Hekimlerden deprem uyarısı
Çanakkale Tabip Odası Başkanı Dr. Hülya Görgün, halkı olumsuz yönde etkileyen ve korkutan depremler ile ilgili önemli uyarılarda bulundu. Görgün; “Uygulanabilir ve denetlenebilir önerilerimizi paylaşıyoruz ve Çanakkale Tabip Odası olarak uyarıyoruz!” dedi.
Kentin gündeminde yer alan deprem ile ilgili açıklama yapan Çanakkale Tabip Odası Başkanı Dr. Hülya Görgün, Çanakkale Tabip Odası olarak toplumun tüm kesimlerini, büyük bir deprem başta olmak üzere tüm afetlere karşı ortak hareket etmeye ve birlikte hazırlanmaya davet etti. Görgün; “Eğer bugün birlik olup yeterince hazırlanamazsak, bir gün büyük acıları bir kez daha paylaşmak zorunda kalacağımızı biliyoruz” dedi.
“Bazı gerçeklerle yüzleştik”
Deprem ve sonrasında, üç dört gündür yaşanılanların, uzun süredir unutmak üzere olunan bazı gerçeklerle yüzleşmeye neden olduğunu ifade eden Görgün; “Hazırlıksız ve bilgisiz” bir toplumda “Olağan Dışı Durumlar” maalesef “afet”lere dönüşür. Bilindiği üzere; 24.05.2014 cumartesi günü, saat 12:26’da merkezi Çanakkale İli, Gökçeada yakınlarında olan, 6,5 büyüklüğünde, 40 saniye süren bir deprem yaşadık. Depremin denizde olması, yaşam merkezlerine uzak olması, gündüz olması büyüklüğü ve şiddetinin ölçüsü itibarı ile,yıkımın az olması sonucunu doğurdu. Depremin ilk dakikalarından itibaren Çanakkale Tabip Odası olarak, İl Halk Sağlığı Müdürlüğü ile telefon görüşmesi sağlanıp, yapılacaklar konusunda düşünce alışverişinde bulunduk. Yönetim kurulumuzdan Doç. Dr. Coşkun Bakar aracılığı ile hastanelerdeki durum, hasta başvuruları hakkında bizzat yerinde bilgiler topladık. Deprem sonrası 3. ve 4. gün itibarı ile halen yaşanan artçı depremler ile birlikte; kırıklar, basit yaralanmalar, psikososyal stres-travma sonucu hastanelere başvurular dışında, bu depremi iyi ki sadece maddi kayıplarla birlikte “hafif atlattık”. İl merkezi ve ilçelerden elde edilen bilgilere göre, deprem sırasında çoğu panik nedeniyle iki yüzün (200) üzerinde yaralanma olgusu acil servislere başvurmuştur. Bunların bir kısmı deprem esnasında kendilerini balkonlardan atmış ve yaralanmıştır. Hastaneler ve acil servisleri, kısa süreli de olsa içinden çıkılamaz bir hal almıştır. Depreme evlerinde ya da evleri dışında sokakta, işyerinde yakalanan binlerce yurttaşımız, deprem sonrası saatlerce binaların dışında beklediler, bazıları da geceleri evleri dışında çadırlarda konakladı. Yaşanan deprem ve ardı sıra beklenen artçıları, yaşanan ruhsal ve sosyal travmanın dozunu arttırmıştır. Deprem ve sonrasında, üç dört gündür yaşadıklarımız, uzun süredir unutmak üzere olduğumuz bazı gerçeklerle yüzleşmemize neden olmuştur” diye konuştu.
