havadurum

Gazeteciler günah keçileriniz mi?

Basın özgürlüğünün ayaklar altında olduğu ülkemizde, siyasal iktidarın basın için nefret tohumları ektiği, yüzlerce gazetecinin cezaevlerine atıldığı, başbakan tarafından “tasmalarını çıkardık” şeklinde nitelenen gazeteciler; bu denli aşağılanan koşulların yarattığı iklime bağlı olarak toplumun çeşitli kesimleri, gazeteleri sıkıştıkça topu attıkları bir günah keçisi gibi algılamaya başladılar.

551
Kentimizde, gazetecilerin örgütsüzlüğü, kendi çıkarlarını savunmaktan uzak olmaları; bu girişimlerde bulunanlara ayrıca cesaret vermektedir.
 
Son bir iki gün içersinde yaşanmış olayları ve açıklamaları biraz inceleyelim.
ÇTSO  Yönetim Kurulu Başkanı “spekülatif haberleri muhatap alamayacağız” diyerek  esasında bir gerçeği gizleme çabası içersinde.
 
Tartışmaya temel teşkil eden konu; Bozcaada’ da  çeşitli fiyatlara zam yapılması talebine ilişkin.
“ÇTSO Bozcada   esnafının zam talebini kabul etmedi “haberi sonrasında doğal olarak çeşitli kesimler çeşitli yorumlar yaptılar, gazeteciler de bunu sayfalarına yansıttılar, ayrıca algılarına bağlı olarak  Bozcaada için düşüncelerini de paylaştılar.
 
Son olarak Bozcaada Belediye Başkanı Mustafa Mutay “adanın pahalı olması algısının sorumlusu  ÇTSO’ dur” diyerek ezberleri bozdu. 
 
ÇTSO bu konuda herhangi bir açıklama yapmadan, tartışmanın yönünü başkalaştırmak için bu konudaki haberler ve yorumlar için spekülasyon damgasını vurdu.
 
Gazeteciler haber niteliği olan her konuyu kamuoyu gündemine taşır, gelişmeler hakkında yorumlarda bulunur. Bu gazeteciliğin temel bir görevidir. Bu görevi yerine getirdiği için habercileri spekülasyon yapan kişiler veya kurumlar olarak değerlendirilmesi gazeteciliğin siyasal iktidar tarafından itibarsızlaştırma çabasının ürettiği bir sonuçtur.
 
Yaratılan iklimin bir başka sonucu da; gazeteleri boğma ve nefret söylemi ile bezenmiş kin ve düşmanlık tohumlarını yeşertecek karşı saldırılar içersinde olma durumudur.
 
Geçenlerde bir yerel gazetemiz ÇOMÜ bünyesinde yayın yapan radyonun korsan yayın yaptığını iddia eden haberler verdi.
 
Bu gazetenin elde ettiği bilgilere bağlı olarak en temel hakkı olmasına rağmen ÇOMÜ tarafından bir linç kampanyasına tutuldu. Halbuki  iddialar için  bu yayınlar internet üzerinden yapılmakta, herhangi bir frekans üzerinden yayınların yapılmadığı gibi bir açıklama ile toplumun bilgilendirilmesi yeterli olacakken “Başka illerde medyanın ve yerel dinamiklerin gözü gibi baktığı ve ilin zenginliği saydığı üniversitelerin ilimizde sayıca küçük, ama sesi çok çıkan birkaç kişi tarafından bu kadar yıkıcı faaliyetlerle karşılaşması üzücüdür” gibi ifadeler ile bir yok etme, boğma üslubu seçildi.
 
Böylesi yaklaşımlar çok doğal olarak sağlıklı iletişimlerin gelişmesini engellediği gibi, normal olmayan böylesi geri bildirimler kendi gerçeğini de zedelemektedir. 
 
Yine aynı şekilde belediye meclis toplantısında Belediye Başkanı İskele Meydanı düzenlemesine ilişkin partili meclis üyelerinin  1 ret 2 çekimser oy kullanmasına ilişkin  bir üslup sorunu yaşanmıştır derken ; temellendirdiği  konu gazete haberleri olmuştur.
 
İçişleri Bakanı’nın ziyareti sırasında bakanın söylediklerinin yazıldığı gazete haberleri nedeniyle bir üslup sorunu oluştuğu söylenerek top yine gazetecilere atılmıştır.
 
Şu gerçeği herkes içselleştirecek;demokratik toplum olmanın temeli bu anlayışa bağlıdır:gazeteciler  her türlü konuyu yazacak ve yorumlayacaklardır.
 
Bundan rahatsız olmak yerine;  rasyonel düşünüp, yanlıştan dönmek, gerçekleri kabul etmek; erdemliliktir.
 
Yoksa haberler ve yorumlar için “spekülasyondur” diyerek aynı zamanda gerçeklerin ortaya çıkmasına set vuracak girişimler içersinde olmak demokratik olgunluk ile bağdaşmaz.
 
Bir gün gelir size de, o “spekülasyon yapıyor” dediğiniz gazeteciler lazım olur.
 
Sizin gerçekleriniz ve onların kamuoyuna aktarılması içinde haber mekanizmasına ihtiyacınız olabilir.
Onun için gazetecilerin özgür bir şekilde haber yapmasının önündeki engellerin kaldırılmasını savunmalısınız, yoksa haber ve yorumlarından dolayı gazetecileri “spekülasyoncu” olarak değerlendirirseniz bunun getirmiş olduğu olumsuzluk yarın size de bir başka şekilde yansır.
 
Özgür basın herkes için vardır ve gereksinimdir.
 
Küçük hesaplar ile gazeteciliğin engellenmesine dönük tavırlar; öncelik ile gazetecileri günah keçisi olarak gören anlayışları vurur.
 
Basının özgür olmadığı bir toplum, özgür toplum olamaz.
Basın mensuplarını yaptıkları işler nedeniyle yaftalamaktan vazgeçiniz
İnce bir denge üzerindeki bu yaklaşım için, doğru analizlere ihtiyaç vardır.
Bu analizin dayanacağı en temel gerçek; basının özgür koşullarda görevini yerine getirmesinin şartlarını yaratmak olmalıdır.
Bu gerçeği görmeden basını, kendi açmazlarınızdan kurtulmak için fırsatçı bir şekilde kullanmaya kalkarsanız; bilin ki ileride sizi bekleyen iyi şeyler olmayacaktır.
Paylaş