Hayvanların imhasına olanak sağlayan Hayvan Hakları Kanunnamesi’ni protesto eden hayvanseverler, ‘Ölüm Yasası’na hep bir ağızdan hayır dedi. Cumhuriyet Meydanı’nda bir araya gelen çok sayıda hayvansever, ‘Öldüren yasa istemiyoruz’ , ‘Yaşam Hakkına Saygı’ şeklinde taşıdıkları dövizlerle, hayvanların yaşam hakkına sahip çıktı. Hayvan Hakları Federasyonu (HAYTAP) ile Hayvansevenler Derneği (HAYSEV) tarafından organize edilen protesto eylemi renkli görüntülere sahne oldu. Hayvanlarıyla birlikte Cumhuriyet Meydanı’nda toplanan hayvanseverler, burada bir basın açıklaması yaptıktan sonra Truva Atına kadar bir yürüyüş gerçekleştirdi. ‘Öldüren Yasa İstemiyoruz’ yazılı broşür dağıtan hayvanseverler, yürüyüş sırasında havlamaya başlayan sokak hayvanlarına da yanlarında getirdikleri mamaları dağıttı.
“Halk hayvanlarını koruyor peki ya seçtikleri vekiller?”
Cumhuriyet Meydanı’nda toplanan ve yasayı protesto eden hayvanseverlere seslenen HAYSEV yetkilisi Esen Öztürk; “TBMM`ye sunulan hayvanların korunmasına yönelik yasa tasarısına tepki gösteren ve üyeleri milyonları bulan Türkiye`den ve dünyadan toplam 38 sivil toplum kuruluşu bundan aylar önce ortak bir bildirge yayınladılar. "5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanununda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Deklarasyonu" adıyla imzaya açılan dilekçeye 80 bin imza toplandı. Bu imzalar Meclis`e, Başbakanlığa ve Cumhurbaşkanlığı`na sunuldu. Sahada yıllarını vermiş, bilgi sahibi ve hayvanları korumak amacıyla hareket eden herkes hiçe sayıldı. Ve bütün bunlara karşılık geçtiğimiz günlerde Meclise Orman ve Su İşleri Bakanlığı tarafından ölümün meşrulaştırıldığı, Türkiye`de başta Sokak Köpekleri olmak üzere binlerce hayvanın yok edileceği bir sürecin başlangıç noktasına getirildik. Sahada olanlara kulak vermek gerek, masa başında can kurtarılmaz! Bu tasanda "sahipli, sahipsiz tüm hayvanlara göz dikilmiştir ve onların yok edilmesi tek hedef olmuştur. Söz konusu tasarıda "Bakımevi kapasitesi mevcut hayvan sayısını karşılayamadığında, hayvan bakımevinde rehabilite edilen sahipsiz hayvanlar, sahiplendirilinceye kadar doğal hayat parklarında barındırılır`" gibi romantik maddeler de ancak ve ancak bilgi sahibi olmayanlara makul gelebilir. Oysa, bizler biliyoruz ki, o "doğal hayat parkları " aslında ormanlar yani hayvanların açlıktan birbirlerini yedikleri, birkaç çapulcunun hedef tahtası yapıldığı, tecavüzlere uğradığı yerlerdir. Daha yerel belediyelerimizle sokak ortasında köpeklerimiz için bağırışlar içinde mücadele ettiğimiz günler sürerken, bu tasarı ile elimizi kolumuzu bağlamayı ve hayvanları alıp şehir dışı orman alanlarına göndermeyi kimse bize yasa taslağı olarak sunmasın. Yasa yaşatmayı hedefler, öldürmeyi değil. Bu tasarı ise en hafif deyimiyle bir "soykırımdır". Ve siz, nasıl bir anneden çocuğunu koparamazsanız bir evden, bir sokaktan da hayvanını, koparamazsınız. Aksi halde ona sahip çıkan, canı gibi seven sahipleri ile büyük bir savaş başlatıyorsunuz demektir. Üstelik, sokaklar kan gölüne çevrildikten sonra da meskende barındırılacak hayvanlarımıza el uzatmaya hazırlanılıyor. Metrekare hesabıyla hayvan beslemeye izin verilen bir yasanın neyi hedeflediği herhalde en cahil aklın bile kestirebileceği kadar açıktır” dedi.
