Emek Gençliği, 13 Aralık 1980 tarihinde idam edilen Erdal Eren`i andı. 12 Eylül askeri darbesinin ardından 17 yaşında, yaşı büyütülerek idam edilen Erdal Eren`in; gençlik mücadelesinde yaşadığı vurgulanan etkinliğe Belediye Başkan Yardımcısı İrfan Mutluay, siyasi parti, demokratik örgütü temsilcileri ve çok sayıda vatandaş katıldı. Belediye Çalışanları Sosyal Tesisi Ercan Adsız Konferans Salonu`nda gerçekleşen etkinlikte, Erdal Eren anısına bestelenen şarkılar, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Müzik Öğretmenliği bölümü öğrencileri tarafından seslendirildi. Katılımcılar duygu dolu anlar yaşarken, etkinlik dakikalarca alkışlandı. Emek Gençliği üyesi Özgür Çetinkaya, "Bugün ortaya çıkan çocuk tacizlerine karşı tarikatların ve cemaatlerin kapatılması talebi laikliğin ne kadar önemli olduğunu, tek adam tarafından atanmış rektörlere karşı özerk demokratik üniversite talebinin ne kadar önemli olduğunu bize göstermiştir. Erdal Eren`i anmanın bugünkü anlamı bu talepler için mücadele etmek tek adam yönetimine karşı güçlü bir halk hareketi örgütlemektir" ifadelerine yer verdi. Emek Partisi İl Başkanı Muzaffer Dağtekin ise, "Erdal, 17 yaşında faşist cunta mahkemelerinde, devrimci tutumunu sürdürmüş, asla bundan ödün vermemiş ve `Faşizme ölüm, halka hürriyet` diyebilmiştir. Burada dikkatimizi çeken iki tutum var. Onlar düşünce ve eylemleriyle, mücadelenin en önünde yer alarak yaşayacaklarıdır. Onların anıları hep yaşatılacak, kendilerinden sonra gelenlere, köprü olacak ve ışık tutmaya devam edeceklerdir" dedi.
"Gençliğin iradesini teslim alamadılar"
Emek Gençliği üyesi Çetinkaya, Erdal Eren`in mücadelesinin gençlere yol gösterdiğini dile getirerek, "Erdal Eren 68 gençlik hareketinin bağrından çıkmış, demokratik lise mücadelesinin Ankara`da örgütlü mücadelenin bilincine varmış, önce kendi lisesinde başlayan, daha sonra ülkenin içinde bulunduğu sorunlara evrilmiş, 1971 darbesinden sonra ortaya çıkan karanlık tabloda, kendisini devrimci mücadeleye adamış genç bir komünisti. 13 Aralık 1980`de idam edilirken, egemenlerin muradı gençlik mücadelesini sindirmek onu ezmek ve yok etmek üzerine kurguladıkları bu sistem Erdal`ın idam sehpasına giderken söylediği son sözlerde gençliğin iradesini teslim alamadıklarını göstermiştir; "Faşizme ölüm halka hürriyet" ifadelerine yer verdi.
"Erdal`ı idam edenlerin adları hafızalardan silindi"
Erdal Eren`in Türkiye`nin dört bir yanında anıldığını hatırlatan Çetinkaya, "Onu idam edenlerin bugün adları bile hafızalarımızdan silinirken Erdal Eren hala Türkiye`nin ve dünyanın dört bir yanında anılmaya devam ediyor. Erdal Eren`i anmanın bugünkü önemi kuru ve ajitetif sözlerle değil, hayatın içerisinde örgütlü mücadeleyle mümkündür içinde yer aldığımız ekonomik krizin etkilerini alt üst ederek liselerimizde üniversitelerimizde barınma, ulaşım, yurt problemlerimizle birlikte akademik, demokratik, özerk üniversite taleplerimizin arkasında durarak tek adam yönetimine karşı en geniş gençlik mücadelesini vermektir" diye belirtti.
"Erdal Eren`i anlamak, halk hareketi örgütlemektir"
Çetinkaya son olarak Erdal Eren`in mücadelesinin güncelliğini koruduğunu belirterek, "Denizlerin, Erdalların bize emanet ettiği bayrağın bağımsız demokratik bir Türkiye kurana kadar bu bayrağı yere düşürmeden dalgalandırmaya devam edeceğiz. Bugün ortaya çıkan çocuk tacizlerine karşı tarikatların ve cemaatlerin kapatılması talebi laikliğin ne kadar önemli olduğunu, tek adam tarafından atanmış rektörlere karşı özerk demokratik üniversite talebinin ne kadar önemli olduğunu bize göstermiştir. Erdal Eren`i anmanın bugünkü anlamı bu talepler için mücadele etmek tek adam yönetimine karşı güçlü bir halk hareketi örgütlemektir. Gençlik gelecek gelecek sosyalizm" dedi.
"Erdallar, mücadelenin en önünde yer alarak yaşayacaklarıdır"
Emek Partisi İl Başkanı Dağtekin, insanlık tarihinin ezen ve ezilenler arasında geçen mücadelenin tarihi olduğunu belirterek, "Tarihte; darağaçlarında, idam sehpalarında köleci mücadeleyi sürdüren ve önderlik eden Spartaküs`ü unutmadık. Pir Sultan`ın, `Götür beni, ap aşkına yanayım. Dönen dönsün ben dönmezem yolumdan` diye haykırmasını unutmadık. Darağacından bu sözlerle halka seslenen birini halk unutmadı. Egemenlere karşı sözünü esirgemeyen Şeyh Bedrettin`i de unutmadık. Denizler, `Kahrolsun emperyalizm, yaşasın bağımsız demokratik Türkiye` şiarlarını idam sehpalarında haykırdılar. Erdal, 17 yaşında faşist cunta mahkemelerinde, devrimci tutumunu sürdürmüş, asla bundan ödün vermemiş ve `Faşizme ölüm, halka hürriyet` diyebilmiştir. Burada dikkatimizi çeken iki tutum var. Birisi sömüren, asalak, egemen güçleri temsil eden kesimler ve onların temsilcileri; diğer tarafta da ezilen, sömürülen, işçiler, köylüler, emekçiler, onlar adına mücadele yürüten insanlar. Onlar düşünce ve eylemleriyle, mücadelenin en önünde yer alarak yaşayacaklarıdır. Onların anıları hep yaşatılacak, kendilerinden sonra gelenlere, köprü olacak ve ışık tutmaya devam edeceklerdir" dedi.
(Damla Yeltekin)