"Gidin başka yerde maden arayın"

1504

 Belediye Başkanı Ülgür Gökhan okul ziyaretleri kapsamında dün Şemsettin Fatma Çamoğlu Ortaokulu’na ziyaret etti. Öğretmenler odasında Okul yönetimi ve öğretmenlerle sohbet eden Başkan Gökhan,  öğretmenlerden gelen talepler ile okul eksikliklerini not aldı. Başkan Gökhan öğretmenlerle, Atikhisar Barajı Havzası içerisinde yapılmak istenen altın madeni ile ilgili sohbet etti. Öğretmenlerin ağaçların kesilmesi haberlerine karşı üzüntülerine dile getirmesi üzerine Başkan Gökhan;  “Atikhisar Barajı Havzası’nda maden açılması amacı ile ormanlarımızı kesiyorlar. Ormanı kesmenin bir mantığı yok. Tam Atikhisar Barajının üstü, Serçeler Köyü’nün orada altın madeni işletmeye açacaksın. Tam bizim Atikhisar Barajının su havzası, sular oralardan geliyor. Siyanür ile altın işleniyor. Oranın kirlettiği topraklarda oralarda siyanürlü olarak depolanıyor.  ‘Havuz yapıyoruz, sızdırmaz, tehlikesi yoktur... vs ‘ deniliyor. İki, üç yıl oldu Simav’da havuz çöktü. Siyanürler aktı gitti. Bu akanlar ne oldu bilinmiyor. Sadece oradaki toprağın beton içerisine alınması yetmez. Birde bunun buharlaşması var. Bu buharlaşma asit suyu olarak geri iniyor. Bizim yegâne su kaynağımız Atikhisar Barajı. Kentin var olma sebebi bu baraj.  Bayramiç barajından ya da başka yerden getiremeyiz. Şehir gün geçtikçe büyüyor. Baraj yokken yeraltı sularından su ihtiyacı karşılanıyordu. Ancak bunlarda hem kirlendi, hem de azaldı” dedi.

“Koruma havzası yok sayılıyor”

Su ihtiyacını karşılamak için kentin su kaynağının yok edileceğini belirten Gökhan; “Biz diyoruz ki gidin başka yerde arayın, su kaynağının üzerinde aramayın. Hep siyanüre takılıyoruz. Altın işlemek için binlerce, on binlerce ton su lazım. Bu suyu nereden bulacaksın. Benim su kaynağımın üzerine konacaksın. Bu kaynak üzerinden o suyu kullanacaksın. Zaten risk altındayız, baraj kapasitemiz 51 milyon metreküp ancak şu anda 15 milyon metreküpte. Bu bir risk. Bundan 5 yıl önce yaşamıştık. Şu anda zaten suyumuz bizim için yeterli değil. Bu suyumuzdan uzak durulması lazım. Barajımızı neden kirletelim. Oradan çıkacak altın bir kere çıkacak. Burada sürdürülebilir bir kent var. Maalesef vahşi kapitalizm ağlarını örüyor. Türkiye’de rüşvet sistemi bütün riskleri yok edip sıfırlıyor. Birileri risk yok diyor. Ancak bunun kötü sonuçlarını hep birlikte görüyoruz. DSİ’nin bir koruma havzası var. Burası 3’üncü derece korumanın da içerisinde. Ancak bu koruma alanı yok sayılıyor. Sanki yokmuş gibi davranılıyor. Mücadele ediyoruz ancak nereye kadar sürecek nerede duracak bilmiyoruz. İnsanlarımız bu konuda duyarlılık gösteriyor ancak maalesef yöneticiler aldırış etmiyorlar. Duymazdan geliyorlar.
(Eren Aşnaz)
Paylaş