Ekoloji Birliği’nden yapılan açıklamada, “22 Mart Dünya Su Günü… Tam da korona virüs salgınının olduğu bir döneme denk geldi. Koronavirüs tehdidini savuşturmanın birinci koşulun su ve sabun ile ‘el yıkma’, ‘temizlik’ olduğu sürekli vurgulanıyor. Suyun yaşamsal anlamda kıymeti tam da bu noktada bir kez daha da ortaya çıkıyor. Bu nedenle suların temiz, ücretsiz ve kolay ulaşılabilir olması da bir o kadar önemli. Oysa günümüzde suların bir sürü nedenlerle kirletildiğini, yetkililerce yeterli önlem alınmadığını, suyun meta haline getirilip ticarileştirilmesinin temel politika haline geldiğini görüyoruz: İçme suyu kaynaklarımız özel şirketlere yok parasına satılıp şişelenerek halka satılıyor, onlarca şirket halkın olan su kaynaklarından daha da zengin oluyor, Irmaklar ve derelerimiz, ekosisteme etkileri gözetilmeden, içme ve kullanma, sulama ve enerji amaçlı kanal ve barajlar için şirketlere tahsis ediliyor, sular kanallara ve barajlara hapsediliyor, verimli tarım alanları, ormanlarımız, Hasankeyf, Allianoi gibi tarihi ve kültürel değerlerimiz sular altında bırakılıyor, Su varlıklarımız maden şirketlerine tahsis ediliyor ve madencilik faaliyetleri nedeniyle ciddi anlamda kirletiliyor, Sıcak su kaynaklarımız, yenilenebilir enerji yalanı ile JES’ler için şirketlere veriliyor ve reenjekte edilmeyen ve diğer alıcı ortamlara verilen sıcak sular bir dolu kirliliğe ve zarara yol açıyor, tarım yapılamaz hale geliyor, Aydın ve çevresinin çektiği sıkıntıları hepimiz biliyoruz. Küresel iklim değişikliği ile birlikte göllerimiz, derelerimiz, ırmaklarımız kuruyor, içme suyu kaynaklarımız, yeraltı sularımız yok oluyor, Denizlerimiz arıtılmayan kanalizasyonlar, yetersiz arıtma tesisleri, kirlenmiş dere ve ırmaklar nedeniyle her gün daha da kirleniyor, Su kaynaklarımız uluslararası savaş politikalarının bir aracı haline getiriliyor. Uluslararası Dünya Su Günü nedeniyle BM tarafından sözde tatlı suların önemine dikkat çekmek için farklı temalarla kutlamalar yapıyor. Bu yılın teması “Su ve İklim Değişikliği” olarak belirlenmiş. Suyu kirletenler, ticarileştirenler, iklim değişikliğine neden olanlar sorumlu kendileri değilmiş gibi Dünya Su Günü’nü kutluyorlar. Su yaşamdır. Tüm canlıların yaşam kaynağıdır. Her yurttaşın suya ücretsiz ve kolay bir şekilde ulaşma hakkı vardır. Dünyada su kıtlığı başladı. Türkiye de su kıtlığı çeken ülkelere dahil oldu. 2030 yılında Türkiye su fakiri olacaktır. Dünya Su Günü’nde Hasankeyf’in sular altında kalmasının acısını yaşıyoruz. Henüz sular altında kalmayan bölgelerin kurtarılması için çağrımızı bir kez daha yineliyoruz. Ekolojik sistemin en önemli aracı olan suyun korunması, halka ücretsiz, temiz ve kolay ulaşılabilir su temini devletin temel görevidir. Ekoloji Birliği olarak, devleti ve yetkilileri görevlerini yapmaya çağırıyoruz. Su Yaşamdır! Suyun Ticarileştirilmesine Hayır! Sularımız Özgür ve Temiz Kalsın!” denildi.