Eğitim Sen, 2019 bütçesini eleştirdi; "Bütçe 2018 yılına göre gerilemiştir"

730

TBMM Genel Kurulu’nda 2019 Merkezi Yönetim Bütçesi, 10 Aralık 2018 tarihinde görüşülmeye başlandı. Eğitim Sen Çanakkale Şube Yönetim Kurulu tarafından, TBMM Genel Kurulu’nda eğitim sistemine yönelik alınan kararlara istinaden basın açıklaması yapıldı.  Cumartesi günü Belediye Çalışanları Eğitim, Sosyal Tesisi ve Sendika Binasında yapılan basın toplantısında,  bütçede rakamların yükseldiği, ancak eğitim öğretime ayrılan bütçenin oran bazında düştüğü açıklandı. Basın açıklamasını yapan Eğitim Sen Çanakkale Şube Başkanı Filiz Savaş, 2019 Merkezi Yönetim Bütçesinde, ekonomik kriz nedeniyle kamu harcamaları ve kamu yatırımları üzerinden ciddi anlamda tasarruf yapılacağı, ekonomik krizin faturasının yine halkın, emekçilerin sırtına yıkılmak istendiği belirtildi. Savaş, eğitimin ve yükseköğretimin en temel ihtiyaçlarının görmezden gelindiğini, bütçenin sadece zorunlu harcamalar dikkate alınarak hazırlandığını, zorunlu harcamalarda bile kısıntıya gidildiğini söyledi. Eğitim Sen Şube Başkanı Filiz Savaş; “2019 Merkezi Yönetim Bütçesi, 10 Aralık 2018 tarihinde TBMM Genel Kurulu’nda görüşülmeye başlanmıştır. Yeni sistemin ilk bütçesi olarak 2019 bütçesi görüşmelerinde MEB ve Yükseköğretim bütçelerinden oluşan eğitim bütçesi, 15 Aralık Cumartesi günü Genel Kurul’da görüşülecektir. 2019 Merkezi Yönetim Bütçesi rakamlarına bakıldığında, ekonomik kriz nedeniyle kamu harcamaları ve kamu yatırımları üzerinden ciddi anlamda tasarruf yapılacağı, dolayısıyla ekonomik krizin faturasının yine halkın, emekçilerin sırtına yıkılmak istendiği anlaşılmaktadır. 2019 yılında MEB ve yükseköğretim kurumlarına ayrılan bütçe rakamlarına bakıldığında, eğitimin ve yükseköğretimin en temel ihtiyaçlarının görmezden gelindiği, bütçenin sadece zorunlu harcamalar dikkate alınarak hazırlandığı, hatta zorunlu harcamalarda bile kısıntıya gidildiği dikkat çekmektedir. 2018 yılında 92 milyar 529 milyon TL olan MEB bütçesi 2019 yılı için 113 milyar 813 milyon TL olarak belirlenmiştir. MEB bütçesinde rakamsal olarak artış olduğu görülse de, MEB bütçesinin merkezi yönetim bütçesine oranı 2018 yılında yüzde 12,13 iken, 2019’da bu rakamın yüzde 11,84’e gerilemiştir. Benzer bir azalma MEB bütçesinin milli gelir oranında yaşanmış, 2018’de MEB bütçesi/milli gelir oranı yüzde 2,69 iken, 2019’da bu oran yüzde 2,56’ya gerilemiştir. Benzer bir durum Yükseköğretim kurumları açısından da geçerlidir” dedi. 


