Hürriyet Gazetesi Dış Haberler Müdürlüğü yanında, uzun yıllar köşe yazarlığı da yapan gazeteci Ferai Tınç, gazetemiz Çanakkale OLAY’ı ziyaret etti. Tınç, ziyareti sırasında ülke gündemine ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Ülkenin yanlış politikalar nedeniyle sıkıntılı bir noktaya geldiğini söyleyen Tınç; “Bugün ekonomide, dış politikada, iç siyasette, toplumun bu kadar delinmesinde geldiğimiz nokta Türkiye’nin çok zor bir süreçte ve bir dönemeçte olduğunu gösteriyor” dedi. ülkenin dış ilişkilerini de değerlendiren Tınç; “Türkiye, o kadar dış siyaset sorunları içine yuvarlandı ki bir yandan Orta Doğu’da bir yandan Amerika-Rusya arasında kendini iyice sıkıştıran siyasetiyle herhangi bir sorunu aşacak enerjisi kalmadı. İktidarı devam ettirmek için günübirlik politikalara yüklenildiği zaman sorunlar daha da aşılmaz noktaya geliyor” dedi. Son zamanlarda gündemde olan F-35 ve S-400’leri değerlendiren gazeteci yazar Tınç; “F-35’lere hava güvenliği açısında Türkiye’nin ihtiyacı vardı. Amerika bu konuda verdiği sözleri tam olarak yerine getirmiyordu. Fakat bunu Amerika ile diplomatik yollarla çözmek yerine Rusya ile ilişkileri düzeltmek adına ve Suriye’de tekrar masaya dönebilmek için Rusya’ya kredi vermek adına geri adım atılamayacak ve diplomasi ile çözülemeyecek bir noktaya gelindi” dedi. Türkiye’nin NATO sürecini de değerlendiren Tınç; “NATO’nun karşısında ve NATO’nun temelinde Türkiye’nin dahil olabileceği bir güç yok. Orada farklı bir durum ve sistem var. Şimdi bir sistemden çıkıp ve bir sisteme girmek de o kadar kolay bir şey değil” ifadelerini kullandı. Son olarak Türkiye’de yeni yetişen neslin ülkeye faydalı olacağını, çok iyi bir yeni nesil geleceğini söyleyen Tınç; “Gençliğe çok güveniyorum. Bugün yetişmekte olan çok sağlam bir gençlik var ve doğruları, yanlıkları görerek yetişiyorlar. Yalanları, hataları, dürüst olmayan davranışları, çıkarcılıkları görüyorlar ve ona tepki duyuyorlar. Ben, bu tepkinin Türkiye’de değişimi tetikleyeceğine inanıyorum. Bu değişim süreci, hem ekonomik, hem siyasi alanda bizi istediğimiz, istikrarlı, huzurlu, demokratik Türkiye’ye getirecek diye umuyorum. Umutsuzluğun hiçbir yararı yok. Güç her zaman umuttadır” dedi.
“Günübirlik politikalara yüklenildiği zaman sorunlar daha da aşılmaz noktaya geliyor”
Gazeteci yazar Ferai Tınç; “Türkiye’de çok uzun süreden beri atılan yanlış siyasi adımlar ve hatalı yönetimler sonucu Türkiye, gerçekten çok sıkışık bir noktaya geldi. Bugün ekonomide, dış politikada, iç siyasette, toplumun bu kadar delinmesinde geldiğimiz nokta Türkiye’nin çok zor bir süreçte ve bir dönemeçte olduğunu gösteriyor. İç politikada, AKP iktidarı döneminde yaşanan krizler, yaşanan olaylar, FETÖ’ye verilen aşırı imkanlar ve bunların daha sonra geri tepmesi, bunun yarattığı sorunların aşılmasında toplumun üzerine ciddi baskılar ve ciddi sorunlar yüklendi. Bu sorunların altından kalkmak gerektiği bir dönemde, yine aynı şekilde kısa vadeli programlar ve kısa vadeli öngörüler sonucu ekonomik darboğazla karşı karşıya kaldık. Dış politikada ise, Avrupa Birliği sürecinden vazgeçilmesinden itibaren ciddi bir dış politika krizi hazırladı. Avrupa Birliği, zaten Türkiye’nin AKP iktidarıyla Türkiye’nin ciddi bir adaylık süreci yaşamayacağını, ciddi bir değişimi gerçekleştirmeyeceğini ve Avrupa Birliği’nin kapılarını çok zorlamayacağını anlamıştı. Bu nedenle ilk dönemlerde AKP hükümetini destekledi. Karşılıklı birbirini idare eden iki güç vardı. Daha sonra iki taraf da birbirinden iyice uzaklaştı. Bu süreç, kopma noktasına geldi ve şuanda da bir suni teneffüsle komada devam ediyor. Bunu geri döndürmek ve yollarını aramak gerekiyor ama Türkiye, o kadar dış siyaset sorunları içine yuvarlandı ki bir yandan Orta Doğu’da bir yandan Amerika-Rusya arasında kendini iyice sıkıştıran siyasetiyle herhangi bir sorunu aşacak enerjisi kalmadı. İktidarı devam ettirmek için günübirlik politikalara yüklenildiği zaman sorunlar daha da aşılmaz noktaya geliyor” dedi.
