Gençlerde kalp krizi riski artıyor

210

 İstanbul Okan Üniversitesi Hastanesi’nden Kardiyoloji Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Rengin Çetin Güvenç, gençlerde artan kalp krizi riski ile ilgili önemli bilgilendirmelerde bulundu. Dr. Öğr. Üyesi Rengin Çetin Güvenç, “Kalp ve damar hastalıklarına bağlı ölüm ve bunun sonucunda ortaya çıkan bireysel, toplumsal ve finansal trajedi bu hastalıkların önlenmesine yönelik çabayı beraberinde getirmiştir. Özellikle Son 20 yılda Gelişen tedavi yöntemleri, artan toplumsal bilinç ve koruyucu önlemlere verilen değer ile genel popülasyonda kalp ve damar hastalıklarına bağlı ölüm oranları azalma eğilimine girerken genç bireyler arasındaki oran üzüntü ve kaygı oluşturacak şekilde artma eğilimi göstermektedir.   Tam olarak keskin çizgilerle ayrımak doğru olmasa da, tıbbi litaratürde genç hasta grubu olarak kastedilen yaş aralığı 30- 55 yaş grubu arasındaki bireylerdir. İleri yaşta olma ile genç yaşta olmak aynı hastalığın farkı risk faktörelerine bağlı oluşmasına ve oluşmasına yol açan fizyopatolojide farklılıklara neden olmaktadır” dedi. 

 “Kalp krizi risk faktörlerini önlemek ve yaratacağı hastalığı ortadan kaldırmak mümkündür”
Dr. Öğr. Üyesi Güvenç, “Stresli iş yaşamı, hareketsiz hayatın getirisi olan obezite ve buna bağlı diyabet ve metabolik sendrom genç bireyler arasında artan önlenebilir, değiştirilmesi mümkün risk faktörleriyken, kişinin doğumundan itibaren varolan ve genç bireylerde kalp krizine sebep olabilen lipoprotein a olarak adlandırdığımız kan kolesterol parametresindeki yükseklikler, ailesel hiperkolesterolemiler ve poligenik risk dedigimiz birden fazla gen havuzundaki etkilenmeler kişinin kalp hastalığına meyilli olmasına neden olan durumlar arasında sayılabilir. Lipoprotein a yüksekliği yapılan çalışmalarda kalp krizi riskini ön gördürücü bir parametre olması bakımından kıymetlidir” diye belirtti.
“Kalp damar hastalık risklerinden korunmak için alınabilecek önlemler nelerdir?”
Dr. Öğr. Üyesi Güvenç, “Burada önemli olan kalp damar hastalıklarının ve buna bağlı ölümlerin oluşmadan önüne geçilebilmektir. Kan basıncının düzenlenmesi, yüksek kolesterol seviyelerinin düşürülmesi, sigaranın bırakılması, sağlıklı gıdaların yeterli ve dengeli bir şekilde tüketilmesi, daha az işlenmiş gıda tüketimine özen gösterilmesi, aktif yaşam tarzının benimsenmesi ve mümkün oldukça egzersiz yapılması koruyucu önlemlerin başlıcalarıdır. Ayrıca belirli risk faktörlerine sahip bireylerin risk skorlarının belirlenerek uygun tedavileri almalarının sağlanmasi esastır. Bu açıdan özellikle Lipoprotein yüksekliği, ailesel hiperlipidemiye sahip ve ailesinde daha önce erken yaşta kalp damar hastalığı ya da buna bağlı ölüm öyküsü bulunan bireylerin tedavilerinin şekillendirilmesi öne çekilmelidir” diye sözlerini bitirdi.
Dilan Kaynak
 
Paylaş