havadurum

HDK Çevre için ses verdi

Halkların Demokratik Kongresi “Sen de bir ses çıkar” kampanyası kapsamında siyanürcü şirketlere karşı Kazdağlarına sahip çıkan Çanakkalelilerin sesi oldu.

701
 
Halkların Demokratik Kongresi ile Çevre Platformu üyelerinin buluştuğu Cumhuriyet Meydanı’nda okunan basın açıklaması metninde; “Toprağımızın, suyumuzun doğamızın ağır metalle, siyanürle zehirlenmesine izin vermeyeceğiz. Yılda üç ürün aldığımız topraklarımızın tarımsal üretimde kullanılmasını istiyoruz, madencilikle zehirlenmesine izin veren hiçbir yasal düzenlemeyi kabul etmiyoruz. Uluslararası altın tekellerini yerli işbirlikçilerini, termik santral işletmelerini toprakla-rımızdan kovana kadar ülkemizdeki tüm demokratik kitle örgütleri ve tüm çevre örgütleriyle birlikte mücadele edeceğiz, dayanışma ve güç birliğimizi arttırarak konunun takipçisi olacağız” dendi.
 
Termik santral lisansları ve altın ruhsatlarının iptali için yetkili ve sorumluları da göreve çağıran çevreciler; “Altın madenciliği, termik santraller, çimento fabrikaları bölgemizi yaşanamaz hale getirecek, halkımızı göçe zorlayacaktır. Altın ruhsatları çimento fabrikası, termik santral izinleri iptal edilsin, gerekli yasal düzenleme halkın yararına yapılsın. Kazdağlarına, halkımızın sağlıklı bir çevrede yaşama hakkına, yaşam alanlarımıza, kültürel mirasımıza sahip çıkacağız. Altın işletme ruhsatları, çimento, termik santral izinleri iptal edilinceye kadar mücadelemizi sürdüreceğiz” ifadelerini kullandı.
 
 
Halkların Demokratik Kongresi (HDK ) tarafından mevcut anti-demokratik siyasal sisteme karşı, halklardan, ezilenlerden, yok sayılanlardan, doğadan, emekten, özgürlükten, eşitlikten, barıştan ve adaletten yana olanların demokratik bir toplum ve insanca bir yaşam için verecekleri mücadelede çıkaracakları seslerinin ortaklaşması olarak düzenlenen, çeşitli etkinlikler ile hayata geçirilen “Sen de Bir Ses Çıkar” kampanyasının bu haftaki teması “yaşam alanlarımıza sahip çıkmak için sen de bir ses ver” olarak belirlendi.
 
Cumhuriyet Meydanında bir araya gelen Halkların Demokratik Kongresi üyeleri ve Çevre Platformu üyeleri; “Kaz dağları, bin pınarlı ida dağı yaşam kaynağımızdır. Kaz dağlarına, toprağımıza, suyumuza, geleceğimize sahip çıkalım. Kazdağları bizimdir, Yaşam kaynağımızdır, uluslar arası altın tekellerine, yerli işbirlikçilerine bırakılamaz, yöremizde altın madenciliği yapılmasını, termik santrallerin kurulmasını, işletilmesini İstemiyoruz. Doğamızın, yaşam kaynaklarımızın yok edilmesine, toprağımızın, suyumuzun ağır metallerle, siyanürle, asit yağışlarıyla zehirlenmesine, geleceğimizin karartılmasına, on bin yıllık kültür mirasımızın yok edilmesine izin vermeyeceğiz” dediler.
 