“S-400 alındığı takdirde bir yaptırım olması da söz konusu”
Gazeteci Ferai Tınç; “Türkiye, birbirlerine karşı Amerika ile Rusya’yı pazarlık gücü olarak kullanalım derken, en sonunda kendisini çok ciddi bir darboğazla sıkıştırdı. Türkiye, F-35 sipariş edilirken S-400’lerin siparişi verilerek Rusya’yı da bir güvence olarak Amerika’ya karşı devrede tutmak istedi. Fakat gerçekten de buna ihtiyacı var mıydı? Tabi ki bunun araştırılması gerekiyor. Çünkü F-35’lere hava güvenliği açısında Türkiye’nin ihtiyacı vardı. Amerika bu konuda verdiği sözleri tam olarak yerine getirmiyordu. Fakat bunu Amerika ile diplomatik yollarla çözmek yerine Rusya ile ilişkileri düzeltmek adına ve Suriye’de tekrar masaya dönebilmek için Rusya’ya kredi vermek adına geri adım atılamayacak ve diplomasi ile çözülemeyecek bir noktaya gelindi. Amerika, F-35’lerden vazgeçeceğini söylüyor. Türkiye bazı parçalarını yapıyor bunu için de Amerika yeni üreticiler arıyor ve bulduğunu da söylüyor. Tabi S-400 alındığı takdirde bir yaptırım olması da söz konusu” dedi.
“Bağırarak, posta koyarak, güç mücadelesi oyununun içine giremezsiniz”
Gazeteci Ferai Tınç; “Bir Avrasya lafı var fakat Avrasya’nın kendisinin ne olduğu somut olarak ortada yok. Yani bir Şanghay Beşlisi vardı ve ‘böyle bir proje vardı, biz de Şanghay Beşlisi’ne dahil oluruz’ denilmişti. Fakat Şanghay Beşlisi, Türkiye’yi toplantılara hiçbir zaman davet etmedi. Avrasya’ya yanaşmak, Çine ve Rusya’ya yanaşmaktır. Fakat zaten oradaki ilişkiler devam ediyor, devam etmesi de gerekiyor. Bu hiçbir zaman için Türkiye’nin batıdan vazgeçmesi anlamına gelmemelidir. NATO’nun karşısında ve NATO’nun temelinde Türkiye’nin dahil olabileceği bir güç yok. Orada farklı bir durum ve sistem var. Şimdi bir sistemden çıkıp ve bir sisteme girmek de o kadar kolay bir şey değil. Türkiye, NATO’nun müttefiki ve kurucu üyelerindendir. Aynı şekilde Yunanistan da bundan 10 yıl önce Rusya’dan uçak almaya kalktı. Amerika’da Yunanistan’a ambargo getirdi, Yunanistan’a hiçbir silah parçası satmadı. Çünkü NATO dışındaki bir güç, NATO ülkesiyle bir savunma anlaşmasına girdiği takdirde NATO’nun sitemine de dahil olmuş oluyor. Yani NATO’nun tüm sırları, sistemi, savunma planlarının içine girmiş oluyor ve buna da onun için karşı çıkılıyor. ‘Biz, NATO ile S-400’lerle F-35’leri birbirinden ayrı tutacağız’ deniliyor. Bu da ortak güvenlik sistemi içinde mümkün değil. Bir müttefik olarak sinir uçlarıyla oynamak, aynı zamanda bir müttefik olarak kendi ihtiyaçlarını, taleplerini zamanında ve uygun bir diplomasiyle masaya getirememiş olmaktır. Yani her şey bir güç mücadelesidir. Güç mücadelesine oynayabilmek için elinizde kozlarınız olması lazım. Bağırarak, posta koyarak, güç mücadelesi oyununun içine giremezsiniz. Hem bağırırsınız, hem de yanlış adım atarsınız. Türkiye de bunu yaptı. Rusya ile ilişkiler çok önemli, Rusya ile ve Suriye’de çok önemli adımlar atıldı ama siz, bu oyunu çok ustalıklı ve elinizdeki güçleri hiçbir zaman taviz vermeyecek şekilde kullanabilmeniz gerekiyor. Türkiye maalesef bu konuda güçlü duruş sergileyemedi” dedi.
“Türkiye’de hiçbir kurumsal süreklilik yok”
Gazeteci Tınç; “Ülke ekonomisi akılcı bir zeminde yürütülmedi. Türk ekonomisi sadece inşaat sektörüne bağlandı, diğer sektörler göz ardı edildi. Yöneticilerin, siyasetçilerin kişisel çıkarları çevresindeki insanlara koloniler halinde ekonomik çıkarlara hakim olma çabaları, ahbap-çavuş ilişkileri ekonomiyi bu sıkışıklığa itti. Tabi istikrar da çok önemli. İstikrar demek, sadece tek bir yönetimin yıllarca bir ülkede yönetimde kalması demek değildir. Ülkenin adalet sistemiyle, tüm kurumlarıyla, ekonomisiyle sağlam zeminlere oturan bir ülke olması demektir. Bugün Türkiye’de hiçbir kurumsal süreklilik yok” ifadelerini kullandı.
