'Güncel Siyasette Yurttaşlık'

1136

 İnsan Hakları Derneği (İHD) Çanakkale Şubesi tarafından 14 Aralık Cumartesi günü, Prof. Dr. Türkan Saylan Sosyal Tesisleri Nikah Salonu’nda ‘Güncel Siyasette Yurttaşlık’ konulu panel düzenlendi. İHD Çanakkale Şubesi tarafından düzenlenen panele, Gazeteci İnci Hekimoğlu, İnsan Hakları Aktivisti, CHP İstanbul Milletvekili Av. Dr. Sezgin Tanrıkulu ve HDP Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu katıldı. Panelin moderatörü ise, İHD Eş Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan oldu. Panele ayrıca CHP Çanakkale İl Başkanı İsmet Güneşhan, CHP Merkez İlçe Başkanı Ali Uyanık, STK temsilcileri ve vatandaşlar katıldı. saat 14:00’da başlayan panelde güncel Türkiye siyasetinde yurttaşın konumu konuşuldu. Gazeteci İnci Hekimoğlu, konuşmasında; “Vatandaşlık tanımı güncel siyasette değişti. Bu kavramlara itiraz eden herkes, her an, her sıradan insan terörist olmak durumunda, hepimiz, terörist olabiliriz” ifadelerini kullandı. HDP Milletvekili Gergerlioğlu; “Gerçekten vatandaş mıyız? Bu ülkedeki dini, etnik, sosyal, siyasal sınıflar gerçekten vatandaş mı? Burada bir problem var. Türk devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes, Türk’tür diyor ve vatandaşı tanımlıyor. Anayasa mahkemesi bu tanımı açıklarken, ‘her dini ve etnik topluluk, bundan eşit bir şekilde yararlanır’ der ama biz bunu pratikte göremiyoruz” dedi CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu ise, 80li-90lı-2000’li yıllarla şimdiki dönemi karşılaştırarak; “O dönemlerle bu dönemi karşılaştırdığımızda da Türkiye’de insan haklarının, temel özgürlüklerinin bu kadar çok yaygın, sistematik ve Türkiye ölçeğinde ihlal edildiği başka bir dönem olmamıştır. Herkesin aklına ‘12 Eylül’ gelebilir ama o darbe döneminde bile temel insan hakları Türkiye ölçeğinde bu kadar sistematik ve yaygın bir şekilde ihlal edilmemişti” dedi.

 
“Mevcut kavramlara itiraz eden herkes, her an, her sıradan insan terörist olabilir”
Gazeteci İnci Hekimoğlu; “AKP Genel Başkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın bir sözünü hatırlatmak istiyorum. Sayın Erdoğan, ‘Bir Müslüman, dinini hayatın şartlarına göre değil, hayatın, insancın esaslarına göre uyarlamakla mükelleftir’ diyor. Artık vatandaşlık tanımı güncel siyasette değişti. Bu kavramlara itiraz eden herkes, her an, her sıradan insan terörist olmak durumunda, hepimiz, terörist olabiliriz. Şuanda güncel siyasette yurttaşlık tanımı budur.  Bu sözlerin çok önemli olduğunu düşünüyorum. Hükümet kavramı basında AKP Genel Başkanı Erdoğan’ın siyasete atıldığı ilk günden beri ara sıra kullandığı ancak, son dönemde altını çizerek vurgu yaptığı bir söz oldu. Biz bu sözlerin işçiler, emekçiler, Kürtler, kadınlar ve çocuklar üzerinde nasıl yansıdığını görüyoruz. Bunda böyle devletin erkeklerden beklediği, erkekler devlete kul olacak, kadınlar da erkeklere kul olacak. Artık özellikle kadınlar olarak, önümüzde yeni bir mücadele alanı var, şeri hükümlere direnme. İmam nikahının geçerli sayılması, yavaş yavaş küçük yaşta kız çocuklarının evlendirilmesi, onların çocuk haklarının yok sayılması, çocukken yurttaşlık haklarının yok sayılması gibi sonuçlarla yüzleşmek zorundayız” dedi. 
 
“Öldürme, hapse atma, cezalandırma yetkisi olan bir aygıt kurmuşuz ama anayasalar, bizi ona karşı korur ve vatandaş olduğumuzu bize hatırlatır”
HDP Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu; “Hepimiz, ‘yurttaşız, vatandaşız’ diyoruz ama hakikaten vatandaş mıyız? Yıllarca devlete karşı kendimizi ezik bir şey olarak görmüşüz, kimi yerde ‘Dövlet’ demişiz ve kendimizi devlete karşı sürekli boyun eğmesi gereken bir şahıs olarak görmüşüz. Aslında devlet, bize hizmet için var ve anayasa da bizi korumak için var, güçlü devlet aygıtına karşı toplumsal bir sözleşmeyle ‘vatandaşlar korunur’, bunun normali budur. Yoksa biz, komplike var değiliz bu topraklarda. Bir aygıt kurmuşuz, güçlü bir aygıt, yasal olarak insan öldürme, hapse atma, cezalandırma yetkisi olan bir aygıt ama anayasalar, bizi ona karşı korur ve vatandaş olduğumuzu bize hatırlatır. Ancak, gerçekten vatandaş mıyız? Bu ülkedeki dini, etnik, sosyal, siyasal sınıflar gerçekten vatandaş mı? Burada bir problem var. Türk devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes, Türk’tür diyor ve vatandaşı tanımlıyor. Anayasa mahkemesi bu tanımı açıklarken, ‘her dini ve etnik topluluk, bundan eşit bir şekilde yararlanır’ der ama biz bunu pratikte göremiyoruz” dedi. 
 
“İnsan haklarının, bu kadar sistematik ve Türkiye ölçeğinde ihlal edildiği başka bir dönem olmamıştır”
CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu; “Türkiye’de uzun zamandan bu yana haklarıyla yurttaş yoktur. Bu hükümetin çizdiği bir çember var, o çemberin içindeyseniz mahkum vatandaşsınız. O çemberin dışındaysanız, sorguluyorsanız, haklarını talep ediyorsanız ya teröristsiniz, ya hainsiniz dolayısıyla haklarınız yok. 80li-90lı-2000’li yıllarla bu dönemi karşılaştırma imkanımız var. O dönemlerle bu dönemi karşılaştırdığımızda da Türkiye’de insan haklarının, temel özgürlüklerinin bu kadar çok yaygın, sistematik ve Türkiye ölçeğinde ihlal edildiği başka bir dönem olmamıştır. Herkesin aklına ‘12 Eylül’ gelebilir ama o darbe döneminde bile temel insan hakları Türkiye ölçeğinde bu kadar sistematik ve yaygın bir şekilde ihlal edilmemişti. Gözaltında işkence vardı, ceza evlerinde ağır koşullar vardı ama o dönem akla gelen üç ceza evi vardı. Fakat şimdi 155 tane ceza evi var 155 cezaevinin tümünde yaygın bir işkence var. Dolayısıyla bu dönem özellikle son 3-4 yıl Adalet ve Kalkınma Partisi’nin siyasal tercihi nedeniyle çok ağır insan hakları, sistematik olarak bütün Türkiye’ye yayıldığı bir dönemdir” dedi. (Baykal Sağlam)
Paylaş