Halkların demokrasi ve barış tercihi barajları yıkarak AKP’nin gerilemesine yol açan yeni bir dönemin başlangıcını oluşturmuştur.
Öncelikle tek adam diktatörlüğü özlemi içersinde olan saray iradesi yok olmuştur.
Baskı şiddet ve katliamlardan medet umanların halkların demokrasi ve barış talebini yok etmelerinin mümkün olamayacağı bir kez daha ortaya çıkmıştır.
HDP’nin barajları yıkarak, halkların demokrasi ve barış tercihlerinin temsilcisi olarak önemli bir başarı gösterip mecliste var olmaları bundan sonraki siyasal yaşamın yeniden biçimleneceğinin göstergesidir.
Bu seçimlerin kaybedeni AKP’dir
Bu kayıp sürecinin, gelecek projeksiyonlarına bağlı olarak daha da derinleşerek sürmesi ihtimal dahilindedir.
Kürt sorunu yoktur deyip, gerçeklerin üzerine kırmızı çizgi çeken, ırkçı yaklaşımlar üzerinden oy hesabı yapanlar bir kez daha halklar tarafından cezalandırılmışlardır.
Kürt sorununun demokratik ve barışçı çözümü bu ülkenin önemli bir gerçekliğidir, kim inkar ederse siyasal mefta olmaya potansiyel olarak adaydır.
Bu kapsamda seçim sonuçlarına bağlı olarak yapılacak gelecek projeksiyonlarının nasıl şekilleneceği konusunda görüş belirtmek için bazı gelişmeleri izlememiz gerekecektir.
Bu arada CHP’nin seçim sonuçlarına ilişkin özellikle kendi örgütselliği ve politikalarını esas alan bir değerlendirme yapması ihtiyaç haline gelmiştir.
Ancak CHP’nin mevcut oy oranını korumuş olması bile CHP açısından başarıdır.
Halkların demokrasi barış ve özgürlükler eğiliminin güçlenmiş olduğu bir ortamda CHP’nin ideolojik olarak henüz bu eğilimleri içselleştiremediği bir boyutta CHP tabanının partilerine güven duymaları ve bağlılıklarını sürdürmeleri de göz ardı edilmeyecek bir gelişmedir.
Haziran seçimleri sonrasında, CHP’de bir restorasyon süreci işletilemezse bundan sonraki sürecin bugünkü gibi olamayacağı da bir başka gerçektir.
HDP’nin, demokrasi özgürlükler barış alanındaki politikalarının sosyal demokrat ideolojiye sahip bir parti olan CHP’yi etkilememesi düşünülemez.
Zaten sistemin, demokrasi ve özgürlük alanındaki gelişmelerin önünü almak için başvuracağı engelleyici adımları boşa çıkarmak bazı işbirliği ve dayanışma gerekliliklerini zorunlu olarak gündeme getirecektir.
Bu gelişmelerin barış ve demokrasi adına olumlu olabilmesi barış ve emek güçlerinin her zamankinden daha çok dayanışmasına ve mücadelesine bağlıdır.
Bu arada Çanakkale CHP’ninde seçimde gösterdiği performansı değerlendirmek gerekmektedir.
İlk elden savunulduğu gibi CHP, Çanakkale ‘de gerçekten başarılı olmuş mudur; bunu bir başka yazımda ele alacağım.
Seçim sonuçları üzerine bu değerlendirmeleri yaparken düne kadar paralel yapının tetikçiliğini ve yalakalığını yapan sonra çark edip AKP taraftarı gibi gözüken kiralık, sözde gazeteci seçimlerden bir gün önce yine temel karakteri olan manipülasyon yapmaktan vazgeçmemiş!
Sadece manipülasyon değil, aynı zamanda AKP yalakalığında mesafe almayı sağlamak için ; ‘AKP’nin iki ,CHP ve MHP’nin birer milletvekili çıkaracağını’, “seçim finali” başlıklı yazısında ifade ederek AKP’li ağabeylerinin gözüne girmeye çalışsa da sonuç yine nafile oldu.
Sözde gazeteci, yalakalık yapmaya çalışırken yine yüzüne gözüne bulaştırmış.
Ne de olsa mahkemelerde Feride ve Firuze olarak kiralık olmanın yüzsüzlüğüne bulaşmış bir kişi olarak artık kendisinde yüz kalmamış…
Biz ne desek boş…
Yalakalıkta sınır tanımazlık halleri deyip, geçelim!