"Gazetecilik İçin Ayağa Kalk"

Uluslararası Gazeteciler Federasyonu`nun (FIJ) "5Kasım Gazetecilik İçin Ayağa Kalk” günü ülkemizde gazetecilerin içinde bulunduğu bir çok sorun ile birlikte yaşanacak.
Gazetecilere Özgürlük Platformu böylesi bir günde bir kez daha gazetecilerin en önemli sorunlarından biri olan özgürlükler sorununa ve gazetecilik faaliyeti nedeniyle tutuklu gazetecilerin durumuna vurgu yapacak.

403
Şu çok açık bir gerçek;bir ülkede gazeteciler özgür değiller ise o ülkede özgürlüklerden bahsedilemez.
Tutuklu gazeteciler bazında dünya ülkeleri arasında şampiyonluk unvanına sahip olduğumuzu göz önünde bulundurursanız; varın gerisini siz düşünün.
 
AKP hükümetinin 10. yılını tamamladığı dönemde gazetecilik, sansür ve oto sansür başta olmak üzere özellik ile Başbakan Erdoğan’ın her fırsatta tehditlerine maruz kaldığı bir kurum haline dönüştü.
AKP hükümeti 10. yılında yeniden idam cezasının gündeme getirilmesi konusunu tartışmaya açıyorsa ülkemizin demokrasisi vahim bir hale gelmiş demektir.
 
Kaldı ki bu anlayış bugün cezaevlerinde en temel demokratik talepleri için, Kürt sorununun barışçı ve demokratik çözümü için açlık grevindeki yüzlerce insanın hayatını kaybetme ihtimali karşısında her şeyden önce insan olmanın, vicdanlı olmanın sorumluluklarını bile hissetmiyorsa bir kez daha düşünmeliyiz.
 
Böylesi koşullarda “5 Kasım Gazetecilik İçin Ayağa Kalk” günü demokrasi ve özgürlükler anlamında,tüm demokrasi güçlerinin ortak bir algısı ile , dayanışma duygusunun güçlendirileceği bir boyuta dönüştürülmelidir.
 
Gazetecilerin sansür, oto sansür,uygulamalarına maruz kaldığı, ifade ve basın özgürlüğünün ayaklar altına alındığı , halkın bilgi alma ve gerçekleri öğrenme hakkı için demokrasi adına hepimizin ortak bir platformda buluşması konusunu son derece önem kazanmıştır.
 
Bir yandan dejenere edilmiş, gerçeklerin gizlenmesi konusunda rol üstlenmiş bir medya yaratılırken aynı zamanda gerçek gazetecilik yapma noktasında çaba gösteren basın kuruluşları da ayakta kalma mücadelesi vermektedirler.
 
Özellik ile yerel basının içinde bulunduğu durum tam da bu noktadır.
 
Bu anlamda yerel basının demokrasi ve özgürlük taraftarlarınca desteklenmesi son derece önemi bir sorumluluk haline gelmiştir.
 
Özgürlük mücadelesinin önemli bir destekçisi olan basın kuruluşlarının karşılaştıkları sorunların aşılması için dayanışma modelinin geliştirilmesine ihtiyaç vardır.
 
Basın ve ifade özgürlüğü üzerindeki yasakların kaldırılması için; hapisteki gazetecilerin ve tüm fikir suçlularının serbest bırakılması için; halkın gerçekleri öğrenme, haber alma ve bilgi edinme hakkı için; Terörle Mücadele Kanunu’nun kaldırılması için; Türk Ceza Kanunu’ndaki basın ve ifade özgürlüğünü kısıtlayan hükümlerin değiştirilmesi için; özel yetkili mahkemelerin ve terör mahkemelerinin kaldırılması için; yalnızca protesto etmek değil çözüm için, dayanışma ve güç birliğini geliştirmek için,” 5Kasım Gazetecilik İçin Ayağa Kalk” gününü hep birlikte anlamlı bir hale dönüştürmeliyiz.
 
Böylesi bir günde Başbakan Tayyip Erdoğan’ın bir gazeteci için açmış olduğu tazminat davasına ilişkin mahkemenin vermiş olduğu karar son derece anlamlı olmuştur;” AİHM`nin bazı kararlarında, benzer olaylarda, demokratik bir toplumda basının temel işlevini yerine getirirken basın özgürlüğünün aynı zamanda abartmayı ve hatta provokatif olmayı kapsadığı, siyasi makamları, temsil eden kişilerin eleştirilere açık olması, haklarında yazılan yazıları geniş bir açıdan yorumlaması ve hoşgörü ile yaklaşması gerektiği kabul edilerek, bu gibi yayınlar yapan basın mensuplarının cezalandırılmasının bir tür sansür olacağı yönünde karar vermiştir.
 
Basın mensuplarının yaptığı her eleştirinin suç sayılması ya da hakaret sayılıp manevi tazminata hükmedilmesi halinde, mahkemelerin sansür işlevi göreceği ve basının temel hakkı olan basın özgürlüğünü ortadan kaldırır bir sonuç doğuracağı gözden uzak tutulmamalıdır”
 
Bu karar özellik ile kentimizde basın kuruluşlarını susturmak isteyen, he fırsatta en küçük bir eleştirisel yaklaşım karşısında soluğu mahkeme kapılarında alan herkese ders olsun.
 
Kişilik haklarına saldırıldığı gerekçesi ile tekzip taleplerini birbiri ardına sıralayanlara mahkemeler tokat gibi cevap vermektedirler.
 
Hele bu kişiler özgürlük ortamının olmazsa olması olan bilim alanında faaliyette bulunan bazı kişiler ise “Gazetecilik İçin Ayağa Kalk” günü daha da bir anlam kazanmış demektir.
Paylaş