havadurum

Gökhan ve Soydan’dan çevre için dayanışma örneği

Soydan ve Gökhan, altın madeni araması yapılan köylere bayram ziyaretinde bulundu. Ziyaretlerinde 28 Ağustos tarihinde yapılacak kapasite artırımı ÇED toplantısına katılacağını belirten Başkan Gökhan kararlılığı ile köylülerin takdirini topladı.

415
Altın Madenine karşı mücadelenin kent halkının yaşamsal çıkarlarını savunmak demek olduğunu belirten Gökhan; “Ben Çanakkale Belediye Başkanıyım. Çanakkalelilerin suyunun güvenliğini sağlamakla görevliyim. Burada yapılacak altın işletmesi faaliyetinin zehirleri Atikhisar barajına karıştığında ben bu sorumluluğun altından kalkamam. O nedenle ben bu bölgede altın madeni çıkarılmasına karşıyım. Buna yönelik mücadelemi de sonuna kadar sürdüreceğim. ÇED toplantısına da geleceğim isterlerse tutuklasınlar” dedi. Milletvekili Soydan ziyarette yaptığı konuşmada “Bu siyasi bir mücadele değildir. Bu bir yaşam mücadelesidir. Biz burada yaşama sahip çıkmaya çalışıyoruz” dedi.
 
Belediye Başkanı Ülgür Gökhan ve Milletvekili Serdar Soydan’ın bu dayanışması ile altın madencilerine karşı bölge halkını bilinçlendirme ve seferber etme çabaları yaşam savunucuları tarafından takdir ile karşılandı.
 
 
 
 
Soydan ve Gökhan, köy kahvelerinde vatandaşlar ile bayramlaşarak sohbet ettiler. 28 Ağustos tarihinde Kirazlı’da yapılacak ÇED toplantısı ile ilgili olarak da değerlendirmede bulunan Soydan ve Gökhan, “Haftaya da buraya geleceğiz. Gücümüz yettiğince bu mücadelenin içinde olacağız. Çanakkale’yi korumak, Kazdağları’nı korumak bizim görevimiz” dediler.
 
Ben Çanakkale’den sorumluyum!
Çanakkale Belediye Başkanı Ülgür Gökhan, burada yaptığı konuşmasında “Burası doğası ve b.itki örtüsüyle ülkemizin, hatta dünyamızın önemli doğal merkezlerinden biridir. Dünyanın en çok oksijen üreten ikinci dağıdır burası. Bu bir eko-sistemdir. Şimdi buradan çıkarılacak altınlarla evet bir orman kurabilirsiniz. Ama bir Kazdağları yaratamazsınız. Burası milyonlarca yılda oluşmuş, kendine özgü bir eko-sistemi olan ve bu özgünlük içinde bitki türleri, havası ve suyu ile doğal bir değerdir. Burası bize emanettir. Biz burada şeftalisini yedik, suyunu içtik. Şimdi görev burayı aynı şekilde gelecek kuşaklara, çocuklarımıza, torunlarımıza bırakmaktır. Bu işin şakası yok. Benim bildiğim bu bölgede 34 tane arama ruhsatı var. Yenileri eklendiyse bilmiyorum. 34 ayrı noktada işletme yapılması ne demek biliyor musunuz? Kazdağları’nın yerle bir edilmesi demek” dedi.
 
Siyaset değil yaşam mücadelesi
CHP Çanakkale milletvekili Serdar Soydan ise, burada yaptığı konuşmasında “Burası doğası ve özgün bitkileri ile ülkemizin önemli yörelerindendir. Biz burada yöreyi kalkındıracağımıza, mahvetmek için elimizden geleni yapıyoruz. Bakın bu siyasi bir mücadele değildir. Bu bir yaşam mücadelesidir. Biz burada yaşama sahip çıkmaya çalışıyoruz. Ben mecliste sizler burada bu mücadeleyi yükselteceğiz. Çünkü buradan herkes zarar görecek. Yani AKP’ye oy vermeyenler zarar görecek de verenler görmeyecek mi? Tabi ki görecek. Kime oy verirseniz verin o önemli değil. Yeter ki burada altın madeni aramasına karşı çıkın. Bize oy vermeyebilirsiniz, ama burada yaşamınıza, doğanıza ve geleceğinize sahip çıkın” dedi.
 