“Artık bir şeyler yapmalıyız”
“Doğal sebepler ile oluşan depremleri ülkemizde ve bölgemizde, komşu illerimizde hep yaşayacağız” diyen Görgün; “Ancak bazen olağan dışı büyüklükte, şiddette ve yaygın olarak hissedeceğimiz depremlerin “afet”e dönüşmemesi için artık bir şeyler yapmalıyız. Doğal sebepler ile ortaya çıkan olağan dışı durumlar ile ilgili, yaşadığımız onca tecrübeye rağmen, halkımızın halen depremlere karşı hala hazırlıksız olduğunu düşünmekteyiz. Bu topraklarda yaşadığımız sürece, hepimiz hayatımızın farklı zamanlarında büyük ya da küçük birçok deprem gerçekliğini yaşayacağız. Olağan dışı durumların afetler biçiminde yaşanmaması için toplum ve kurumlarımız olarak “hazırlıklı olmanın” önemi çok açık ortadadır. “Hazırlıklı olmak” tan, güçlü dayanıklı binalar, doğru şehir planlamaları bilgili toplum, hazırlıklı kurumlar, uygulanabilir ve toplumun da katıldığı afet planlarının olması anlaşılır. Olağan dışı durumların yönetimi ve koordinasyonu, başta İl Valiliği olmak üzere, AFAD liderliğinde yapılır. Kurumlar arası işbirliği ve iletişim sağlıklı olmazsa, yönetim krize dönüşür. Bu noktada; olağan dışı durumların yönetimi ve koordinasyonunda Çanakkale Tabip Odası olarak bilgi birikimimiz ve deneyimlerimiz ile birlikte bize düşen her görevi yapmaya hazır olduğumuzu ifade etmek isteriz” şeklinde konuştu.
Tabip Odası`nın önerileri
Çanakkale Tabip Odası olarak deprem ile ilgili önerilerini de kamuoyu ile paylaşan Görgün şu şekilde konuştu: “Çanakkale Tabip Odası olarak önerilerimiz; olağandışı durumlara hazırlık evde başlar. Okulda, hastanelerde, kurumlarda devam eder. Hastane afet planlarımız ve tatbikatları en kısa sürede güncellenmeli ve uygulanmalıdır. Kriz yönetimi çoklu disiplinli bir yapıdır. Tek başına bir kurum yapamaz. AFAD önderliğinde kurumlar arası işbirliği şarttır. Valilik kriz yönetiminin Başkanlığıdır. İl Olağandışı Durum Planları (İl Afet Planları) en kısa zamanda Çanakkale Halkı ile paylaşılmalıdır. Çanakkale İlini komşu İllere bağlayan ana arterler (karayolları) en kısa zamanda depremsellik ve genişleme olanakları açısından gözden geçirilmelidir. Valilik yeni bir “Olağan Dışı Durum” öncesinde İlimizin tatbikat planlarını tüm Çanakkale halkı ile birlikte denemelidir. Olağan dışı durumlarda bilgi akışı ve bilgilerin paylaşımı tek elden ve olabildiğince hızlı olmalıdır. Haber kaynağının güvenilir ve tek merkezli olması panikleri de önler. Unutmayalım bize yardım edecek komşu iller, komşularımız, eğitimli personel ve kurumlarımız da bizzat olağan dışı durumdan etkilenmiş olabilirler. Bugün tekrar afet öncesi dönemdeyiz. Yeni bir büyük depreme kadar; “Ne kadar vaktimiz var?” sorusunun cevabını biz bilmiyoruz. Yaşadığımız depremin uzmanlar tarafından “beklenen deprem” olarak tanımlanmış olmasına rağmen, deprem sırasında ve sonrasında yaşadıklarımız hiç de bunun kanıtı değildir. Yani halk depremin ne zaman ne büyüklükte ve şiddette olacağını bilmiyor, kestiremiyor maalesef. Bu nedenle Çanakkale Tabip Odası olarak toplumun tüm kesimlerini (Kamu kurumları, yerel yönetim,üniversite, meslek örgütleri, sivil toplum kuruluşları vd. ) bir gün mutlaka yeniden yaşayacağımız büyük bir deprem başta olmak üzere tüm afetlere karşı ortak hareket etmeye ve birlikte hazırlanmaya davet ediyoruz. Eğer bugün birlik olup yeterince hazırlanamazsak, bir gün büyük acıları bir kez daha paylaşmak zorunda kalacağımızı biliyoruz.”