Çanakkale Kent Konseyi Engelliler Meclisi kolaylaştırıcılığında gerçekleştirilen 10-16 Mayıs Engelliler Haftası etkinlikleri kapsamında Cumhuriyet Meydanında düzenlenen çelenk sunuş törenine Çanakkale Kent Konseyi Engelliler Meclis Başkanı Remzi Bolaman, Belediye Başkan Vekili Celal Karakaş, Altınokta Körler Derneği Genel Başkanı Suat Sağlam, Genel Sekreter Serkan Özkan Çanakkale’de faaliyetini sürdüren engelli dernek başkan ve üyeleri katıldı. Törende Atatürk anıtına çelenkler sunulması saygı duruşu ve istiklal marşının okunmasının ardından Çanakkale Kent Konseyi Engelliler Meclisi Kent Gönüllüsü Nihal Çelebi, Engelliler haftasının önemini belirten bir konuşma yaptı.
“Ülkemiz nüfusunun yaklaşık %12’si engellidir”
Çanakkale Kent Konseyi Engelliler Meclisi Kent Gönüllüsü Nihal Çelebi yaptığı konuşmasında şu ifadelere yer verdi; “Doğuştan veya sonradan herhangi bir nedenle bedensel, zihinsel, ruhsal, duyusal ve sosyal yeteneklerini çeşitli derecelerle kaybetmesi nedeniyle toplumsal yaşama uyum sağlama ve günlük gereksinimlerini karşılama güçlükleri olan ve korunma, bakım, rehabilitasyon, danışmanlık ve destek hizmetlerine ihtiyaç duyan kişi “engelli” olarak tanımlanmaktadır. Engelliler Haftası 10-16 Mayıs arasında, Birleşmiş Milletlere üye 156 ülkede aynı tarihlerde kutlanan özel bir haftadır. Günümüzde engellilik konusunun insan hakları meselesi olarak değerlendirilmesi uluslararası düzeyde kabul gören temel bakış açısı durumundadır. Bu doğrultuda uluslararası düzeyde ülkelerin engellilik politikalarını yönlendirecek hukuki bağlayıcılığı olan temel belge Birleşmiş Milletler tarafından 13 Aralık 2006 tarihinde kabul edilerek, imzalayan diğer devletler açısından da yürürlüğe girmiştir. Ülkemiz de bu sözleşmeyi imzalamış ve 28 Ekim 2009 itibariyle onay sürecini tamamlayarak sözleşmeye taraf olmuştur. Sözleşme, engellilerin tüm insan hak ve temel özgürlüklerinden tam ve eşit şekilde yararlanmasını teşvik etmek, korumak, sağlamak ve doğuştan sahip oldukları onuru ve saygıyı güçlendirmeyi amaçlamaktadır. Ayrıca insan onuruna ve bireysel özerkliğe saygı, ayrımcılık yasağı ve eşitlik, katılım, farklılıklara saygı, fırsat eşitliği ile erişilebilirlik kavramlarını esas almaktadır. Ülkemiz nüfusunun yaklaşık %12’si engellidir. Fakat bu insanlar neredeler? Sokağa çıktığımız günlerde yolda kaç engelli bireyle karşılaşıyoruz? Yolda karşılaşma şansına eriştiğimiz bu engelli bireylerin, dışarıya çıkma sebepleri nelerdir? Onları, yaşamlarını idame ettirmek zorunda oldukları için mecburen gittikleri işleri nedeniyle mi yoksa sağlıklı bireyler gibi, spor, şehir gezintisi, eğitim gibi faaliyetler için çıktıklarında mı görebiliyoruz? Herkesi bu konuda düşünmeye davet ediyorum. Engellilere yönelik olarak geliştirilen politikalarda etkin bir tıbbi bakım şartının devlet güvencesinde olması, engelli bireylerin kendi kendine yetebilirlik konusunda olabildiğince geliştirilip, bu düzeyin korunabilmesi için eğitim ve rehabilitasyona çok önem verilmelidir. Rehabilitasyon ve araç-gereç gereksiniminin yeterince karşılanmaması engellilerin toplumla bütünleşebilmesinin önündeki en büyük engellerden birisidir. Sağlık politikalarımızın, hekimlerimizin ve diğer sağlık çalışanlarımızın engelliliği önlemek amacıyla da geliştirilmeleri hepimizi memnun edecektir. Bu bağlamda sağlık alanına destek açısından eğitim programlarının geliştirilmesi günümüz bilgi ve teknoloji çağının nimetlerinden üst düzeyde yararlanılarak kayıt sistemlerinin yenilenerek düzenli şekilde kullanılabilmesi sadece engelli bireylerin değil herkesin yaşam kalitesinde olumlu etki edecektir” dedi.