Cumhuriyet Meydanında yapılan basın açıklamasında şu ifadelere yer verildi; “Yer altı yer üstü doğal kaynaklarımız, yaşam alanlarımız metalaştırılarak satılmaya çalışılıyor. İlimizde 868 adet maden ruhsatı verilmiştir, her yerde on bin yıllık tarihin, doğal kültürel dünya mirasının üzerinde altın sondajları yapılmakta, termik santraller, çimento fabrikaları ve taşocakları kurulmaktadır. Kazdağları yöresinde doğamızla birlikte kültür mirasımız da geri dönülemez biçimde talan edilmektedir. Antik Parion kentinde, Biga` da Değirmencik, Kemer, Bekirli köylerinde kurulmakta olan üç adet İçdaş termik santralleri yaklaşık üç bin mw gücündedir, yine Karabiga` da Antik Priapos kentinde yaklaşık üç bin mw gücünde 3 termik santral daha kurulmaktadır. Bu santrallerin kurulduğu bölge Çanakkale`nin en kuzeyinde ve Kazdağlarına yaklaşık 40 km uzaktadır. Hakim poyraz rüzgarının etkisi düşünüldüğünde Kazdağlarıyla bölgemiz tümüyle tehdit altındadır. Termik santraller, çimento fabrikaları asit yağışlarıyla, altın işletmeleri ise ağır metaller ve siyanürle başta su havzalarımız olmak üzere, yaşam alanlarımızı zehirleyecektir. Bugün Çanakkale ve İlçelerinde kullanılan içme, kullanma, tarımsal sulama suyunun tamamını çok büyük miktarlarda su gerektiren altın işletmelerinde kullanacaklar. Hükümete ve uluslararası Altın Tekelleriyle Yerli İşbirlikçilerine Sesleniyoruz. Uyarıyoruz . Halkın istemediği termik santraller yöremizde kurulamaz, altın işletmeciliği yapılamaz. Termik santrallerin kurulmasına da, işletilmesine de, altın madenciliği yapılmasına da, çimento fabrikalarına da izin vermeyeceğiz. Tüm altın işletmelerinin on yılda devlete vereceklerini vaat ettiği geliri yöre halkı tarımsal üretimden bir yılda kazanıyor, hiçbir akılcı, bilimsel yanı olmayan altın, termik ve diğer kirli sanayinin kurulmasından vazgeçilmesi için hükümeti göreve çağırıyoruz. Çanakkale, Bayramiç Lapseki ve Çan başta olmak üzere tüm ilçe ve köylerin içme sularının temin edildiği su havzaları tehdit altında. Yeraltı sularımız, Çanakkale`nin içme suyunu temin edildiği Atikhisar baraj havzası ağır metallerin tehdidi altındadır. Sağlıklı içme suyu hakkımızı, sağlıklı bir çevrede yaşama hakkımızı uluslar arası altın tekelleriyle yerli işbirlikçilerine gasp ettirtmeyeceğiz.Burada doğduk burada öleceğiz, topraklarımızdan göç etmek istemiyoruz. Toprağımızın, suyumuzun doğamızın ağır metalle, siyanürle zehirlenmesine izin vermeyeceğiz. Yılda üç ürün aldığımız topraklarımızın tarımsal üretimde kullanılmasını istiyoruz, madencilikle zehirlenmesine izin veren hiçbir yasal düzenlemeyi kabul etmiyoruz. Çanakkale` de ilçe ve köylerinde yaşayan tüm halkımız büyük bir sorumlulukla karşı karşıya olduğunun bilincindedir, bu bilinç ve kararlılıkla altın madenleri ruhsatları ile termik santral lisansları iptal edilinceye kadar, uluslar arası altın tekellerini yerli işbirlikçilerini, termik santral işletmelerini topraklarımızdan kovana kadar ülkemizdeki tüm demokratik kitle örgütleri ve tüm çevre örgütleriyle birlikte mücadele edeceğiz, dayanışma ve güç birliğimizi arttırarak konunun takipçisi olacağız. Termik santral lisansları ve altın ruhsatlarının iptali için yetkili ve sorumluları da göreve çağırıyoruz. Altın madenciliği, termik santraller, çimento fabrikaları bölgemizi yaşanamaz hale getirecek, halkımızı göçe zorlayacaktır. Altın ruhsatları çimento fabrikası, termik santral izinleri iptal edilsin, gerekli yasal düzenleme halkın yararına yapılsın. Kazdağlarına, halkımızın sağlıklı bir çevrede yaşama hakkına, yaşam alanlarımıza, kültürel mirasımıza sahip çıkacağız. Altın işletme ruhsatları, çimento, termik santral izinleri iptal edilinceye kadar mücadelemizi sürdüreceğiz.”
 
Paylaş