Çanakkale Belediye Başkanı Ülgür Gökhan, 1 Mayıs Uluslararası Birlik Mücadele ve Dayanışma Günü nedeniyle belediyede çalışan işçilerle bir araya geldi. Belediye çalışanlarının 1 Mayıs Uluslararası Birlik Mücadele ve Dayanışma Günü’nü kutlayan Gökhan, Belediye Çalışanları Eğitim, Sosyal Tesis ve Rekreasyon Alanı’nda düzenlenen toplantıda konuşma yaptı. Başkan Gökhan, burada yaptığı konuşmada 2018 yılı içinde 3 belediye çalışanına ödül vererek onurlandırıldığını söyledi. Gökhan, belediye çalışanlarının gösterdiği insani davranıştan dolayı ödüllendirdiğini anlatırken bu olaylarla ilgili ortaya atılan iddialara da cevap verdi. Belediye çalışanlarının gösterdiği duyarlılığa ‘Belediye tarafından bilerek yapıldı’ iddialarına yanıt veren Gökhan; “Bu iftiraları atanlara yazıklar olsun” dedi.
“En güzel bayram 1 Mayıs Emekçi bayramıdır”
Belediye çalışanlarıyla düzenlediği 1 Mayıs İşçi Bayramı’nda konuşan Başkan Gökhan; “Emek bayramı en önemli bayramdır. Çünkü emek kavramı, içine insanı da kapsar. ‘Emek’ dediğimiz zaman, akla ilk insan gelir. Dolayısıyla en güzel bayram, insanı en mutlu eden bayram, 1 Mayıs Emekçi bayramıdır. Ben, bu bayramı sadece işçi bayramı olarak algılamıyorum. Bu bayramın, tüm emekçilerin bayramı olarak ortaya konması gerektiğine inanıyorum. Maalesef bu ülkede emeğe olan saygı, gittikçe azaldı. Bundan 30 yıl önce 4 milyon olan sendikalı işçi sayısı, maalesef bu zamanda 1 milyon 700 binlere düştü ve bu sayı giderek azalmaya devam ediyor. Çanakkale Belediyesinde hem memur sendikası var hem de işçi sendikası var ama ciddi sayıda da taşeron işçimiz var. Onları, bu son yasayla birlikte belediye şirketine geçirdik ama onların toplu sözleşme hakkı yok. Taşeron işçiler, mevcut maaşlarıyla şirkete geçtiler” dedi.
“İşçilere, toplu sözleşme verildiği zaman belediye işçisi şartlarına gelmiş olacaklardır”
Taşeron yasası ile belediye şirketine geçen işçilere de değinen Gökhan; “Biz, zamanında Sayın Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu’nun da önerisi ve direktifiyle şirketlerimizin taşeronlarımızda asgari ücretin üzerinde ücret ödüyorduk. Mesela ikramiye asgari ücret kadardı, ikramiyenin yarısını bir dönemde diğer yarısını da diğer dönemde veriyorduk. Şimdi, onları farklı bir orana getirdiler. Ama bizde öyle değil. Biz, arkadaşlarımızı hem yüksek ücretle taşerona geçirdik hem de ikramiye hakkının eskiden olduğu gibi yine asgari ücretin bir dönem yarısı ertesi dönem yarısı olarak yerine getirdik. Nitekim Mayıs ayında hem bu ikramiyeyi alacaksınız hem de sizler için bankadan aldığımız promosyonu da alacaksınız. Ayrıca yılbaşı itibariye hükümetin vermiş olduğu yüzde 4 farklar da ödenecek. Bizim taşeron işçimiz, olabildiğince uygun şartlarda geçiş yaptı ve toplu sözleşme hakkı verildiği zaman mevcut belediye işçi şartlarına gelmiş olacaklardır. Eğer sendika çalışmalır düzen sağlıklı yürüyebilseydi bugün taşeron işçilerimiz, belediye işçileri seviyesine gelebilme şansını yakalayabileceklerdi” dedi.
