"Değerlendirmeler objektif değildir, siyasidir, usulsüzdür"
"Değerlendirme sonuçlarına göre; torpili olan, iktidara yakın duran, malum sendikaya üye olan okul yöneticilerine yüksek puan verilmiştir" diyen Demirbaş; "Öğretmen, okul aile birliği başkan ve başkan yardımcısı, öğrenci değerlendirmesinden tam puan ya da yüksek puan alan okul yöneticilerinin büyük bir kısmı her ne hikmetse ilçe milli eğitim müdürü ve ilçe milli eğitim şube müdürlerinden çok düşük puanlar almıştır. Bunun tersi de yaşanmış, mesai arkadaşlarından düşük puanlar alanlara şayet yandaş ise-ilçe milli eğitim müdürü ve ilçe milli eğitim şube müdürleri tarafından yüksek puanlar verilmiş, bu kişilerin 75 puan almaları sağlanarak, görev süreleri uzatılmıştır. 20-25 yıllık okul müdürlerinin bilgisi, becerisi, kıdemi hiçe sayılmışve bu yöneticilerin görevine son verilmiştir. Bu durum eğitimde büyük infiale, kutuplaşmalara, çatışmalara yol açacaktır. Okul yöneticiliği koltuğunda artık hak eden değil; torpili olan, kişisel ilişkilerini kullanan, siyasi ve ideolojik davrananlar oturacaktır. Herkes takdir eder ki; bir ilçe milli eğitim müdürü ya da ilçe milli eğitim şube müdürünün, okul müdürününyöneticilik vasıflarına sahip olup olmadığını bilmesi mümkün değildir. Üstelik 2-3 aydır şube müdürlüğü koltuğunda oturanlar, bu okul müdürleri ile hiç çalışmadan neye göre değerlendirme yapmıştır? Çok açık söylüyoruz ki; değerlendirmeler objektif değildir, siyasidir, usulsüzdür" şeklinde konuştu.
"Suç duyurusunda bulunacağız"
Türk Eğitim-Sen olarak bu işin peşini bırakmayacaklarını ve her türlü hukuki yola başvuracak, mağduriyete neden olan yetkililer hakkında suç duyurusunda bulunacaklarını kaydeden Demirbaş; "Milli eğitimde kadrolaşma operasyonu yapılmaktadır. Eğitimin her hücresinde kendi adamlarını görmek isteyen, kilit noktalara yandaşlarını getirmeyi hedefleyenler kapalı kapılar ardında iş çevirmiştir. “Benden olmayanı yok edeceğim” anlayışı ile hareket edenler, farklı düşünenlere yaşama hakkı tanımamaya ant içmiştir. İş bilmeyen, emeği ve alın teri ile değil, siyasi hesaplarla, sendikal tercihleri nedeniyle makamlara getirilen okul yöneticileri devri başlamıştır. Okullar bir kısmı emir kulları tarafından yönetilecektir. Okullar siyasi iktidardan icazet alanların cenneti haline gelecektir. Okullar beceriksiz, yönetme kabiliyetinden yoksun kişilere emanet edilecektir. MEB Yasası kazanılmış hakları yok eden bir yasadır. Bu yasanın akabinde çıkarılan Yönetici Atama Yönetmeliği’nin de ucube olduğunu ilan etmiş, yönetmelikte yer alan hususların eğitim hayatımızda ciddi bir kaosa yol açacağını belirtmiştik. Hukuku yerle bir eden, kazanılmış hakları bir gecede insanların ellerinden alan bu yasa ve yasanın getirdikleri Türk milli eğitim tarihi için utanç vesikasıdır. Herkes emin olmalıdır ki; Türk Eğitim-Sen bu işin peşini bırakmayacaktır. Sendikamız, her türlü hukuki yola başvuracak, yanlı davranan ve tetikçilik yapan ilçe milli eğitim müdürlerini, ilçe milli eğitim şube müdürlerini tespit ederek, haklarında suç duyurusunda bulunacaktır. Bu makamlar kimsenin malı değildir. Kişiye özel davranan, arkası sağlam olanı koruyan, milimetrik hesaplarla yandaş ordusu kurmaya heveslenenler yargı önünde hesap verecektir" dedi.