Eğitim İş ve Türk Eğitim Sen Çanakkale Şubesi Yönetim Kurulları öğretmenlere yönelik yapılan saldırılarla ilgili açıklamada bulundular. Her iki açıklamada son dönemde öğretmenlerin itibarsızlaştırılmasına yönelik politikaların, öğretmenlere yönelik fiziksel şiddetin arttırıldığı ifade edildi. Eğitim Sen Çanakkale Şubesi Yönetim Kurulu tarafından yapılan açıklamada öğretmenlerin her geçen gün mağduriyete sürüklendiği ifade edilerek; “Dünyanın her tarafında öğretmenler insan topluluğunun en özverili ve saygıdeğer unsurlarıdır. İzmir’in Ödemiş ilçesinde Ödemiş Kaymakçı Çok Programlı Anadolu Lisesi Müdürü Ayhan Kökmen’in, iki öğrencisi tarafından tüfekle vurularak yaşamını yitirmesi bizleri derinden sarsmıştır. AKP iktidarının, toplumu kutuplaştırma ve öğretmenleri itibarsızlaştırma politikalarının bir sonucu olarak ne yazık ki eğitimcilere yönelik şiddet eylemleri son yıllarda giderek artmaktadır. Bugüne kadar okullarda yeterli güvenlik önlemleri almadığı gibi öğretmenlere uygulanan şiddete seyirci kalan Milli Eğitim Bakanlığı, her fırsatta öğretmeni değersizleştiren ve hedef gösteren uygulama ve açıklamalar yapmakta istikrarlı davranmaktadır. Öğretmeni toplum nezdinde itibarsızlaştıran bu tür açıklamaların saldırılarda önemli bir rol oynadığını düşünmekteyiz. Öğretmenlerin çalışma huzurunun bozulmasına, mağduriyetine neden oluşturan ve bir baskı aracı olan Alo 147 hattının hizmete girmesiyle öğretmene yönelik şiddetin arttığı gözlenmektedir. Milli Eğitim Bakanlığının, öğretmenlere yönelik, şikâyet etme hatları, performans ölçme uygulamaları, mesleki ve ekonomik haklarından yoksun bırakması itibarsızlaştırma politikasının somut gerçekleridir” denildi.
“Milli Eğitim Bakanı istifa etmelidir”
AKP iktidarı ve Milli Eğitim Bakanlığı bu tür şiddet olayları karşısında kayıtsız kaldığı belirtilen açıklamada; “Okulların güvenliğini sağlamaktan, eğitimin kesintisiz olarak devam etmesinden birinci derecede sorumlu olan siyasi iktidar ve Milli Eğitim Bakanlığı, bu tür şiddet olayları karşısında kayıtsız kalmakta, öğretmenlerimizin ve çocuklarımızın can güvenliğini sağlayamamaktadır. Ne yazık ki bilim yuvası olması gereken okullarımız, hem eğitim çalışanları hem de öğrencilerimiz için güvenli alanlar olmaktan çıkmıştır. Bu vahim olaydaki güvenlik zafiyeti, buna benzer olayların tekrarı konusunda bizleri endişeye düşürmektedir. Milli Eğitim Bakanlığı’na hatırlatıyoruz, eğitim çalışanlarının ve öğrencilerin güvenliğini sağlamak sizin oturduğunuz makamların asli görevlerindendir. Yaşanan bu şiddet olaylarının kendi yanlış politikalarının sonucu olduğunu görmeyen, bu utanç verici olayları münferit sayan, kendi sorumluluğundaki kamu görevlilerinin ve öğrencilerin güvenliğini sağlamaktan aciz Milli Eğitim Bakanı istifa etmelidir!” denildi.
“Bu tür vahim olayların son olmasını istiyor”
Eğitim İş olarak bu tür şiddet olaylarının sonuna kadar karşısında durulacağı belirtilen açıklamada son olarak; “Öğretmenler şiddete maruz kaldıkça, itibarsızlaştırıldıkça bu ülkenin yarınlara yürümesinin mümkün olamayacağı belirtildi. Yapılan açıklamada; “Bu tür vahim olayların son olmasını istiyor, Eğitim-İş olarak öğretmenlere her türlü şiddet eyleminin karşısında duracağımızı ve tepkimizi demokratik yollarla ortaya koyacağımızı bir kez daha ilan ediyoruz! Unutulmamalıdır ki, öğretmenlerimiz şiddete maruz kaldıkça, itibarsızlaştırıldıkça bu ülkenin yarınlara yürümesi mümkün olmayacaktır. Bizler, yaşanan tüm olumsuzluklara rağmen meslek onurumuza, haklarımıza ve emeğimize sahip çıkarak, bu tür olayların yaşanmaması için tüm gücümüzle seferber olacağız. Eğitim İş, bugün tüm Türkiye genelinde şube ve temsilciliklerimizde, öğretmene şiddeti protesto edecek ve ‘Öğretmene Şiddeti Durdurun’ kokartlarıyla derse girecektir” denildi.
