HDK’dan adalet ve barış sesi...

Halkların Demokratik Kongresinin (HDK) ülke genelinde mart ayına kadar her cumartesi yapılacak olan, “Barış ve Adalet için, sen de bir ses çıkar” eylemi başladı. Binler, ülkenin dört bir yanında meydanlara döküldü. Çanakkale’de de bir araya gelen HDK bileşenleri Barış parkında oturma eylemi yaparak Uludere katliamını kınadı. Eylemde HDK adına açıklama yapan Şehmuz Arslan; “Halkımızın tercihi savaş ve şiddet politikaları değildir. Atılan her kurşun, halkları birbirinden uzaklaştırmakta, düşmanlık duyguları üretmektedir. Bu politikalar derhal bırakılarak, demokratik barışçı politikalara dönülmelidir, bir an önce savaşa son verilmelidir. Katliamcı politikaları sorguluyoruz. Çünkü adalet istiyoruz” dedi.

572
 
Barış Parkı’nda bir araya gelen Halkların Demokratik Kongresi bileşenleri  Uludere’deki katliamı protesto etmek amacıyla oturma eylemi gerçekleştirdi.
 
HDK adına açıklama yapan Şehmuz Arslan, atılan her kurşunun halkları birbirinden uzaklaştırdığını ve düşmanlık duyguları ürettiğini söyledi. Türkiye’de uygulanan yanlış politikaların derhal bırakılarak, demokratik barışçı politikalara dönülmesi gerektiğini belirten Arslan, bir an önce savaşa son verilmesi gerektiğini ifade ederek; “Bugün Orta doğu ve Kuzey Afrika ülkelerine demokrasi adına ders vermeye çalışan AKP iktidarı, kendi ülkesinde tüm devlet güçlerini ve başta ABD olmak üzere; emperyalist devletleri arkasına alarak, kanun hükmünde kararnamelerle baskı rejimi uygulamaktadır. Dün 77 1 Mayısında işçiler, Çorumda, Maraş `da Sivas ta Aleviler, Dersim de Kürtler, Uğur Mumcu, Musa Anter, Metin Göktepe, Hrant Dink gibi gazeteciler katledilmişti. Bugün de Uludere`nin yoksul Kürt köylüleri bombalarla katledildiler. Önceki katliamların üstü kapatıldı. Devlet katileri korudu, gerçek katillerden hesap sorulmadı. AKP hükümeti bu katliamı da önce halktan gizlemek istedi, sonra da ölenler; kaçakçıydı, terörist sanılmıştı, yanlış istihbarat bilgisi gibi yalanlarla kendilerini aklamaya çalıştı.
 
Trilyonlarca para harcanarak alınan, yerdeki karıncanın hareketini bile izleyen insansız uçaklar, nasıl oluyor da 50 civarındaki köylü grubunu ayırt edemeyip; çoğu çocuk olan 35 insanın katledilmesini, operasyon kazası olarak dillendiriyor. Kimi aldatıyorsunuz. Geçmişteki katliamlarınızdan da siciliniz bozuk sizin. Bu halk nasıl 33 kurşunu unutmamışsa, bunu da unutmayacak, er geç adaletin terazisine çıkacaksınız. Bu katliamın esas sorumlusu; savaş ve şiddeti çözüm yolu olarak seçen AKP hükümetidir. Elleri bir kez daha yoksul halkın kanına bulaşmıştır. Ölenlerin ailelerine vereceğiniz, birkaç milyarlık tazminatla vicdanları satın alamazsınız. Şu anda insanlığa karşı işlenmiş bir suç sorgulanmaktadır. Ya katliamcıları ve sorumlularını bulup hesap soracaksınız, ya da bu insanlık utancını, kara bir leke olarak taşıyacaksınız, adınızda tarihte Hitlerlerle,Mussolini ile  birlikte anılacaktır.
 
Halkımızın tercihi savaş ve şiddet politikaları değildir. Atılan her kurşun, halkları birbirinden uzaklaştırmakta, düşmanlık duyguları üretmektedir. Bu politikalar derhal bırakılarak, demokratik barışçı politikalara dönülmelidir, bir an önce savaşa son verilmelidir. Katliamcı politikaları sorguluyoruz. Çünkü adalet istiyoruz. İnsani bir sorun, insansız ve vicdansız politikacılarla çözülemez diyor. Adalet istiyoruz” dedi.
 
Arslan konuşmasını şu şekilde sürdürdü: “Sizin gibi düşünmedikleri için, düşüncesini yazan, çizen gazetecilerin terörist diye tutuklanmasından, Başbakanın emriyle ucube diye heykellerin yıkılmasından utanç duyuyoruz. Büşra Ersanlı, Ragıp Zarakolu, Ahmet Şık, Nedim Şener şahsında tüm gazeteci, yazar, sanatçı için özgürlük-adalet istiyoruz. Gençleri parasız eğitim, demokratik üniversite istedikleri için cezaevlerine dolduran zihniyeti kınıyor, bu hukuksuzluğa son verecek adaleti istiyoruz. Halkın iradesiyle seçilmiş milletvekillerinin cezaevlerinde rehin olarak tutulması, bir bölgede KCK adı altında bir partinin seçilmiş tüm yöneticilerinin, avukatların tutuklanması tam bir hukuksuzluktur. Bu mudur? Sizin ileri demokrasi anlayışınız. Toplumsal muhalefeti, biber gazıyla, hukuksuz tutuklamalarla, katliamlarla, tehditlerle susturulmaya çalışılarak,sömürü sisteminizi devam ettirmek istiyorsunuz. Bu gerici, baskıcı rejiminiz de sizi kurtaramayacak, çünkü ezilen sömürülen halklar HDK çatısı etrafında güçlerini birleştiriyor, hükümetin denetinde yapılan siyasi tutuklamaları kınıyor. Tüm siyasi tutukluların serbest bırakılmalarını istiyoruz. Halkın temsilcilerinin mecliste olmasını istiyoruz. Kendisinden başka herkesi terörist sanan içişleri bakanının bu ülkeye/insanlığa yakışmadığını düşünüyor istifasını istiyoruz. Bir korku imparatorlu kurmak isteyen AKP hükümetinin oluşturduğu; Muhalif düşünce ve halkın üzerinde bir giyotin görevi gören terörle mücadele yasası, iktidar organı gibi çalışan Özel yetkili mahkemeler, düşünce, örgütlenme ve ifade özgürlüğünün önündeki anti-demokratik yasa ve kurumlar kaldırılmalıdır. Biz emekten, barıştan, özgürlükten yana olanlar birleşiyoruz. Eşit-adil-özgür- bağımsız-demokratik bir Türkiye için onurlu sesimizi çıkarıyoruz. Bir ses de sen çıkar.”
 
Paylaş