havadurum

Eğitim Sen’den üniversitelere sıkı markaj

Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası, üniversitelerde yaşanan sorunların yakından izlenmesi amacıyla Yüksek Öğretim Bürosu oluşturdu. Eğitim Sen Yüksek Öğretim Bürosu (YÖB) 21-22 Eylül 2013 tarihinde Genel Merkez de toplanarak Türkiye`de yüksek öğretimin ve üniversitelerin mevcut durumlarını değerlendirdi.

893
Eğitim Sen YÖB çalışmaları kapsamında Çanakkale`ye gelen Eğitim Sen Yüksek Öğretim Bürosu üyesi Yrd. Doç. Dr. Meltem Kayıran ve Uzman İlker Akçasoy,Eğitim Sen Çanakkale Şubesi ile birlikte Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi`nde bir dizi çalışmalar gerçekleştirdi. ÇOMÜ’nün çeşitli birimlerinde yapılan bir dizi görüşmeden çıkan sonuçları kamuoyuyla paylaşan Eğitim Sen Çanakkale Şube Başkanı Telat Koç; “Eğitim Sen eğitim ve bilimin her alanında evrensel ölçülerde sendikacılık etkinliklerine devam etmektedir. Eğitim Sen bu amaçla üniversitelerdeki sorunların yakından izlenmesi amaçlı olarak Yüksek Öğretim Bürosu oluşturmuş ve bütün üniversitelerdeki gelişmeleri yakından izlemektedir.Eğitim Sen Yüksek Öğretim Bürosu (YÖB) 21-22 Eylül 2013 tarihinde Genel Merkezimizde toplanarak Türkiye`de yüksek öğretimin ve üniversitelerin mevcut durumlarını değerlendirmiştir. Yapılan toplantı sonucunda; üniversitelerin özerk, bilimsel ve toplumcu yapısına zarar veren YÖK ve üniversitelerin neo-liberal dönüşümü, üniversitelerde özel güvenlik, koruma memuru ve polis kıskacında yürütülen baskılar, son dönemde öğretim görevlilerine, idari, teknik personele ve öğrencilere açılan soruşturmalar, üniversite personelinin iş güvencesi, KYK`da yapılan yeni düzenlemelerle idari personel ve öğrencilerin yaşadıkları sorunlar, üniversitelerde demokrasi, barış ve hoşgörü kültürünün geliştirilmesi konuları temel mücadele alanlarımız olarak belirlenmiş” dedi.
 
