CHP esas olarak sürecin başından itibaren çok net bir politika ile hareket etti.
Yaklaşık 1 yıl öncesinde yapılan Silivri toplantısında bu konudaki kriterlerini çok net olarak ortaya koydu.
Böyle olmasına rağmen, çeşitli aşamalarda yapılan manipülasyonlar ile bu kriterler bir şekilde yokmuş gibi bir algı yaratılmaya çalışıldı.
Ülgür Gökhan’ın konumu bu kriterler bazında son derece net bir sonucu zaten ortaya koymaktaydı.
Süreçte bu temelde işledi ve Gökhan yeniden CHP’nin adayı olarak şimdi Çanakkalelilerin karşısında.
Sürecin ve ortaya konulan kriterlerin doğru olup olmadığı konusu bir başka tartışma konusu.
Bu konuya ilişkin CHP içersinde iki farklı tavrı gördük.
Birinci olarak, demokratik hakkını kullanarak aday adayı olan Cem Belli’nin tavrıdır.
Belli’nin tavrı CHP içersinde rekabette kalitenin örneği olmuştur, kendisini kutluyorum.
Demokratik bir olgunluk içersinde kendi doğrularını savunmuştur.
Çanakkale CHP örgütü açısından, ders alınacak bir tavır olarak saygınlık bulmuştur.
Bir de özellikle Ülgür Gökhan’a karşı tam bir düşmanlık tavrı içersinde olan bir kısım CHP’li var ki onların durumu son derece vahim.
Bu düşmanca yaklaşımlara rağmen CHP’de aklıselim galip gelecektir.
Gökhan, yeni dönem için önemli mesajlar veriyor.
Böyle olması da son derece normal, çünkü yerel yönetimler bir stratejik plan dahilinde hareket ederler /etmelidirler.
2002 yılından beri belediye başkanlığını sürdüren Gökhan, 2004 seçimleriyle başlayan bir program dahilinde çalışmalarını bugüne getirdi.
Bu çalışmalar ortada, takdir Çanakkale halkının olacak.
Ben daha çok yerel yönetimin performans kriterleri olarak ele alınması gerekli stratejik plan üzerinden konuya yaklaşmak istiyorum.
Yeni dönemin değerlendirilmesi açısından da bu kriter bazında tespitlerim olacak.
Öncelikle, Gökhan bugüne kadarki çalışmalarını oluşturmuş olduğu stratejik plan üzerinden sürdürdü.
Hiç de öyle göz boyamak adına ,vitrine dönük işler üzerinden kısa dönem için faydacı sonuçlar yaratacak çalışmalar üzerinde durmadı.
Bunun meyvelerini bundan sonra kent halkı alacaktır.
Şimdi gelinen noktada, daha çok sosyal belediyecilik uygulamaları üzerinden kentin bazı gereksinimlerine çözümler üretilmelidir.
İnsana dönük yatırımların ve üretimlerin ön plana çıkarılacağı yeni bir dönem var önümüzde.
Bu alanda yapılacak çalışmalar için her şeyden önce siyasal duruşun buna uygun olması son derece önemlidir.
Ülkeyi yöneten siyasal anlayışın sonuçlarını her gün bütün çarpıklığıyla yaşamaktayız.
Referansı bu olan bir siyaset anlayışına Çanakkale teslim edilemez.
Bu bakımdan Gökhan ve ekibinin yeni dönemdeki hedeflerini sosyal belediyecilik üzerinden kurgulaması ve bunun için ekibini hazırlaması gerekmektedir.
Alt yapı ve teknik olarak yapılması gerekli üst yapıya ilişkin çok fazla bir eksiğin kalmadığı kentimizin yaşam kalitesinin yükseltilmesi, bundan sonrası için sosyal belediyecilik, halkçı belediyecilik üzerinden sağlanacaktır.
Bu yolunda sarp engebeli ve zor bir yol olduğu unutulmamalı ve buna ilişkin bazı önlemler için seferber olunmalıdır.
Yaşam kalitesi yüksek bir Çanakkale için değerlendirme yapmak adına önümüzde bir çok deneyim var.
Kuru sözlerle bu işler olmuyor.
Kutucu ideolojiden bu kente bir hayır gelmez.
Çanakkale halkı boş laflara inanmaz.
Manipülasyonlar yalanlar ve tertipler ile gerçekler gizlenemez.