Emek Gençliği, Erdal Eren’i anacak

12 Eylül Askeri cuntası tarafından idam edilen Erdal Eren 15 Aralık Cumartesi günü düzenlenen etkinlik ile anılacak. Çanakkale Emek Gençliği, Erdal Eren’in mücadelesinin kendilerine örnek olduğunu belirten EMEK Gençlik Sözcüsü Songül Acar; “Erdal Eren’in 17 yaşındaki o dik duruşu, idam edileceğini bilse de atılmış olduğu davasından vazgeçmeyerek bizleri örnek olmuştur” dedi.

566
12 Eylül 1980 darbesinin, Türkiye halkları için bugün hala etkisini sürdüren bir baskı dönemi yarattığını söyleyen Acar; “Bizler bugün bir kez daha tekrarlıyoruz. Erdal`ın, Ercan`ın ve Sinan`ın bizlere bıraktığı mücadeleyi sürdüreceğiz, işçi sınıfı ve emekçilerin mücadelesinin gözü, kulağı ve sesi olmaya devam edeceğiz. Nerede bir hak mücadelesi, nerede bir zulme karşı direniş, nerede bir baskıya karşı boyun eğmeme varsa, bizler orada Erdal olacağız. Biliyoruz ki Erdal olmak, halkın, emekçilerin haklı davasının neferi olmak demektir” dedi.
 
 
Emek Gençliği Erdal Eren’i anmak için bir etkinlik düzenledi. 15 Aralık Cumartesi günü Türkan Saylan Sosyal tesislerinde(üst kat nikah salonu)saat 19.00 düzenlenecek etkinliğin, 12 Eylül’ü aklamak isteyenlere iyi bir cevap olacağı bildirildi. Emek Gençliği, 12 Eylül Darbecilerinden Kenan Evren’in “Erdal Eren’i unuttum” sözlerine “Siz unutun, biz hatırlatırız” şeklinde cevap verdiler. Erdal Eren’i anma etkinliğine tüm gençliğe katılım çağrısı yapan Emek Gençliği; Erdal Eren, zülme baskılara, sömürüye baş kaldırışın simgesidir. Erdal Eren insanca, onurlu bir yaşam için verilen mücadelenin simgesidir.32 yıl sonra hiçbir şeyin değişmediği günümüz koşullarında Erdal Eren’in mücadelesi hepimize örnek olmalıdır” şeklinde bir değerlendirme yaptı.
 
32 yıl sonra her şey aynı
Çanakkale Emek Gençliği, Erdal Eren’in mücadelesinin kendilerine örnek olduğunu belirterek; “12 Eylül’ün baskıcı, zorbacı düzeninde idam edilen 17 yaşındaki Erdal Eren’in ölümünün üzerinden 32 yıl geçmesine rağmen bu gün gelinen noktada da bir şey değişmemiştir. Hâlâ çocuk yaşta gençler öldürülüyor, puşi taktığı için yargılanıyor, parasız eğitim istediği için yıllarca tutuklu bırakılıyor. Erdal Eren’in 17 yaşındaki o dik duruşu, idam edileceğini bilse de atılmış olduğu davasından vazgeçmeyerek bizlere örnek olmuştur” dedi.
 
 
“12 Eylül darbesi baskı ortamı yarattı”
Parti binasında gerçekleştirilen açıklamada konuşan EMEK Gençlik Sözcüsü Songül Acar, 12 Eylül 1980 darbesinin, Türkiye halkları için bugün hala etkisini sürdüren bir baskı dönemi yarattığını söyledi. Acar; “12 Eylül faşist cuntasının halkın yükselen mücadelesini yok etmek, emekçi halklara göz dağı vermek için uyguladığı politikanın bilançosu ise ağır oldu. Bu süreçte 650 bin kişi gözaltına alındı, 1 milyon 683 bin kişi fişlendi, 230 bin kişi yargılandı, 7 bin kişi için idam cezası istendi, 517 kişiye idam cezası verildi, Haklarında idam cezası verilenlerden 50`si asıldı, 98 bin 404 kişi "örgüt üyesi olmak" suçundan yargılandı, 14 bin kişi yurttaşlıktan çıkarıldı, 300 kişi kuşkulu bir şekilde öldü, 171 kişinin "işkenceden öldüğü" belgelendi. Ve daha nice genç, diktatörlüğün tezgahlarında can verdi” dedi. “Halkın kurtuluş mücadelesinin bir neferi olan Erdal Eren de dönemin egemenlerince katledilen nice candan birisiydi” diyen Acar; “Erdal Eren`i idam sehpasına kadar götüren süreç, Yurtsever Devrimci Gençlik Derneği (YDGD) üyesi ODTÜ öğrencisi Sinan Suner`in, 30 Ocak 1980`de katledilmesiyle başladı. Ankara`nın Yukarı Ayrancı semtinde yazılama yapan Sinan Suner, MHP`li Bakan Cengiz Gökçek`in koruması Süleyman Ezendemir`in kurşunlarıyla öldürüldü. Suner`i vurmakla yetinmeyen Ezendemir, arabaya aldığı Suner`i başkent sokaklarında dolaştırdı, işkence etti. Öldüğüne emin olunca da Suner`in cesedini hastane kapısına attı. Olayın duyulmasının ardından, 2 Şubat 1980`de Sinan Suner`in öldürüldüğü yerde protesto gösterisi yapıldı. Gösteriye müdahale eden askerlerle göstericiler arasında çıkan çatışmada er Zekeriya Önge ölürken, Erdal Eren`le birlikte 24 kişi gözaltına alındı. Zekeriya Önge`yi öldürdüğü iddiasıyla tutuklanan Erdal`a, hiçbir meşru ve hukuki geçerliliği olmayan bir- yargılanma süreci sonunda idam cezası verildi. Askeri Yargıtay`ın iki defa kararı bozmasına rağmen ceza onaylandı” şeklinde konuştu.
 
