ardından yeniden harekete geçti. Hatırlanacağı gibi, geçtiğimiz yıl Ocak ayında yaşanan aşırı yağışlar nedeniyle aynı bölgede meydana gelen heyelan istinat duvarını yıkmış ve bölgede o tarihten itibaren yetkililerin düzenleme çalışmaları devam devam etmişti. Yaklaşık bir yıl süren, 500`e yakın fore kazık çakılması, istinat duvarı ve heyelan bölgesindeki tepenin taç kısmına yapılan taş yığmalarla heyelanlar önlenmeye çalışılmıştı. Bölgede yapılan çalışmalar kadar harcanan paraların da merak edildiği bir sürecin ardından, geçtiğimiz hafta sonundan itibaren aralıklarla, son birkaç gündür ise artan bır sıklıkla devam eden yağışlar, bölgedeki çalışmaların üzerinden daha üç ay geçmeden bölgedeki heyelanın yeniden hareketlenmesine neden oldu. Öncek akşam saatlerinde başlayan ve dün de devam eden çatlaklar artarken, bu bölgedeki heyelan yolu kullanan sürücüleri tedirgin etti.
 
 
“Yeni heyelanlar söz konusu”
Bölgede inceleme yapan Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Mühendislik Fakültesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Doğan Perinçek, “Doğa mühendislik hatalarını affetmiyor” dedi. “Bu bölgede de ciddi ölçüde mühendislik hataları yapıldı” diyen Perinçek, “Son iki gündür, Çanakkale-Erenköy arasındaki kesimde, eski heyelanların yaşandığı bölgede, artan yağışlarla birlikte yeni bir hareketlenmenin olduğunu görüyoruz. Bu heyelanların birincil nedeni, mühendislik hatalarıdır. O mühendislik hataları, tam manasıyla giderilmediği için bu heyalanları yaşıyoruz. Bu heyelanları tetikleyen yağmurların artmasıyla, buradaki hareketliliğin de artacağını tahmin ediyoruz. Buradaki heyelanların geriye doğru genişleyip, yeni heyelanların olması ihtimali de bu bölge için söz konusudur” ifadelerini kullandı.
 
 
“Biz bu heyelanları yaşamaya devam edeceğiz”
“Dolayısıyla ben yetkilileri bir kez daha uyarıyorum” diyen Perinçek, “Eğer heyelanlar geriye doğru çalışırsa, bu ihtimal az bile olsa, toprağın İzmir yolu üzerine akma ihtimali var. Şuanda yüzde 5 olan bu ihtimal, daha da artarak yüzde 15-20`lere çıktığında bu kez İzmir yoluna akabilir. Böyle olduğunda, yani İzmir yolu kapandığında bizim başka bir alternatif yolumuz yok. Bu çok önemli bir konu. İhtimal az bile olsa biz muhakkak, gerekli girişimleri yaparak tedbir almamız lazım. Bu durumun sorumlusu, o yolu yapan inşaat mühendisler ve karayollarıdır. Eğer o yolu yaptıklarında istinat duvarını gerektiği şekilde yapsalardı ya da oradaki yamacı tıraşladıklarında, yamaç eğimini daha düşük tutmuş olsalardı bu heyelanlar olmayacaktı. Bunların hepsinin hesabı yapılmadığı ve mühendislik hataları yapıldığı için biz bu heyelanları yaşamaya devam edeceğiz. Daha önceki olan olayın benzerini yine gördük” şeklinde konuştu.
 
 
“Yağmur yağdıkça yük daha da artacaktır”
“Heyelan baktığımız da oluşan çatlamaları çok net görebiliyoruz” diyen Perinçek, “Dün (önceki) akşam üzeri gittiğimde çatlaklar çok daha azdı. Ancak bu sabah (dün sabah) çatlakların arttığı görüldü. Çatlaklardan heyelanların devam ettiğini ve aktif olduğunu görmekteyiz. Biraz daha Erenköy`e yaklaştığımızda burada yeni bir heyelanın geliştiğini görüyoruz. Viyadüğün olduğu yerde ise, bundan 10 gün önce buradaki toprağı düzeltip, tıraşlamışlardı. Amaçları ise ifadelerine göre; buraya ağaç dikmekti. Ancak viyadüğün üst kısmında iki tane istinat duvarının arasında olduğu halde heyelan meydana geldiğini görebiliyoruz. Bu tür küçük heyelarların viyadüğü bir zararı yok, ancak bu durum işi ne kadar bilmeden yaptıklarının da bir göstergesi. Burada dikkat çekilmesi gereken önemli bir konu ise viyadüğün taç kısmındaki taş yığınıdır. Bu taş yığınının burada olmaması lazım. Bu taş yağını, burada istinat duvarına yük bindiriyor, yağmurlar yağdığında bu yük daha da artacaktır. Belki istinat duvarları bu yüke dayanabilecektir ancak bu taş yığını gereksiz bir masraftır” ifadelerini kullandı.
 
“Tehlikenin geçtiğini sanmıyorum”
Perinçek, tehlikenin son yapılan çalışmalar ile geçtiğinin söylenemeyeceğini ifade ederken, viyadüğün geçen yıl yaşanan heyelanda zarar gördüğünü ifade etti. “Bu alanda geçen yıllarda olan heyelanın viyadüğe zarar verdiğini gösteren bir veri de, viyadük üzerindeki yağmur suyunun birikmesidir” diyen Perinçek, “Viyadüğün ortasında yağmur suyu birikintileri ne anlama geliyor? Viyadüğün ayaklarından bir tanesi heyelan olduğu zaman kısmen oturdu ve bu oturma devam ediyor. Eğer oturma devam etmese, viyadüğün ayağı zarar görmese, viyadüğün üzerinde de su birikmemesi gerekiyordu. Dünyadaki bütün karayollarında genel kural, karayolu üzerinde su birikmemesidir. Ancak biz bırakın yolları, viyadüğün üzerinde bile su birikiyor. Herhangi bir şekilde bu su çoğaldığında arabayı bile çekecek şekilde etkili olabilir. Yani bu viyadüğün ayaklarından bir tanesinin zarar gördüğüne dair net bir delildir. Ayrıca hepimizin bildiği gibi viyadüğün girişinde de bir oturma söz konusuydu, orayı asvalt ile doldurarak kapattılar. Yani, ayıbı örttüler. Hiçbir şekilde burada tehlikenin geçtiğini sanmıyorum. Viyadüğün deniz tarafında yağmurlar devam ederse yeni çatlaklar oluşabilir. Viyadüğün alt kısmına da kazıklar çakılması gerekiyordu” şeklinde konuştu.
Paylaş