“Umarım bu kez mızıkçılık yapılmaz ve sandıktan gerçekten halkın iradesi çıkar”
Gazeteci Tınç; “Pazar günü yapılacak olan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimini çok önemli görüyorum. 31 Mart’tan sonra yaşadıklarımız maalesef Türkiye’de seçimlere olan inancı ve güveni de sarstı. Bu demokrasi açısından büyük bir darbedir. Bir yerde seçimleri kazanmış bir insan vardır, diğer tarafta da her yolu deneyerek o seçimi iptal ettiren bir iktidar vardır. İktidar, ‘Biz, İstanbul’u vermeyiz’ dedi. Çünkü kendi musluklarının tıkanacağını biliyordu. Bunu da çok açık şekilde ifşa etti. Daha sonra kendi yaptığıyla ters düştü. Sürekli yalanlar söylendi, halkın iradesi hiçe sayıldı. Şimdi de insanlar kendilerine bir şans daha tanıdı. Yine sandığa gidecekler ve yeniden oylarını kullanacaklar. Umuyorum ki bu kez mızıkçılık yapılmaz ve sandıktan gerçekten halkın iradesi çıkar” ifadelerini kullandı.
“Bugün yetişmekte olan çok sağlam bir gençlik var”
Gazeteci Tınç; “Türkiye ve Dünya sıkıntılı bir dönemden geçiyor. Bugün Türkiye’nin yarısı var olan iktidara ve uygulamalarına, kuralların ve kurumların hiçe sayılmasına Türkiye’nin hukuk devleti zemininden hızla uzaklaşmasına karşı çıkıyor. Ben, bu gücün mutlaka siyasete yansıyacağına ve Türkiye’nin ihtiyacı olan değişimleri yavaş yavaş tetikleyeceğine inanıyorum. Gençliğe çok güveniyorum. Bugün yetişmekte olan çok sağlam bir gençlik var ve doğruları, yanlıkları görerek yetişiyorlar. Yalanları, hataları, dürüst olmayan davranışları, çıkarcılıkları görüyorlar ve ona tepki duyuyorlar. Ben, bu tepkinin Türkiye’de değişimi tetikleyeceğine inanıyorum. Bu değişim süreci, hem ekonomik, hem siyasi alanda bizi istediğimiz, istikrarlı, huzurlu, demokratik Türkiye’ye getirecek diye umuyorum. Umutsuzluğun hiçbir yararı yok. Güç her zaman umuttadır” dedi.
“Türkiye’nin kendi istikrarsızlığıyla boğuşan bir ülke haline gelmesi, kimseye yaramaz”
Gazeteci Tınç; “Avrupa bir göç dalgasıyla karşı karşıya ve kendi sistemini çökertti. Yani Avrupa’da, Güney ülkelerinde, İç Avrupa’da, Kuzey Avrupa’ya doğru ciddi toplumsal değişimler yaşanıyor. Aşırı sağ partiler iktidara geliyor. Türkiye bu sorunla yüz yüze kalan bir ülke. Türkiye, bu sorunları yatıştırmak için güçlü olması gerekiyor. Fakat Türkiye’nin kendi derdine düşen, kendi istikrarsızlığıyla boğuşan bir ülke haline gelmesi, hiç kimsenin işine yaramaz” dedi.
“İstediğimiz profildeki turisti çağırmamız gerekiyor”
Çanakkale ziyaretinde Troya Müzesi’ni de gezdiklerini ve beğendiklerini dile getiren Gazeteci Tınç; “Troya Müzesi’ni çok beğendim. Türkiye, bütün insanlık tarihinin beşiği ve herkesin Türkiye ile ilgili geçmişten gelen bir anısı ya da bağlantısı var. Biz, bunların altını daha fazla çizerek, daha davetkar bir ülke haline gelerek, kendi değerlerimizi görünür hale getirerek, dünyayı buraya çekebiliriz. Fakat tabi ki burada altyapı da çok önemli. Biz, hangi turisti istiyoruz, nasıl bir kitle istiyoruz, nasıl bir profil istiyoruz? O profile uygun olarak bir turizm planı yapmamız gerekiyor. Çünkü gelen bazı turistler, diğer turistlerden rahatsız olabiliyor. Siz, oraya daha çok para harcayabilecek, o dokuyu bozmayacak turisti getirmek istediğiniz zaman, o dokuyu bozan bir kitle getirdiğinizde istediğiniz profile ulaşmazsınız. Tevfikiye köyü de çok güzeldi. Biz, bu topraklara havadan gelmedik, bu topraklar boş değildi. Yani bizler, var olan bir tarihin parçasıyız” dedi.
(Seçkin Sağlam)