Esas risk; “risk yoktur” açıklaması

Çanakkale Valiliği, Erenköy viyadüğünde yaşanan heyelan sonrasında “herhangi bir risk yoktur” şeklinde bir açıklama yaptı.
Aynı zamanda yapılan açıklamada “konu ile ilgili derinlemesine bilgisi olmadan kamuoyunu yanlış yönlendiren açıklamalarda bulunan belli makam ve mevkilerde bulunan kişilerin daha dikkatli davranmaları gerektiği” belirtilerek demokratik geleneklerle bağdaşmayan bir anlamda aba altından sopa gösterilen bir tutum takınıldı.

251
Böylesi bir reaksiyon bir rahatsızlığın sonucudur; iyi gitmeyen bazı şeyler var demektir.
Böylesi bir ruh hali içersinde yapılmış açıklamalar genellikle bu tarzda olmaktadır.
Böyle olması da çok doğal.
 
1991 yılından beri tepki gösterilmesine rağmen, geçen oniki yılda birkaç kez bu tepkilerin haklılığı ortaya çıkmışken, yapılan yanlışta ısrar etme politikasının sürdürülmesi sonrasında en son yaşanan olay bardağı taşıran son damla olmuştur.
 
Bu koşullar tarafları daha da hassaslaştırmıştır.
 
Çanakkale Valiliği en son açıklaması ile daha önce yapılmış yanlışlarında sorumluğunu alacak bir karara imza attığından dolayı önemli bir risk üstlenmiştir.
 
Temkinli bir açıklama ile yaklaşımı daha gerçekçi olurdu diyorum. Yaşanılan deneyimler ve bugün gelinen noktadaki bazı gerçekler bunun böyle olması gerektiğini gösteriyor.
 
Almış olduğumuz bilgiler temelinde; Erenköy viyadüğünde bazı risklerin olduğu bazı yetkililer tarafından bildirilmesine rağmen, Karayollarının 12 yıldır ısrar ile “sorun yok” şeklindeki yaklaşımı karşısında bürokrasi savunma refleksinin getirdiği bir ruh hali içersindedir.
 
Yapılan onca hatanın, harcanan trilyonların getirmiş olduğu olumsuzluklara karşı savunma refleksi ile yapılan bir açıklama diyerek, yetkililerin bu krizi daha nitelikli yönetmeleri konusunda yeni bir çalışma yapmalarının gerekli olduğunu düşünüyorum.
 
Başarılı olmak cesaretle doğruları savunmaktan ve gereklerini yapmaktan geçer.
Gerçekleri gizlemeye çalışanlar bir gün gelir, gizlemek istediklerinin altında kalırlar.
Birbiri ardına yapılan yanlışlar yeni yanlışları da beraberinde getirir.
 
Heyelan nedeniyle viyadük için bazı önlemler alınması temelinde yapılan bazı uygulamalar ile, bir takım başka yanlışlara imza atılmaktadır.
 
Çöken Erenköy servis yolunun düzenlemesi temelinde heyelan baskısını azaltacak önlem olarak; servis yolunun üzerindeki sit bölgesinde kalan tepede iş makineleri çalışmaya başlamıştır. Burası sit alanı olduğundan, yapılacak her türlü kazı işlemi izne bağlıdır. Bir vatandaş bir kazma vursa, ciddi cezalara maruz kalması söz konusu iken; iş makineleri ile bu tepede yapılan işlemler için gerekli izin alınmış mıdır?
 
Bunu neden yazıyorum; bu konuda Çanakkale’de bir keyfiyet bir, başıbozukluk gelişti. Tarihi ve kültürel değerlerimizi korumak sorumluğuna sahip olan devletin resmi kurumunda bugüne kadar görülmedik bir başıbozukluk yaşanmaya başlandı. Kurum bütün inisiyatifini kaybetti.
 
İsteyenin istediğini yaptığı uygulamalar son zamanlarda oldukça dikkat çekiyor.
 
Böylesi bir performans probleminin olduğu bir kurum, Çanakkale’nin tarihi ve kültürel değerlerini koruma nokrasında ciddi sıkıntılar yaratacaktır. Bir an önce bu kurum kendi sorumlulukların bilinciyle gelişmelere müdahil olmalıdır. Olamıyorsa, engelleniyorsa bu kurumun sorumlu yöneticileri içinde bulundukları durumu kamuoyu ile paylaşmalıdırlar. Paylaşmalıdırlar ki; kamuoyu gerçekleri bilsin ve kamuoyu baskısı bu konuda devreye girsin. Kapalı kapılar ardındaki her uygulama son tahlilde zararlı sonuçlara yol açar.
 
Bu konuda ciddi bir risk var, Çanakkale’nin tarihi ve kültürel değerlerini koruma anlamında…
Paylaş