“Henüz 17 yaşındaydı Erdal Eren”
12 Eylül sayesinde patronlar lehine çıkarılan onlarca yasanın, bugün AKP eliyle derinleştirildiğini kaydeden Acar, emekçilerin ellerindeki en küçük hak kırıntısına bile saldırılarak bir avuç zengine ülkenin peşkeş çekildiğini ifade ederek; “Ne yaşına bakıldı, ne avukatlarının sunduğu delil ve tanıklara. Dünyanın dört bir tarafında idama karşı tepkiler yükseldi, imzalar toplandı. Ancak karar mahkeme öncesinden verildiğinden, yargıçlara sadece emri uygulamak düştü. Fakat önlerinde bir engel vardı, Erdal Eren idam edilemeyecek kadar küçüktü. Buna getirilen çözüm ise cuntanın yetkili makamlarınca Erdal Eren`in 18 yaşında olduğuna hiçbir bilimsel kanıt olmaksızın kanaat getirilmesiydi. Erdal Eren, yapılan bütün itirazlara karşın bundan tam 32 yıl önce Ankara Merkez Kapalı Ceza ve Tutukevi`nde idam edildi. 12 Eylül Darbesinin yargılandığı şu son günlerde, bir duruşmada kendisine fotoğrafı gösterilen Erdal Eren`i tanımadığını iddia eden Kenan Evren, darbe döneminde kendisine bu konuyla ilgili sorulan sorulara "Asmayalım da besleyelim mi?" şeklinde cevap vermişti. Erdal`ın idamının ardından pankart asarak idama tepkisini dile getirmek isteyen bir başka 17 yaşında gençti Ercan Koca, gözaltına alındı. Ercan, gördüğü yoğun işkence sonucu yaşamını yitirdi. Böylece Sinan, Erdal ve Ercan`ın isimleri birlikte anılır oldu. Dün halkların özgürlük, eşitlik ve barış mücadelesini bitirmek için darbe yapanlar, bugün yine 12 Eylül`ü aratmayacak bir tutum sergiliyorlar. Bir taraftan sözde 12 Eylül yargılanırken diğer taraftan on binlerce insan, emek, barış ve demokrasi mücadelesinin bir parçası olduğu için cezaevlerinde haksız yere tutuluyor. En küçük bir hak alma mücadelesi bile iktidar tarafından terörizm diye yaftalanıyor. Mitinglerde Erdal Eren`in suçsuzluğundan bahseden Başbakan, 700 üniversite öğrencisinin tutuklu olduğu bir ülkenin Başbakanı olduğunu unutuyor. 12 Eylül`ü yargılama ve demokrasi vaadiyle yola çıkan hükümet, Uludere`yi, Pozantı Cezaevinde olanları, Uğur Kaymaz ve Ceylan Önkol`ları da unutmuşa benziyor. Dün 12 Eylül sayesinde patronlar lehine çıkarılan onlarca yasa, bugün AKP eliyle derinleştiriliyor. Emekçilerin ellerindeki en küçük hak kırıntısına bile saldırılarak bir avuç zengine ülke peşkeş çekiliyor” dedi.
 
“Bizlere bırakılan mücadeleyi sürdüreceğiz”
Acar şu şekilde konuştu: “Bizler bugün bir kez daha tekrarlıyoruz. Erdal`ın, Ercan`ın ve Sinan`ın bizlere bıraktığı mücadeleyi sürdüreceğiz, işçi sınıfı ve emekçilerin mücadelesinin gözü, kulağı ve sesi olmaya devam edeceğiz. Nerede bir hak mücadelesi, nerede bir zulme karşı direniş, nerede bir baskıya karşı boyun eğmeme varsa, bizler orada Erdal olacağız. Biliyoruz ki Erdal olmak, halkın, emekçilerin haklı davasının neferi olmak demektir. Yine son sözü Erdal söylesin: "Biz devrimcilerin Türkiye halkının her türlü baskı ve sömürüden kurtulması dışında hiçbir kaygımız yoktur. Anarşi yaratmak veya terör estirmek bizim düşüncemizle çelişen bir şeydir, tersine en büyük terörist ve katil bu düzenin kendisidir. Buna sıkıyönetim öncesinde ve sonrasında bilinen güçlerce katledilen halk ve halk gençliğinin kanları tanıktır. Bugün devrimcileri ve onların bir parçası olan beni aldığınız emirlere uygun olarak yargılayabilir ve ölüm cezası verebilirsiniz. Fakat bu ilelebet sürmeyecektir. Bir gün mutlaka sizin yerinizde halkımız olacak sizi ve koruduğunuz düzeni yargılayacak ve doğru karar verecektir."
Paylaş