“Toplumsal bir uzlaşıyla sorunlar çözülebilir”
“Yurtdışında, kentler engelli bireylere göre dizayn edilmektedir” diyen Çelebi; “Modern çağın gereği olan şehirleşme, insanları mağdur etmeye değil, daha mutlu ve pratik yaşamasını sağlamaya yönelik olmalıdır. Almanya’daki şehirlerde metro ve istasyonları engelli bireylerin kendi kendilerine yolculuk edebilmesine olanak tanımaktadır. Buna ek olarak engeliler için yapılan düzenlemeler yaşlıların, hamilelerin ve bebeği olan kadınların da işine yaramaktadır. Görüldüğü gibi engelli bireyler toplumun sırtında yük değil, bilakis başkalarının da yaşam kalitesini yükselten bireyler olmaktadırlar. Engelli olmak sadece kişiyi ve ailesini değil, toplumu ilgilendiren bir sorundur. Bunu görmezden gelmek 21.yy`ın değişen değerleriyle çelişir. Engelli bireylerin sorunlarını çözmek ancak toplumsal bir uzlaşıyla mümkündür. Engelli bireylere ulaşılabilir kentler sağlamak, eğitim konusunda gerekli ortamı oluşturmak, sağlık koşullarını iyileştirmek, sosyal güvenliği devlet güvencesine almak, ailelere mevcut durum için destek programları sağlamak, yaşamlarının geri kalanlarında da bu desteklere devam etmek, topluma küçük yaşlardan itibaren farkındalık eğitimleri vererek, bunları uygulamalarla birlikte ele almak engelli ve sağlıklı bireylerin bütünleşmesine vesile olacak, ötekileştirmeyi yavaş yavaş ortadan kaldıracaktır. Okumaya, bir meslek sahibi olmaya istekli engelli bireyler özellikle desteklenmelidir. Bunun önündeki en büyük engel eğitime ulaşamamalarıdır. 2014 Türkiye’sinde hala bu manzarayı görmek utanç vericidir” şeklinde konuştu.
“Yanılıyorlar!”
Çelebi sözlerini şu şekilde sürdürdü: “Geçmiş yıllarda `engelliden öğretmen olmaz, şu olmaz, bu olmaz` şeklindeki önyargılar eğitim yolunda bin bir emek vermiş engelli bireylerin kalplerinde derin yaralar açmıştır. Yanılıyorlar! Önyargısız yaklaşarak, sabır, zaman ve uygun ortam sağlandığında öğretmen, mimar, mühendis, hemşire ve diğer uzmanlık mesleklerini en iyi şekilde yapabilirler. Bir diğer çok önemli konu da engelli bireylerin istihdam meselesidir. Dünyada mutlaka herkesin bir yeteneği ve yapabileceği bir iş vardır. Lisans, yüksek lisans eğitimi almış engelli bireylerin meslekleri doğrultusunda istihdamı, mutlu bir yaşam sürmeleri açısından oldukça önemlidir. Bir şekilde eğitime ulaşamayanlar için ise mesleki rehberlik dünya değerlerini takip ederek etkin rol oynamalıdır. İş yaşamı insan ömrünün büyük kısmını oluşturmaktadır. Dolayısıyla iş yaşamında mutlu olmak, onuruna yakışır hissetmek, kişinin diğer hayat alanlarına, ailesine, topluma olumlu bir biçimde yansıyacaktır. Son olarak engelli bireylerin ötekileştirilmeden, acınmadan “ biz ve onlar” şeklinde ayrıştırılmadan yaşayabilecekleri, çalışabilecekleri, dünyanın çeşitli ülkelerindeki benzerleriyle eşit yaşam koşullarını elde edebildikleri bir Türkiye talebimizi yineliyoruz. Bu yoldaki eğitim, sağlık, yaşanılabilir kentler konusundaki gelişmeleri yakından takip ediyor, yapılanları umut verici buluyor fakat daha da geliştirilmeleri gerektiğin düşünüyoruz. Ülkemizin muasır medeniyetler seviyesine çıkabilmesinin mihenk taşlarından birinin de, engelli bireylerin kişilikleriyle ve olumlu özellikleriyle değerlendirildiği, bütünleşmiş bir toplum yapısından geçtiğini düşünüyoruz.” Cumhuriyet Meydanı`ndaki törenin ardından katılımcılar farkındalık yürüyüşü gerçekleştirdi. Cumhuriyet Meydanında başlayan Kordon boyunda devam eden yürüyüş Sunset “Duyarlılık” Cafe’de sona erdi.