Çanakkale Tabip Odası, Sağlık Emekçileri Sendikası, Pratisyen Hekimlik Derneği Çanakkale Şubesi ve TAHUD, 3 günlük grev kapsamında dün hizmet üretmediler. “Eşit, nitelikli, ulaşılabilir, ücretsiz sağlık ve özlük haklarımız” talepleriyle dün greve çıkan sağlık emekçileri, Mümtaz Pirinçciler Meydanı`nda stand kurarak, `Sağlıkta yalanlar ve gerçekler`, `Gerçekten memnun musunuz?` başlığıyla vatandaşlara bildiri dağıttı. Greve çıkan sağlık çalışanları adına bir açıklama yapan Çanakkale Tabip Odası Yönetim Kurulu Başkanı Hülya Görgün, Sağlık Bakanlığı`nın, 5 aydır Aile Sağlık Merkezi (ASM) çalışanlarına hafta içi 40 saat çalışmaya ek olarak, Cumartesi günleri ‘nöbet’ adı altında fazla çalışmayı dayattığını ifade ederek; “Hafta içi, kendisine kayıtlı bebeğe, hamile kadına aşısını, izlemini yapan; hastasını muayene eden, tedavisini yapan, köy köy gezen, evlerde hastasını ziyaret eden, entegre sağlık hizmeti verilen yerlerde gece gündüz demeden gelen her hastaya bakan, tatillerde ölü muayenesini yapan, ev ev, okul okul aşı kampanyası yürüten birinci basamak sağlık çalışanına, ek olarak Cumartesi günleri de `gel çalış` deniyor. ASM sağlık çalışanları bu haksız hukuksuz Cumartesi fazla çalıştırma dayatmalarına karşı 5 aydır direniyor ve çoğunlukla ASM’lerini açmıyor. Sağlık Bakanlığı, ASM çalışanlarının 5 aydır sürdürdükleri kararlı ve başarılı direnişini kırmak için, 16 Nisan tarihinde yeni bir yönetmelik yayımlayarak, Cumartesi direnişini sürdürenleri işten atmakla tehdit eden ağır ceza puanları getirdi. Sağlık örgütlerinin, Sağlık Bakanlığı ile bu konuda yaptığı görüşmeler sonuçsuz kalmış, en son TTB’nin Sağlık Bakanı ile bir kez daha görüşme talebi karşılık bulmamış, aksine Sağlık Bakanı Müezzinoğlu, basına verdiği demeçte TTB’ye halkın sağlık hizmeti almasını önemsemediği şeklinde suçlamalarda bulunmuştur” diye belirtti.
“Kimin halkı düşündüğü gün gibi ortada”
Sağlık örgütlerinin, sağlık çalışanlarının haklarını savunurken, halkın sağlık hakkını savunmaktan hiçbir zaman geri durmadığını belirten Görgün; “Sağlık Bakanlığı’na soruyoruz; Halktan, ödedikleri sağlık primlerine ek olarak, katkı, katılım, muayene, ilave, ilaç farkı vb. adları altında 12 çeşit ücreti kim alıyor? Özel hastanelere giden halkı, soyup soğana çeviren farkları %200’lere kim çıkardı? Nüfusun %10’u sigorta kapsamı dışındayken, primlerini ödeyemeyen binlerce yurttaş sağlık hizmeti için cebinden para ödüyorken, koruyucu sağlık hizmetlerinde, bebek ölümlerinden, anne ölümlerine artış yaşanırken, tam aşılı çocuk sayısı düşerken, kızamık salgınları görülürken,
muayene süreleri 2-3 dakikaya inmişken, tüm bu haksızlıkları halka kim reva görüyor? Bu mu halkı düşünmek? Aile Sağlığı Merkezleri’ni, zincir hastanelerin patronlarına satmadan önce, sağlık çalışanlarını, az paraya, çok çalıştırıp pazarlamaya yönelik girişimlerinizi güçlendirmeye çalıştığınızı duymayan kalmadı. ASM’lerin zincir hastanelerine satışı sonrasında, birinci basamakta verilen tüm hizmetlerin paralı olacağını biliyoruz. Bizler koruyucu sağlık hizmetlerin önemsendiği, halka yeterli muayene sürelerin ayrıldığı, her kesimin, eşit, ücretsiz, iyi sağlık hizmeti alabildiği, çalışanların haklarının gasp edilmediği, sağlık hizmetlerinin toplumun gereksinimlerine göre sunulduğu bir sağlık ortamı istiyoruz. Kimin halkı düşündüğü gün gibi ortada. Birinci basamak sağlık çalışanları, bugün ve sonraki iki gün, Cumartesi fazla çalışma ve işten atma tehditlerine karşı, kendi haklarını korumak için 3 gün hizmet üretemeyecek. Taleplerimiz karşılık bulana dek eylemlerimizi kararlılıkla sürdüreceğimizin bilinmesini isteriz” dedi.