Ekmekte küf out, boya in!

Bir yaşıma daha girdim.
Bundan sonra ekmeklerimi boyalı isterim.
Nasıl olsa ÇOMÜ yönetimi ve üretici firma vatandaşına boyalı ekmek yedirmek konusunda bir sakınca görmemişler!
Ey yetkililer siz ne işle meşgulsünüz; bu ülkede boyalı ekmeğin normal olduğunu söyleyip bunu itiraf edenler var iken siz hiçbir şey yapmayacak mısınız?
Gıda güvenliği, halkın sağlığı sizin için hiç mi bir şey ifade etmiyor?
Bundan önceki Laçiner döneminin karakteristik özelliği olan gerçeklerin üzerinin örtülmesi hastalığına yeni yönetimde mi kapıldı acaba!

606
ÇOMÜ yönetimi ilk sınavında sınıfta kalmıştır.
Önce İlahiyat Fakültesi Dekanlığı bir açıklama yaptı; “böyle bir şey yoktur, asılsızdır” dedi, yalan konuşmayın çarpılırsınız dedim, anlamadılar.
Öğrenciler başlarından geçen olayı basın karşısına çıkıp, anlattılar.
Artık “asılsızdır” açıklamasıyla bu olayı gizlemek imkânı kalmamıştı.
Bu seferde ÇOMÜ yönetimi akılara durgunluk verecek bir açıklamaya imza attı; küf değil boya dedi!
Sanki boyalı ekmek normalmiş gibi, üstüne birde üretici firma aynı açıklamayı yapınca hayret ettim doğrusu.
Demek ki bundan böyle bakkalımızdan ekmek alırken, boyalı ekmek olarak yeni bir seçeneğimiz daha oldu.
Öylesine “masum” bir şekilde gerek ÇOMÜ yönetimi gerekse üretici firma bu açıklamayı yaptılar ki;insanın artık boyalı ekmek yiyesi geliyor.
Özürleri kabahatlerinden büyük deseler de; siz artık ekmekte ‘küf out, boya in’ devrinin başladığını not edebilirsiniz!
Ancak iş, tabiî ki karikatürize ettiğim kadar basit değil.
Bunun altından bakalım daha hangi kokular çıkacak.
Bir şeylerin üzerinin örtülmeye çalışıldığı çok net olarak görülmekte.
Önce inkar et, aradan 20 gün geçtikten sonra bu olumsuzluğu örtbas etmek için çeşitli akıl yürütme süreçlerinden sonra, küf değil boya tespitiyle ortaya çık.
Bu süreçteki akıl yürütmeler kapsamında acaba başka hangi çılgın fikirler geliştirildi.
Mesela; ‘o ekmek kafeteryada kullanılan ekmek değildi’, ‘onun boyutu farklıydı’, ‘öğrenciler kalemleriyle boyadılar’ gibi…
Böylesi durumlarda ortaya genellikle yandaşlık ilişkisinin getirdiği bazı siyasal kokular çıkar.
İlgili kafeteryayı acaba kim çalıştırmaktadır?
Çalıştıran kişilerin siyasi nüfusu var mıdır?
Bu siyasi nüfus, yeni yönetim ile bir dirsek temasında bulunmakta mıdır?
Burası yemekhane ya, acaba bir diyet ilişkisi söz konusu olabilir mi?
Böylesine garip bir açıklamayla olayın üzerini örtmek adına sorumluluk alınınca doğal olarak insanın aklına böylesi sorular gelmektedir.
Biz gazeteciyiz, gelişmeleri izler, takip ederiz ancak tarihe de bir not düşelim; ÇOMÜ yönetimi ilk sınavında sınıfta kalmıştır.
Öğrencinin sağlığını her şeyin üzerinde görmesi gerekenler öğrencilere boyalı ekmek yedirmenin masumluğunu savunamazlar.
Hele bunu böylesine kafalarda soru işaretleri uyandıran bir süreç ile gündeme taşımışlarsa orada bir bit yeniği var demektir.
Diğer taraftan bu konuda samimi bir şekilde itirafta bulunan taraflara rağmen yetkili kuruluşlar bir şey yapmayı düşünmezler mi acaba?
Bu ülkede gıda güvenliğinden sorumlu bir kuruluş vardır herhalde!
Bir ay sonra seçimler var, ortalıkta dolaşıp, halka  vaatlerde bulunan siyasiler açısından, boyalı ekmek bir şey ifade ediyor mudur ?
Yoksa burası Türkiye mi, yapanın yapana kar kaldığı ülke mi burası!
Bu ülkede, sadece ezilenlere, mağdurlara, yok sayılanlara, yoksullara, emekçilere, hakkını arayanlara karşı mı yaptırım uygulanır…
Tüm bunlara rağmen çek bir boyalı ekmek diyelim, ancak siz siz olun halkın ekmeği ile oynamayın…
Paylaş