“Öğretmenlere şiddet sıradanlaştı”
Türk Eğitim Sen Çanakkale Şube Yönetim Kurulu üyeleri Cumhuriyet Ortaokulunda bir araya gelerek basın açıklaması yaptılar. Türk Eğitim Sen Şube Başkanı Resul Demirbaş tarafından yapılan açıklamada öğretmenlere yönelik yapılan şiddetin sıradanlaştığı belirten Demirbaş; “Son yıllarda üzülerek şahit oluyoruz ki, öğretmene şiddet vakaları artık sıradanlaşmış üçüncü sayfa haberleri arasına girmiş durumdadır. Gün geçmiyor ki, öğrenci ya da veli tarafından sözlü ya da fiziki şiddete maruz kalan bir öğretmen haberiyle karşılaşmayalım. Öğretmenlerimizin motivasyonuna, itibarına, sıhhatine ve hatta canına kast eden şiddet vakaları, artık eğitim hayatımızın en hayati problemlerinden birisi haline gelmiştir. Bu acı haberlerin sonuncusu da önceki gün İzmir Ödemiş’ten geldi. Ödemiş Kaymakçı Çok Programlı Anadolu Lisesi Müdürü Ayhan Kökmen, iki öğrencisi tarafından tüfekle vurularak öldürüldü. Ayhan Kökmen öğretmenimize yüce Allah’tan rahmet, yakınlarına ve eğitim camiamıza sabır ve başsağlığı temenni ediyoruz. Şiddeti nefretle kınıyor, reddediyor, telin ediyoruz. Öğretmene şiddet konusunda bütün eğitim çalışanlarının yekvücut, dimdik ayakta olduğunu tüm Türkiye kamuoyuna ilan ediyoruz. Öğretmene uygulanan şiddet olayları vuku bulduğunda, sorumluluk makamlarını işgal edenlerin de kınama mesajlarını tabii ki olumlu buluyoruz. Ancak, yetki sahibi olanların, sadece kınamakla yetinmesini bir zafiyet olarak gördüğümüzü ve kendilerinden daha somut adımlar atmalarını da beklediğimizin bilinmesini istiyoruz” dedi.
“Artık sabırlar tükendi”
Güvenlik önlemlinin yanı sıra öğretmenlerin itibarlarının kazandırılması öncelikli olması gerektiğini belirten Demirbaş; “Artık yeter! Öğretmene ve kamu çalışanlarına yönelik şiddet hadiseleri üzerine ciddi idari ve hukuki tedbirler ivedilikle alınmalıdır. Şiddet vakaları konusunda önleyici ve caydırıcı tedbirleri hayata geçirecek mevzuat düzenlemeleri zaman kaybedilmeksizin hayata geçirilmelidir. Psikolojik danışmanlık hizmetlerinin etkin hale getirilmesi, disiplin yönetmeliklerinin yetersizliklerinin giderilmesi, okullarda güvenlik önlemlerinin alınması gibi düzenlemelerin yanı sıra hepsinden öncelikli olarak öğretmenlerin itibarının artırılmasına yönelik tedbirlerin alınması kaçınılmazdır. Öğretmene verilen değer hususunda öğrenci ve ailelerin bilinçlendirilmesi, öğretmene şiddet vakalarının önünün alınması anlamında gözden kaçırılmaması gereken hususların başında gelmelidir. Milli Eğitim Bakanlığı’na ve Hükümete çağrıda bulunuyoruz: Artık sabırlar tükendi! Özelde öğretmene, genelde kamu çalışanlarına yönelik şiddet vakalarını önleyebilmek için bahsi geçen mevzuat düzenlemeleri için hemen, hiç vakit geçirmeden, derhal harekete geçilmelidir. Buradan ilan ediyoruz; şiddet konusunda gerekli mevzuat düzenlemeleri yapılmaz ise, bundan sonra yaşanabilecek şiddet vakalarının sorumlularından birisi olarak bu tedbirleri almayan makamları göreceğiz” şeklinde konuştu.
“Öğrencilerime olan sevgi ve sahiplenme hissiyatımızdan kimse şüphe etmesin”
Son olarak öğretmenlerin itibarını rencide edici haberlerden kaçınılması gerektiğini ifade eden Demirbaş; “Biz öğretmenler, öğrencilerimiz için varız” diyen Türk Eğitim Sen yetkilileri, “Çocuklarınız, çocuklarımızdır” denildi. Yapılan açıklamada; “Ayrıca medya kuruluşlarının öğretmenlerimizin itibarını rencide edici haberlerden kaçınmaları, öğretmene saygı ve değeri öne çıkaran yayınlara öncelik vermelerinin de öğretmene şiddet olaylarının önlenmesi anlamında katkısı olacağını da hatırlatmak istiyoruz. Biz öğretmenler, öğrencilerimiz için varız. En büyük sevinç ve gurur kaynağımız, öğrencilerimizin başarı ve mutluluğudur. İzmir’deki gibi münferit hadiseler üzerinden öğrencilerimize karşı duyduğumuz sevgi ve sahiplenme hissiyatımızdan kimse şüphe etmesin. Buradan ailelere de çağrıda bulunuyoruz: Çocuklarınız, çocuklarımızdır. Onları daha güzel bir geleceğe hazırlamak için en az sizler kadar istekli olduğumuzu bilmenizi istiyoruz. Takdir edersiniz ki, eğitim, okul, aile ve çevre ile bütün olarak yürütülen bir süreçtir. Sizden tek arzumuz; öğrencilerimizle aramızda oluşturduğumuz sevgi ve saygıya dayalı beraberliğimize katkı sağlamanızdır. İzmir’de kaybettiğimiz Ayhan Kökmen başta olmak üzere hayatını kaybeden tüm öğretmenlerimizi rahmetle anıyor, şiddete maruz kalmış meslektaşlarımıza geçmiş olsun diyor, öğretmene şiddeti lanetlediğimizi kararlılıkla ifade ediyor ve bir daha benzeri hadiselerle kamuoyuna gündemine gelmemeyi diliyoruz. Unutmayalım; öğretmene sahip çıkmak, geleceğimize sahip çıkmaktır” dedi.
(Haber Merkezi)