Türkiye genelinde 2 Mart itibari ile kontrollü normalleşmeye geçilmiş ve okullar kısıtlı şekilde yüz yüze eğitime başlamıştı. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca iller bazında haftalık koronavirüs vakalarını açıklamış, Çanakkale başta olmak üzere birçok il çok yüksek riskli bölge (kırmızıya) dönmüştü. Koronavirüs vakaları Çanakkale`de atışını sürdürürken, eğitim sendikaları başkanları okullarda önlemlerin arttırılması ve aşı talebinde bulundular. KESK- Eğitim Sen Şube Başkanı Yasin Hacımusalar, Birleşik Kamu İş Konfederasyonu- Eğitim İş Şube Başkanı Serkan Serbest, Türkiye Kamu Sen Konfederasyonu- Türk Eğitim Sen Şube Başkanı Resul Demirbaş tarafından yapılan ortak açıklamada, Toplum sağlığı için, eğitim hakkı için, sağlıklı ve güvenli bir çalışma ortamı için aşı istiyoruz!" denildi. Salgının artmasına rağmen çalışanların aşı talebinin ciddiye alınmadığı ifade edilen açıklamada, köylerde görev yapan öğretmenler dışında eğitim çalışanlarının genelinin aşı olmadığı belirtildi. Salgın hastalıktan korunmak, en azından hafif atlatabilmek için iki doz aşının yapılması ve bağışıklık sağlanması için belirli bir sürenin geçmesi zorunlu olduğu ifade edilen açıklamada; "Sonradan telafisi mümkün olmayacak mağduriyetlerin oluşmaması için; her iki doz aşının bir an önce yapılmasını talep ediyor, ortaya çıkabilecek olumsuzluklar için şimdiden yetkilileri uyarıyoruz" denildi.
"Salgının hızla yayılması okulları, olumsuz etkilemiştir"
Eğitim sendikası başkanları tarafından yapılan ortak açıklamada; "Türkiye genelinde 2 Mart tarihinden itibaren toplu ve kontrolsüz bir normalleşmeye geçilmesinden bu yana geçen sürede Covid-19 vaka sayıları iki kattan fazla artmıştır. Salgının bu yayılımına karşın, aşının temini ve uygulaması konusunda da sağlıklı bir çalışmanın olmadığını görmekteyiz. Salgının hızla yayılması okulları, dolayısıyla emekçilerini ve öğrencilerimizi olumsuz etkilemiştir. Sendikaların eğitim kurumlarında gerekli tedbirlerin alınması ve eğitim emekçilerinin tamamının aşılanması yönündeki talepleri dikkate alınmamış, okullar gerekli önlemler alınmadan açılmıştır. Eğitim Sendikaları olarak bugüne kadar yaptığımız bütün girişimler, Milli Eğitim Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığı`na acil aşılama ile ilgili olarak yaptığımız başvurulara verilen cevaplar, eğitim ve bilim emekçilerinin aşılanmasına yönelik ciddi bir adımın atılmadığını ve buna dair sağlıklı bir planlamanın da olmadığını ortaya çıkarmıştır" denildi.
"Eğitim iş görenlerinin çok büyük bölümüne hala aşı yapılmamıştır"
Sağlıklı çalışma ortamı için taleplerin karşılanmadığı ifade edilen açıklamada; "Covid-19 pandemisi kısıtlamalarının başladığı 11 Mart 2020 tarihinden bu yana sürdürülebilir, sağlıklı ve güvenli bir eğitim-öğretim ortamının oluşması için; yeni öğretmen atamasının yapılması, ek dersliklerin açılması/yapılması, yardımcı personel istihdamının sağlanması, her okula bir sağlık personelinin atanması, her okula yeterli miktarda hijyen malzemesi gönderilmesi, ücretsiz maske dağıtılması, eğitime ek bütçe ayrılması ve 2021 bütçesinde eğitime ayrılan payın artırılması taleplerimizin hiç biri karşılanmamış tam tersi uygulamalar hayata geçirilmiştir. Yüz yüze eğitime başlamadan önce tüm öğretmenlerin aşılanacağı bizzat Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk tarafından açıklanmıştır. Bizler kadar risk taşımayan Milli Eğitim Bakanı kameralar önünde aşısını olmuş, ancak sorumlusu olduğu eğitim emekçilerinin aşı olması için adım atmamıştır. Gelinen aşamada köylerde çalışan öğretmenlerin bir bölümü dışında eğitim iş görenlerinin çok büyük bölümüne hala aşı yapılmamıştır" denildi.
