Bu proje ile bilerek, kendi elimizle ormanlarımızı yok etmekteyiz.
O hale gelinceye kadar yıllarca süre geçen güzelim ağaçları kes, sonra yerine yenisini dik yıllarca bekle büyüsün diye…
Bunun ne mantığı var;tek mantığı ticari bir operasyon olması
Peki kesilen sadece ağaçlar mı ?
Hayır o bölgedeki börtü böceği ile birlikte bir bütün olarak ekosistem yok edilmektedir.
Kuzey Ormanlarının yok edilmesi sonrasında İstanbul’a inen domuz sürülerini henüz unutmadık.
Odun ihtiyacının karşılanması için ekosistemin yok edilmesine izin verilemez.
Bu proje durdurulmalıdır.
Bu projenin devamı için kamuoyu bilgilendirilmeli, kamuoyunun onayı olmadan böylesi bir projeye devam edilmemelidir.
Oldubittiye getirmek bizim yönetim anlayışımızın temel karakteridir.
Radar tepesindeki “Endüstriyel ağaçlandırma” projesi de böylesi bir konumda sürdürülmektedir.
Şimdi yaşam savunucuları bu konuya müdahale etmelidir.
Bürokrasinin bu tarzı çok alışkın olduğumuz bir tarzdır.
Geçen hafta Gençlik ve Spor Bakanı hemen ertesinde de müsteşar kentimize gelerek yenileme işi yılan hikâyesine dönen 18 Mart stadyumunda incelemelerde bulundu.
Bakan ve müsteşarını, adeta unutularak hiçbir işlemin yapılmadığı günlerde gerekli incelemelerde bulunmasını ve işin hızlandırılması için gerekli denetimleri yapmasını beklerdik.
Denetimler bu günlerde yapılarak 2 yıl gibi uzun bir süre devre dışı kalan stadyumun bir an önce faaliyete geçirilmesi gerekirken; yetkililerden herhangi bir ses çıkmamıştır.
Bu sürede kaybeden Çanakkale sporu özellikle futbolu olmuştur.
Çanakkale spor camiasının, bu konuda bir çok kez uyarıları olmasına rağmen, bu konunun dikkate alınmamasını ya becerisizlik ya da kötü niyetli girişim dışında açıklama imkânı yoktur.
Siyasiler yarın halkın karşısına çıktıklarında bakalım neler diyecekler, hani şu “Çanakkale bizim gözbebeğimizdir “edebiyatı var ya…
Dantel lobisinin fıtratı
“25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele ve Dayanışma Günü” nedeniyle ülkenin bir çok yerinde olduğu gibi Çanakkale’de kadınlar sokaklara çıktılar.
Bir gün önce siyasal İslama dayanan yönetim iradesi "Kadın ile erkeği eşit konuma getiremezsiniz, o fıtrata terstir.”anlayışı ile ülkemizde kadınların içersinde bulunduğu her türlü olumsuzluğun dayanağını ortaya koydu.
Evrensel hukuk kuralarını hiçe sayarak kadın erkek eşitliğini fiziki nitelikler üzerinden değerlendirip, hukuksal olarak ve haklar düzeyindeki gerçeği çağdışı bir yaklaşıma kurban eden bu anlayış kadın cinayetlerinin, sömürünün, tacizin, angaryanın, şiddetin temelini oluşturmaktadır.
Siyasal iradenin böyle olduğu bir ülkede kadın mücadelesinin önemi çok daha kendisini hissettirmektedir.
Kadın mücadelesi güçlü bir çıkış yaparak birlik ve dayanışma içersinde bu fıtrat dayatmasına karşı güçlü bir mücadeleyi yaratmalıdır.
Siyasal iradenin bu denli açık bir şekilde kadınların eşitsizliğine hükmettiği koşullarda kadınlar gerekli tepkiyi vermenin koşullarını yaratacaklardır.
Bu konunun, önümüzdeki sürecin önemli bir gündemi olacağını şimdiden söyleyebilirim.
“Kadın ve erkek eşit olamaz fıtrata terstir” diyen dinin referans alındığı bu yaklaşıma dantel lobisi Çanakkale sokaklarında güzel bir ders verdi.
Dantel örtüler üzerine yazdıkları mesajlar; kadınların fıtratı noktasındaki hayatın gerçekleriydi.
Kadınları yok sayan, baskılayan, öldüren, şiddet uygulayan ,taciz eden, tecavüz eden, sömüren çağdışı yaklaşımı meşrulaştırmak için “ kadın erkek eşit değildir fıtratına terstir ” diyen anlayışa karşı dantel lobisinin fıtratında ise;” susma kadına şiddete dur de”, “kadınlar sokağa” gerçeğinin olduğunu gördük.
Gerçek olan dantel lobisinin fıtratıdır.
Yaşasın dantel lobisi