“OHAL, marifetmiş gibi övülerek anlatıldı”
1 Mayıs dolayısıyla düzenlenen toplantıda konuşan Gökhan; “Olağan Üstü Hal, övülerek anlatıldı, sanki marifet gibi ‘Grevleri erteledik, grev mi var?’ denildi. İşçilerin hakkını arayamamasını ve arattırılmamış olmasını övünçle anlatıldığı bir ülkede elbette ki çalışanın hakkını alabilmesi noktasında ciddi sıkıntılar var demektir. Çanakkale Belediyesi olarak yıllardan beri sendikalarımızla işçilerimizin en üst düzeyde haklarını alabilmesi için bütçemizin doğrultusunda bu hakları vermeye gayret ediyoruz. Nitekim bu taşeron yasası başka iş yerlerinde fırsat bilindi ve işçiler işten çıkarıldı, şirketlere geçirilmedi” dedi.
“Biz, hiç tereddüt etmeden bütün çalışanlarımızı belediye şirketine geçirdik”
Belediye şirketine geçirilen işçiler için ‘Hükümlü çalıştıramazsınız’ denildiğini söyleyen Başkan Gökhan; “ Bizim hükümlü arkadaşlarımız vardı ve onlar bir müddet açıkta kaldılar. Eğer bu işçi, cinsel suçtan ya da devlete karşı bir suçtan hüküm giydiyse zaten çalıştırılamaz. Ama gençlikte yapılmış bir takım şeyler, herkes insan olabilir. İnsanlar işledikleri suçların cezasını çekmiş ve ‘Hükümlüyü çalıştır’ diye yasa var. Yani burada bir çelişki var. Bir taraf ‘Hükümlüyü çalıştır’ diyor, bir taraf da ‘Hükümlüyü çalıştırma’ diyor. Bunlar, diğer belediyeleri ve diğer kamu kurumlarını fırsat olsun, istemediği işçiyi alamasın diye kurulmuş tuzaklar. Biz, hiç tereddüt etmeden bütün çalışanlarımızı belediye şirketine geçirdik” ifadelerini kullandı.
“‘Sizde, bu sınava girin’ dedik”
Taşeron yasasıyla işçilerin sınava tabi tutulmasına ‘Trajikomik’ diyen Gökhan; “Tabi bu geçişler olurken komik komik işler de yaptık, işçilere sınav yaptık. Tamam, hadi büro işçileri sorgulandı, sözlü yapıldı ve onlar geçti. Esas bir fiil emeğiyle sahada çalışan arkadaşlarımız var. Bu arkadaşlarımıza yapılan sınav yerine gittim. Orada Milli Eğitim Müdürü vardı, Başkan Yardımcımız Ali Sürücü vardı, insan kaynakları müdürümüz de vardı. Sınav yerinde bir tarafta temizlik işlerinde çalışan arkadaşlarımız var, diğer tarafta kaynakçı arkadaşlarımız var, öbür tarafta da park bahçelerde çalışan arkadaşlarımız var. Ben de ‘Önce sınav heyetini sınavdan geçirmek lazım. Bakalım bunlar bu işi yapabiliyor mu?’ dedim. Kaynakçı kaynak yapacak ama sınav heyeti kaynak yapmasını, çiçek dikmesini biliyor mu ki sınava giren arkadaşlarımıza not verecekler. Bu sınavı neden yapıyorlar? Bazı işçileri, beğenmedikleri işçileri elemek için yapıyorlar. Sen, emeğe saygısız bir anlayıştasın. Sen, emekçinin yaptığı işi anlamadan onu sınava tabi tutmaya çalışıyorsun. Bu, son derece yanlış ve sakıncalı bir anlayıştır” dedi.
“Emekçi bayramı sadece işçilerin bayramı değildir”
1 Mayıs Bayramına değinen Gökhan; “‘Emekçi’ kavramı içerisinde sadece işçiler yoktur, beyin emekçisi, kol emekçisi de vardır. Herkes üretim sürecinin bir parçasıdır. Emek neden değerlidir? Çünkü emek, ‘üreten’ demektir. Ekonomide, emek-sermaye diye kavramları kullanırız. Sermaye malum ama burada iki kavram birbirinin tamamlayıcısıdır. Emek, bir sömürü aracı olamaz. Emek, sermaye kadar değerlidir hatta sermayeden de değerlidir. Çünkü o teknolojiyi üreten de bir emek sarf etmiştir. Burada gelir adaletsizliği, ülkeleri sıkıntıya düşüren bir sonuç yaratır. Her yerde gelir adaleti olmak zorundadır” dedi.
(Şenol Güven)