"Pek çok öğretmen ve öğrenci covide yakalandı"
Pek çok öğretmen ve öğrencinin covide yakalandığı ifade edilen açıklamada; "Eğitim, Öğretim ve Bilim Hizmetleri iş görenlerinin, öğrencilerin ve velilerin şehir içindeki hareketliliği öngörülerek kararlar alınması gerekirken, alınan kararlar ve uygulamalar virüsün yayılımını daha da arttırmıştır. Her gün yüzü aşkın yurttaşın Covid-19 salgını nedeniyle yaşamını yitirdiği bir dönemde, bilimsel araştırmalara dayalı olarak yapılacak sağlıklı bir eğitim planlamasıyla eğitim emekçilerinin iki doz aşısının tamamlanması beklenirken bu yapılmamış o dönemin vaka verilerine göre düşük ve orta riskli illerde ortaokullar ve liseler de açılmıştır. Öte yandan bulaş riski yüksek yaş grubundaki ortaokul ve lise öğrencileri de yüz yüze sınava çağrılarak virüsün yayılmasına adeta davetiye çıkarılmıştır. Toplu ve kontrolsüz açılmanın ardından, ortaokul ve liselerde yüz yüze eğitime başlanması ve zorunlu yüz yüze sınavlar sonrası pek çok öğrenci ve öğretmen Covid-19 virüsüne yakalanmıştır. 2 Mart sonrasında vaka, ağır hasta ve ölüm sayılarında yaşanan hızlı artış, eğitim emekçilerine aşıda öncelik tanınması yönündeki acil talebimizin ne kadar önemli olduğunu ortaya koymuştur" denildi.
"Yaşam hakkı tehdit altında"
Açıklamada son olarak; "Öğretmenlerin, öğrencilerin, eğitim kurumlarında görev yapan yardımcı hizmetli, memur, idari ve teknik personelin, ailelerin ve toplumun sağlıklı yaşam hakkı iktidarın yanlış politikaları nedeniyle açık tehdit altındadır. Gerekli önlemler alınmadan böylesine büyük bir risk altında görev yapmaya zorlanmamızın sağlıklı yaşam hakkımıza müdahale anlamına geldiği açıktır. Bizlerin, aile bireylerimizin, öğrencilerimizin ve öğrenci velilerimizin hastalanması halinde başta siyasal iktidar olmak üzere sorumluluk MEB ve Sağlık Bakanlığı`nda olacaktır. Salgın hastalıktan korunmak, en azından hafif atlatabilmek için iki doz aşının yapılması ve bağışıklık sağlanması için belirli bir sürenin geçmesi zorunludur. Sonradan telafisi mümkün olmayacak mağduriyetlerin oluşmaması için; her iki doz aşının bir an önce yapılmasını talep ediyor, ortaya çıkabilecek olumsuzluklar için şimdiden yetkilileri uyarıyoruz. Okullardaki tablo daha da ağırlaşmadan yüz yüze sınavlar okullardaki tüm emekçilerin aşılanması tamamlanana ve gerekli önlemler alınana kadar ertelenmelidir. Toplum sağlığı için, eğitim hakkı için, sağlıklı ve güvenli bir çalışma ortamı için aşı istiyoruz!" ifadelerine yer verildi.
(Eren Aşnaz)