İkinci durak Daniş’in köyüydü
CHP Milletvekili Serdar Soydan ve Belediye Başkanı Ülgür Gökhan’ın ikinci durakları Lapseki’nin Şahinli köyü oldu. Geçtiğimiz yıl Ramazan Bayramı’nı susuz geçiren Şahinli Köylüleri öncelikle kendilerine tankerlerle su yardımı yapan Çanakkale Belediye Başkanı Ülgür Gökhan’a teşekkür eden köylüler, sularının hala kırmızı aktığını söylediler. Başkan Gökhan, insanlığa herhangi bir yararı olmayan altın için insanın yok edilmesine izin vermeyeceklerini dile getirdi. Başkanı Gökhan, “Altın ne işe yarar? Çok elzem bir maden midir. Sağlıkta, savunma sanayide ya da ülke geleceği için olmazsa olmaz mıdır? Bugün dünyadaki altının yüzde 5’i sağlıkta ve teknolojik ürünlerde kullanılıyor. Geri kalan yüzde 95’inin çok küçük bir oranı ziynet eşyası olarak kullanılıyor ve büyük bir bölümü ise merkez bankalarının depolarında bekliyor. Yani altının insanlık için hiçbir katkısı yok. İnsanlığa katkısı olmayan bir şey için insanın yok edilmesine izin vermeyeceğiz” dedi.
 
Ben Allahtan korkarım!
Başkan Gökhan, “Ya sana ne de buraya geliyorsun derseniz. Ben Allahtan korkarım. Ne diyor ‘Kul hakkıyla gelmeyin’ diyor. Burada altına izin vermek, ses çıkarmamak kul hakkı yemektir. Ben bugünkü hükümetten daha dindar bir insanım. Çünkü ben insanı seviyorum, doğayı seviyorum, çocuklarımızı seviyorum. Ben Çanakkale Belediye Başkanıyım. Çanakkalelilerin suyunun güvenliğini sağlamakla görevliyim. Burada yapılacak altın işletmesi faaliyetinin zehirleri Atikhisar barajına karıştığında ben bu sorumluluğun altından kalkamam. O nedenle ben bu bölgede altın madeni çıkarılmasına karşıyım. Buna yönelik mücadelemi de sonuna kadar sürdüreceğim. ÇED toplantısına da geleceğim isterlerse tutuklasınlar” dedi.
 
Önce suyumuzu alacaklar!
CHP Milletvekili Serdar Soydan, “Altını buradan çıkarabilmek için önce suyumuzu alacaklar. Bir gram altın çıkarmak için üç ton su harcamaları gerekiyor. O suyu kum ve siyanürle birleştirerek altını ayrıştıracaklar. Sonra da atıklarını bırakıp gidecekler. Bakın şimdiden sularımız çamur gibi akıyor. Bir de bunun sonrası var. Türkiye zaten su fakiri bir ülke. Bu bölgede suyu bol olan birkaç yöreden birisidir. Burayı mahvedecekler” dedi.
 
Daniş, siyanürlü suyu içer mi?
CHP’li Soydan, konuşmasında TBMM’de AKP milletvekili Mehmet Daniş’in siyanürün zehirli olmadığını söylediğini hatırlatarak, “Şimdi bir damacananın içine bir damla siyanür atalım, Daniş de içsin. İçebilir mi? İçemez” dedi.
 
Karşımıza çıkmaya cesaretleri yok!
Çanakkale Belediye Başkanı Ülgür Gökhan, “Ben altın madenine karşı her yerde tepkimi dile getiriyorum, getirmeye de devam edeceğim. Her meclis toplantısını Kazdağları konuşmasıyla açıyorum. Sayın Cumhurbaşkanı geldiğinde kendisine de söyledim. Meclis kararı çıkartarak sayın validen Gayri Safi Müessese (GSM) ruhsatlarını durdurmasını istedik. Bunları söylemeye devam edeceğiz. Kimsenin şüphesi olmasın Kazdağları’nı savunmaktan vazgeçmeyeceğiz. Bugüne kadar heryerde söyledik. Biri çıkıp da hayır siz yanlış biliyorsunuz demedi, diyemedi. Buyursunlar çıksınlar. Burada köyde karşı karşıya gelelim. Biz de yanlış biliyorsak toplarız pılı pırtıyı özer diler der gideriz” dedi.
 
 
Paylaş