IPS İletişim Vakfı/bianet, 3 yıldır süren "Ekoloji Haberciliği Projesi" kapsamında çalışmalara devam ediyor. Proje kapsamında iklim haber atölyesi, ekoloji ağ buluşması ve ekoloji alanında yazı dizileri hazırlanmasının ardından yerelde ekoloji mücadelesine değinebilmek için Çanakkale`de "Ekoloji Buluşması" gerçekleştirildi. Tarihi Yalı Hanı`nda düzenlenen etkinliğe çevre ve ekoloji derneklerinin yanı sıra yerel gazetecilerde katılarak, Çanakkale`de süregelen ekoloji mücadelesi deneyimlerini ve önerilerini aktardı. BİA Haber Merkezi`nden Tuğçe Yılmaz, Atölye BİA`dan Nazan Özcan ve gazeteci Özgür Gürbüz`ün katılımıyla gerçekleşen etkinlikte yereldeki ekoloji gündemini, Türkiye geneline yansıtmanın önemine değinildi. Burada konuşan Özgür Gürbüz, "İnsan, doğaya tahakküm kurmaya çalışan bir varlık. Sonuçlar aslında hem insana, hem diğer canlılara zarar veriyor. Biz haberci olarak da bu zararı anlatmaya ve en önemli fark olarak biraz da çözüm bulmaya çalışıyoruz. Gazetecilik kamu yararı olan bir iş. Ekoloji haberciliğinde buna ek olarak kamunun tanımı devreye giriyor. Ekoloji haberciliği dediğimizde, bizim gibi konuşamayan canlıların da haberlerini yapıyoruz, onlarında haklarını savunuyoruz. Konuşamayan bir varlık için tercümanlık yapıyoruz" ifadelerine yer verdi.
"İnsan, doğaya tahakküm kurmaya çalışan bir varlık"
Soru cevap ve deniyim aktarımı şeklinde devam eden etkinlikte ekoloji gazetecisi Gürbüz, çevre ve ekoloji haberciliğinin farklarına değindi. Yerel basının Çanakkale`de faaliyet gösteren kurumlarla olan ilişkisini güçlendirmenin önemine dikkat çeken Gürbüz, "Ekoloji; doğadaki tüm canlıların birbirleriyle ve çevresiyle olan ilişkisini aslında kapsayan bir bilim dalı. Bütün hayattan bahsediyoruz. Biz insan merkezi düşünmeye çok meyilliyiz. Ekolojistler bunu yapmamaya çalışırlar. Ekoloji ve ekoloji haberciliği dediğimizde bizim çevreyle olan ilişkimiz daha çok devreye giriyor. Çevreye verdiğimiz zarar, devreye giriyor. İnsan, doğaya tahakküm kurmaya çalışan bir varlık. Sonuçlar aslında hem insana, hem diğer canlılara zarar veriyor. Biz haberci olarak da bu zararı anlatmaya ve en önemli fark olarak biraz da çözüm bulmaya çalışıyoruz. Uzmanlaşma anlamında bence biraz politik olarak da kısıtlanıyor. Ulusal medya uzman gazeteci istemiyor" dedi.
"Gazetecilik kamu yararı olan bir iş"
Ekoloji haberciliği konusunda uzmanlaşmanın daha kaliteli haberler yapılmasına olanak yarattığını ifade eden Gürbüz, "Ekoloji haberciliği dediğimizde aslında çıtayı yükseltiyoruz. Çevre haberciliği ile ekoloji haberci arasında fark. Türkiye`de özellikle yerelde, bir kişi çok işi yapıyor. Bence bildiğiniz bir alanda haber yaptığınızda işin değeri başka oluyor. Ekoloji dediğimiz mesele bu bütün çevre mücadelesi içinde, o çevreden, yeşilden daha başka bir yerde duruyor. Belli bir konuda uzmanlaştığınızda habere daha çabuk ulaşıp, doğru kaynağı bulabiliyorsunuz. Gazetecilik kamu yararı olan bir iş. Ekoloji haberciliğinde buna ek olarak kamunun tanımı devreye giriyor. Kamu denildiğinde insana ve insan ilişkili düşünülüyor. Ekoloji haberciliği dediğimizde, bizim gibi konuşamayan canlıların da haberlerini yapıyoruz, onlarında haklarını savunuyoruz. Konuşamayan bir varlık için tercümanlık yapıyoruz. Bazıları bunu dönüp dolaşıp insana da etki ettiği için yapıyor. Bazılarımız ise gerçekten o sevgiyle ve haklarına sahip çıkmak için yapıyor" sözlerine yer verdi.
"Ekoloji haberciliğinde insan özne olmayabilir"
Gürbüz, ekoloji gazeteciliğinde öznenin her zaman insan olmadığına dikkat çekerek, "Ağaçlar sizin dilinizden konuşamayan varlıklar. Eğer bir insan kendi dilinden konuşamayan bir varlığın hakkı için hayatını tehlikeye atacak şekilde savunuyorsa, en üst seviyede savunuculuk yerine gelmiştir. Gazeteciler olarak, sesini duyuramayanların sesi olmaya çalışırız. Ekoloji bunu yapmaya çalışıyor. Okyanusun sesi yok ama biz onun iklim krizi nedeniyle ısınmasını önlemeye çalışıyoruz. Çünkü içindeki tüm canlılar tehlike altında. Ekoloji haberciliğinde insan her zaman özne olmaya bilir. İnsan merkezli bakış açısıyla bunu ekoloji haberciliğini yapmanız çok zordur" diye ifade etti.
(Damla Yeltekin)