“Siz onları öldürürseniz, halk da kalbinde sizi öldürecektir”
Hayvanların imhasına olanak sağlayan 5199 sayılı Hayranları Koruma Kanunu Yasa Tasarısı’nı sert bir dille eleştiren Öztürk; “Bu yönetmelik çıktığı anda yıllardır süren "hayvan tahliye davaları" bir anda çözülerek hayvanların çoğu sokaklara, oradan da yasak olduğu için o sözüm ona "doğal hayat parkları " mı gidecek? Kimse buna inanmıyor, bu böyle bilinsin. Hele "deneylerle ilgili kısım içler acısıdır. Bakın yazılanlara: "Hayvanlar üzerinde yapılacak deneysel çalışmalar, etik kurullarınca düzenlenen eğitim programlarına katılarak deney hayvanı kullanım sertifikası alan araştırmacılar tarafından yapılır." Bunları nasıl denetleyebileceğiz? Kapalı kapılar arkasında günlerce ölemeden acılar içinde bırakılan hayvanların yeryüzünde hiçbir koruması olmayacak mı? Bu kadar mı düşmansınız siz hayvanlara? Yasaklı ırklar da için bir başka boyutu. Siz onları dövüştürenlere ceza kesmeyeceksiniz, günlerce dayak yiyen, aç bırakılan, karanlık odalarda delirtmeye çalışılan hayvanlara ölüm emri vereceksiniz. Bu kabul edilemez! Bu yasa tasarısını hazırlayan bakanlık, bundan sadece birkaç ay önce kendi sitesinde sokak hayvanlarına nasıl suluk, yemlik koyduğuyla övünen, boy boy fotoğraflarını paylaşan bir bakanlık. Birkaç ay içinde tam zıttı istikamette hareket eden bu bakanlığın, temsil ettiği hükümet ile halkı arasında yarattığı güvensizlik uçurumunu görmemek için ne kadar kör olunabilir? Hayvanları öldürme planları yapanların her birine, tabii halkına değer veriyorsa bir tek tavsiye verilebilir: "Siz onları öldürürseniz, halk da kalbinde sizi öldürecektir” diye konuştu. Belediye Başkanı Ülgür Gökhan, Belediye Meclis Üyeleri Celal Karakaş ile Muzaffer Özgen, ÇOMÜ’den atılan işçiler ve çeşitli sivil toplum kuruluşları da eyleme katılarak hayvanseverlere destek verdi. Yapılan açıklamanın ardından hayvanseverler, Cumhuriyet Meydanı’ndan Truva Atına kadar yürüyerek çeşitli sloganlar attı.
“Katliam Yasası çıkıyor, felaket kapıda”
Truva Atının önünde açıklama yapan HAYTAP Çanakkale Temsilcisi Sitare Şahin, Orman Su İşleri Bakanlığı`nın düzenleyip TBMM’ye sunduğu 5199 sayılı Hayranları Koruma Kanunu Yasa Tasarısı’nın tam anlamıyla sokaklardaki ve evlerdeki kedi ve köpekleri yok etmek için hazırlandığını söyledi. Katliama neden olacak yasa tasarısına hayvanseverler olarak hayır dediklerini kaydeden Şahin şu şekilde konuştu: “Kanun teklifi sokaklarda bulunan on milyonlarca kedi ve köpeğin tamamen toplanmasını ve bunların hiç bir zaman olmayacak hayali parklara!! konması gibi akil ve gerçek dışı bir kandırmaca içermektedir. Belediyeler su anda mevcut barınaklarda 50-60 köpeği dahi bakamayıp açlığa mahkum etmişken, on binlerce kedi ve köpeğin günlük beslenme tutarı olan trilyonları harcamamak için kedi ve köpeklerimiz gizlice öldürülecektir. Kanun teklifi ile, evlerde bulunan kedi ve köpeklerin sayısına getirilecek sınırlama bir yönetmelik ile belirlenecektir. Bu yönetmelik ile ‘Zaman içinde evlerde kedi ve köpek beslenmesini yasaklamaya’ kadar gidilecektir. Bunlar ilk yoklama adımlarıdır. Evinizdeki can dostlarınızın jandarma ve polis ile alınması yakındır. Sokaklardaki son kedi ve köpek, evinizdeki can dostunuz jandarma ve polis ile kollarınızdan kopartılıp alındığında artık çok geç olacak. Bu gerçekler bu tasarıya imza atan hükümetimizden de gizlenmiştir. Bu katliam yasa tasarısına hayır diyoruz.”