“MEB’e ve yükseköğretime ayrılan bütçe, bir önceki yıla oranla azalmıştır”
Üniversite bütçelerindeki yıldan yıla yaşanan artışın tamamen personel giderleri gibi zorunlu harcamaları karşılamaya yönelik olmasının dikkat çekici olduğunu söyleyen Eğitim Sen Şube Başkanı Filiz Savaş; “Geçtiğimiz 16 yıl içinde MEB bütçesinin milli gelire oranı çok az artmış olmasına rağmen, belirlenen rakamlar ihtiyacın çok altında kalmış ve eğitim harcamalarının esas yükü, eğitimi adım adım ticarileştirme ve kamu kaynaklarının özel okullara aktarılmasının da etkisiyle büyük ölçüde halkın sırtına yıkılmıştır. TBMM’ye sunulan 2019 Bütçe Kanun Tasarısında MEB’e ve yükseköğretime ayrılan bütçe rakamlarına bakıldığında, bir önceki yıla kıyasla oransal olarak artış değil, azalma olduğu dikkat çekmektedir. Her fırsatta eğitime en çok payı kendilerinin ayırdığını iddia eden AKP hükümetleri döneminde eğitim bütçesinin milli gelire oranı OECD ortalaması olan yüzde 6’nın çok altındadır.  Özellikle yükseköğretime bütçeden ayrılan payın gerek milli gelire (GSYH) gerekse merkezi yönetim bütçesine oranının 2016 yılından bu yana istikrarlı bir şekilde azaltılması dikkat çekicidir. Özellikle üniversite bütçelerindeki yıldan yıla yaşanan artışın tamamen personel giderleri gibi zorunlu harcamaları karşılamaya yönelik olması dikkat çekicidir. Eğitime ayrılan bütçesinin rakamsal büyüklüğünün temel nedeni, iktidarın eğitime verdiği önemden değil, büyük ölçüde personel harcamalarından kaynaklanmaktadır. Bu durumun somut bir yansıması olarak eğitim ve bilim emekçilerinin esnek, kuralsız ve güvencesiz çalıştırılması sağlanmakta, okullarda sözleşmeli ve ücretli öğretmenlik uygulamasını sürdürülürken, üniversitelerde 50/d gibi güvencesiz istihdam uygulamaları yaygınlaştırılmaktadır” ifadelerini kullandı.
 
“En çok payı ayırdıklarını söyleyenler, 83’ünün personele ayrıldığını gizliyorlar”
Eğitim Sen Şube Başkanı Savaş; “MEB’in Öğretmen Strateji Belgesi ile öğretmenlere yönelik performans dayatması ve angarya çalıştırma uygulamaları ile işgücü maliyetlerini aşağıya çekmeye çalışmasına rağmen, bakanlık bütçesinin yüzde 83’ü personel için yapılan sabit ödemelere gitmektedir. MEB bütçesinin büyük bölümü personel giderleri (yüzde 72) ve sosyal güvenlik devlet primi giderlerine (yüzde 11) gitmektedir. Başka bir ifadeyle, eğitime bütçeden en çok payı ayırdıklarını iddia edenler, bu payın yüzde 83’ünü zorunlu olarak personel harcamalarına ayrıldığını özellikle gizlemeye çalışmaktadır. 2019 MEB bütçesi içinde mal ve hizmet alım giderlerinin payı yüzde 9, cari transferler yüzde 3, diğer giderler ise yüzde 5’dir. Yükseköğretim kurumları bütçesinin yüzde 69’u zorunlu giderler arasında yer alan personel harcamalarına (personel giderleri + sosyal güvenlik kurumu devlet primi giderleri) ayrılmıştır. 2002-2019 yılları itibarıyla eğitim bütçesinden eğitim yatırımlarına ayrılan payın gelişim seyri, her fırsatta ‘Bütçeden en çok payı eğitime ayırdık’ diyenlerin halkı nasıl kandırdıklarının, eğitime ayrılan bütçenin ne kadarının yatırıma ayrıldığını gizlemeye çalışarak gerçekleri nasıl çarpıttıklarını açıkça göstermektedir. MEB bütçesinden eğitim yatırımlarına ayrılan pay 2002 yılında yüzde 17,18 iken, eğitim hizmetlerinin sunumu açısından çok önemli olan bu rakam 2009’da yüzde 4,57’ye kadar gerilemiştir” dedi.
(Baykal Sağlam)
Paylaş