Bayraktepe Mahallesi’ndeki evinde erken yaşlanma hastası 2 kız çocuğuna bakan Tülay Arslan, çocuklarını üzerine adeta titriyor. 3 çocuk annesi Arslan’ın 17 yaşındaki kızı Rümeysa sağlıklıyken diğer 2 çocuğuna ise Hutchinson-Gilford Progeria Sendromu tanısı konuldu. Şehit Kübra Doğanay İmam Hatip Ortaokulu’nda 8’inci sınıf öğrencisi olan İremsu ve aynı okulda 5’inci sınıfa giden Zeynep, bir süre sonra sağlık sorunları nedeniyle artık evde eğitim alamaya başladı.
Anne Tülay Arslan, kızlarının yaşadığı hastalık süreciyle ilgili, “3 kızım var. 17 yaşında gayet sağlıklı bir kızım var. İremsu ve Zeynep progeria dediğimiz yaşlılık hastalığına yakalandılar. İremsu ilk doğduğunda vücudu kup kuru şekilde doğdu. Çatlaklarla doğduktan sonra tehkikler yapıldı, herhangi bir şey söylenmedi. Cildiyeden bize kremler verildi. Bu süreçte çatlaklardan kurtuldu, gelişimi güzel bir bebekti. Ta ki 10 aylığa kadar. 10 aylıkken ateşli bir havale geçirdi, havale sonucunda, nöbet geçirdi. Yoğun bakım sürecinde bize çocuğun dolaşım bozukluğu var, biz gerekli bilgileri doktoruna verdik. Gideceksiniz orada tedavisine devam edeceksiniz denildi. Doktor sonra bizi Bursa Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne sevk etti. Uzun bir süreç sonrasında bize progeria, yaşlılık hastalığı tanısı konuldu” dedi.
Daha sonra bir çok testlerin yapıldığını anlatan Arslan, “2-3 yıl
boyunca hep devam ettik hastaneye gitmeye. Herhangi bir sonuç
alınamadı. Artık bu çocuklar için yapılacak hiçbir şey yok.
Getirmenize gerek yok dediler. Tabi ben umudumu kesmedim.
Epikrizimi alıp birkaç doktor arayışına girdikten sonra Çapa Tıp
Fakültesi’nden takibe başladık. Orada da bize aynı şekilde
progeria yaşlanma hastalığı tanısı konuldu. Uzun uğraşlar
sonucunda tedavilerimize bir şekilde devam etmeye başladık.
Farklı farklı tedavi yöntemleri uygulanmaya başladı. Büyüme
hormonları kullanıldı, yurtdışından gelen ilaçlar kullanıldı.
Herhangi bir sonuç da alınamadık oradan. 2019 yılında yurtdışına
gönderilmek üzerine kollarından deri parçası alındı ama hala
sonuçları gelmedi” dedi.
Arslan, 10 yıldır özel eğitim kurumuna da giden çocuklarının
burada da bedensel eğitimleri için de çalışma yapıldığını
kaydetti.
Arslan, bir çok olumsuzluğu da yaşadıklarını anlatarak şöyle
konuştu: “Biz ilk başlarda toplumdan çok fazla soyutlanıyorduk.
Bakma kızım, korkmasınlar, bu çocukların bu oyun alanlarında ne
işi var gibi sözler duyuyorduk. Okulda akran zorbalığına maruz
kalıyorlardı. Meleklerin Abisi İnsanı Yardım Derneği, Yasin
Kirazlı bizim videomuzu çekti sosyal medyada paylaştı. Çok güzel
tepkiler aldık. Onun dışında art niyetli yorum yapanlar.
Çocukların fotoğraflarını kötü amaçlı kullanıp saçma sapan algı
oluşturmaya çalışanlar, akraba evliliğinden vurup ne anneliğim ne
caniliğim kaldı. Bunun dışında çok güzel tepkiler de aldım. Çok
güzel yaklaşımlar da oldu. Kızların bir Galatasaray futbol takımı
takıntıları vardı. Orada futbolcularla tanışma imkanımız oldu.
Metin Oktay Tesisleri’nde, statta ağırlandık. Çok güzel bir
şekilde futbolcularla tanıştılar. Sosyal medya çok gündem oldu.
Bu sefer kızlara algı değişti bu benim çok hoşuma gitti. Daha
önce kızlarımı hor görenler fotoğraf çektiriyor. Daha önce onları
istemeyen arkadaşları onlarla arkadaşlık kurmak için çaba
harcıyorlar. Bizim için çok güzel oldu. Dezavantajları kadar
güzel geri dönüşleri oldu. Bizim paylaşımlarımızdan sonra
progeria çok daha bilinir hale gelmeye başladı. Progeria
hastaların da norma bir çocuk olduğunu, toplumda yeri olduğunu,
herkes gibi hareket edip düşünebilip hayatlarını idame
ettirebilecek duruma geldiler. Sonuçta zihinsel bir problemleri
yok. Herhangi bir sıkıntıları yok. Kendi ihtiyaçlarını
karşılayabiliyorlar, kendilerini ifade edebiliyorlar.”
Toplumda kızlarımın ‘Kızım bakma korkarsın’ diyenlere inat, bu
çocukları niye oyun parklarına getiriyorlar diyenlere inat biz
daha güçlüyüz. Onlar istese de istemese de varız. Sadece biz
değil bütün engelli bireyler için söyleyebilir. Onlara acıyarak
bakmayın. Onları dışlamayın, hoş görmeyin. Sonuçta insan, onlar
da birey sadece empati kurun. Kendinizi o çocukların yerine
koyun.”
Resim çizmekten hoşlandığını anlatan İremsu ise Galatasaray’ı
ziyaret ettiklerinde Mario İcardi’nin olmadığını ve onu da çok
görmek istediklerini ifade etti.