Görüşmelerden çıkan sonuç
“Eğitim Sen YÖB bilim kurumlarının Türkiye genelindeki durumu yanı sıra şubelerle iş birliği içinde her üniversitedeki gelişmeleri de titizlikle izlemektedir. Eğitim Sen YÖB çalışmaları kapsamında 24 Eylül tarihinde Çanakkale Eğitim Sen Şube ile birlikte Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesinde de (ÇOMÜ) bir dizi çalışmalar gerçekleştirilmiştir” diyen Koç; “Bu çalışmalara Eğitim Sen YÖB’den gelen Yrd. Doç. Dr. Meltem Kayıran ve Uzman İlker Akçasoy ile Çanakkale Eğitim Sen yürütme kurulu üyeleri ve üyeler katılmıştır. ÇOMÜ’nin çeşitli birimlerinde yapılan bir dizi görüşmeden aşağıdaki sonuçlar çıkartılmıştır. Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Rektörlüğü birçok noktada yasa, yönetmelik ve akademik teamüllere aykırı ve keyfi olarak hak edenlere kadro vermemek, bezdirmek ve yıldırmak amaçlı soruşturmalar açmak, hukuksuz cezalar vermek, mahkeme kararlarını uygulamamak, bazı kişileri sürgün şeklinde gerekçesiz olarak farklı yerlerde görevlendirmek gibi, personel üzerinde motivasyonu azaltıcı etkisi olan birçok uygulama gerçekleştirmektedir. ÇOMÜ yönetimi işbaşına geldiği zaman ilk uygulamalarından biri sözleşmeli işçilerin işine son vermek olmuş, konu ile ilgili olarak yapılan basın açıklaması soruşturma ve ceza bahanesi olarak kullanılmıştır. İşten atılan arkadaşlardan birinin gazeteci eşi bu sürecin bir sonucu olarak geçirdiği kalp krizi ile hayatını kaybetmiştir. Sürgünler ve soruşturmalar davalara konu olmuş, bunların birçoğu personelin lehine sonuçlanmıştır. Ancak tüm bunlara rağmen söz konusu davaları açan personel hale sürgün edilmekte, yeni soruşturmalarla adeta taciz edilmektedir. Bu uygulamalarda hedef genellikle akademik ortama uygun davranan, bilimsel ve akademik özerkliği uygulamaya çalışan, haklarını savunan kişiler olmaktadır. Kısacası tam anlamıyla biat etme, boyun eğme, tabi olma veya kulluk kültürü egemen kılınmaya çalışılmaktadır. ÇOMÜ Rektörlüğü tarafından belirgin bir ötekileştirme ve çatışma kültürü oluşturulmakta, her bölümde bu konuda `görevlendirmeler` yapılmaktadır. Soruşturmalar alabildiğine keyfi ve adaletsizdir. Gerek soruşturmaların açılmasında gerekse yürütülmesinde hukuk ayaklar altına alınmaktadır. Ölüm döşeğindeyken memuriyetine son verilen Yrd. Doç. Dr. Güran Yahyaoğlu buna örnek olarak verilmiştir. Yrd. Doç. Dr. Güran Yahyaoğlu hakkında soruşturma açılmasına neden olan Yenice Meslek Yüksekokulu Müdürü ile soruşturmayı yürüten kişi ağır ceza mahkemesinde yargılanmaktadırlar. Bu yargılanmaya Rektör izin vermemiş, ancak yapılan itiraz üzerine Danıştay yargılanmalarına hükmetmiştir. ÇOMÜ Rektörlüğü tarafından yönlendirilen bazı sözde basın kuruluşları kendilerinden görmedikleri, boyun eğmeyen ve özellikle Eğitim-Sen üyelerini hedef göstermekte ve hakaret etmektedirler. Bu sözde medya her olumsuzlukta ÇOMÜ Rektörlüğünü aklamaya çalışmaktadır. Bu konuda o kadar ileri gidebilmektedir ki, merhum Yrd. Doç. Dr. Güran Yahyaoğlu hakkında dahi asılsız karalamalar yapabilmektedirler. Bu nedenle ÇOMÜ Rektörlüğü sıklıkla Çanakkale kamuoyundan tepki almaktadır. ÇOMÜ Rektörlüğü ise sıklıkla ÇOMÜ resmi sitesinden açıklama yayınlanmaktadır. Resmi ÇOMÜ sitesi kişiye özel olarak kullanılmaktadır. Zira Çanakkale Kamuoyundan gelen eleştiriler Üniversite ile ilgili değildir. Çoğunluğu doğrudan Prof. Dr. Sedat Laçiner`e yöneliktir. Rektör ve efradı personel arasında keskin bir ayrım yapmaktadır. Bizden olmayanlar diye kabul etikleri personeli görüşmeye dahi kabul etmemektedirler. Rektörlük kadrolarda da aynı şekilde davranmaktadır. Yeni açılan kadrolara atanan öğretim elemanları belli bir görüşe yakın olanlardan seçilmektedir. Belirgin ve hızlı bir kadrolaşma gayreti bulunmaktadır. Kadrolaşma o denli katı ve pervasızca işletilmektedir ki, bu nedenle birçok bölümün öğretim üyesi altyapısı sağlanamamakta, planlanmış olmasına karşın öğrenci alınamamaktadır. Bu durumu özellikle 3 yıl önce kurulan İletişim Fakültesinde görmek mümkündür. İletişim Fakülte`sinde Güzel Sanatlar Fakültesi`nden devşirilen Radyo, Sinema ve Televizyon Bölümü dışındaki bölümlere birçok başvuru olmasına karşın öğretim elemanı alınmamaktadır. Yıllardır Üniversitede çalışan ve yükselmeyi bekleyen, liyakatli, işi bilen çeşitli idareci kadrolarını hakketmiş onlarca idari personel olmasına karşın Rektör ve Rektör Yardımcılarının eş, dost ve akrabaları bu kadrolara atanmaktadırlar. Bu kişilerin çoğu iş bilmemektedirler. Üniversite Üst Yönetiminin keyfi olarak farklı yerlere görevlendirdiği idari personelin birçoğu idari mahkemeye başvurmuştur. Bu başvuruların yine birçoğu personel lehine sonuçlanmıştır. Ancak buna rağmen personel, eski görevlerine iade edilmemekte, hukuksuz bir şekilde yine başka bir göreve atanmaktadırlar. Hatta Üniversite Yönetiminin bu kişileri, “ya emekli ol ya da Yenice`ye görevlendirilirsin” şeklinde tehdit ettiği iddia edilmektedir. ÇOMÜ’de akademik personel ve çalışanlar üzerinde gerçekleştirilen bu baskılar öğrenciler üzerinde misli ile uygulanmaktadır. ÇOMÜ öğrencileri demokratik tepkilerini dile getirdikleri, sorunlarına sahip çıktıkları ve düşüncelerini ifade ettikleri her ortamda baskılar ile karşı karşıya kalmaktadır” şeklinde konuştu.
 
“Bu uygulamalardan bir an önce vazgeçin”
Koç sözlerini şu şekilde sürdürdü: “Yukarıda özetlediğimiz görüşme sonuçları takdir edersiniz ki personel üzerinde çalışma motivasyonu azaltıcı etki yapmaktadır. Personelin ve öğrencilerin bir kısmına açıkça mobbing uygulandığı görülmektedir. Bu durum aynı zamanda Üniversite verimliliğini olumsuz etkilemekte, kamu zararına neden olmaktadır. Ayrıca bu uygulamalar ÇOMÜ de çalışma barışını bozduğu aşikardır. ÇOMÜ Rektörlüğünü, insan hakları ve bilim ahlakına uygun olmayan bu uygulamalarından bir an önce vazgeçmeye davet ediyoruz.”
Paylaş