Gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulunan Duayen Gazeteci Uğur Dündar, “Türkiye 4+4+4 kesintili eğitim meselesini tartışıyor. Oysa Türkiye’nin her şeyden önce kaliteli eğitimi tartışması gerekiyor” dedi. (TURSAB) Başkanı Başaran Ulusoy ise; “Türkiye de 2. Cumhuriyetten bahsedilmesinden büyük üzüntü duyuyorum. Birincisini içimize sindiremeden ikincisinden bahsetmek deli saçmasıdır” şeklinde konuştu.
ÇOMÜ Genç Girişimciler Topluluğu tarafından Troia Kültür Merkezinde düzenlenen söyleşiye Gazeteci-Yazar Uğur Dündar ve Türkiye Seyahat Acentaları Birliği (TURSAB) Başkanı Başaran Ulusoy, Tarihci Ahmet Uslu katıldı. Tıka basa dolu olan salonda konuşma yapan Uğur Dündar, meslek hayatı boyunca sürekli mücadele ettiğini ifade ederek; “Hep doğruları söylediğim için hangi güç olursa olsun onun karşısında eğilip bükülmediğim için bir tek sadece sizin gerçekleri öğrenme hakkınıza hizmetten başka hiçbir tutkuya sahip olmadığım için cezalandırıyorum. Ama beni yine eğip bükemeyecekler” dedi.
Doğayı korumanın önemine dikkat çeken Türkiye Seyahat Acentaları Birliği (TURSAB) Başkanı Başaran Ulusoy da; “Çanakkale ve civarı bu yörenin doğanın kıymetini bilmelidir. Küresel ısınmanın acısını yaşayacağız. Yaylalar, doğalar en önemli mekanlar olacaktır” dedi. Tarihci Yazar Ahmet Uslu da Çanakkale gezici tır projesine 18 Mart 2015’de son vereceğini bildirdi.
“Doğru söyleyeni dokuz köyden kovuyorlar”
Gazeteci-Yazar Uğur Dündar, hayatı boyunca gençlere, çocuklara daha güzel bir gelecek bırakabilmek,bu güzel geleceğin yolunu tıkayan vurguncuları, soyguncuları bertaraf etmeyi sağlayacak uğraşların içerisinde bulunduğunu belirterek; “Önünüze çok engel çıkartacaklar hayat engellerle dolu ama bana göre genç bir insan bu engelleri, tümüne aşabilecek güce enerjiye ve yeteneğe sahiptir. Yeter ki cesaretini yitirmesin. Tek başına cesarette tek başına bir anlam ifade etmez. O cesareti başka erdemlerle pekiştirmek lazım. Eğer siz önünüze çıkartılan bu engelleri, aşabileceğinize inanıp aşmayı yeğlerseniz onun arkadasın da daha rahat sakin bir hayatı tercih ederseniz bilin ki, insan onuruna yaraşmayan bir davranışın içindesinizdir demektir. O engelleri aşacaksınız. Ben hala engel aşıyorum. Bugün karşımda işsizlik engeli var. Hep doğruları söylediğim için hangi güç olursa olsun onun karşısında eğilip bükülmediğim için bir tek sadece sizin gerçekleri öğrenme hakkınıza hizmetten başka hiçbir tutkuya sahip olmadığım için cezalandırıyorum. Ama beni yine eğip bükemeyecekler” dedi.
“Kaliteli eğitini tartışmalıyız”
Türkiye gündeminde yer alan eğitim sisteminde yapılması düşünülen değişikliklere değinen Uğur Dündar; “Türkiye bir 4+4+4 kesintili eğitim meselesini tartışıyor. Oysa Türkiye’nin her şeyden önce kaliteli eğitimi tartışması lazım” dedi.
Dündar şunları söyledi; “Milli eğitim yasasında ya da politikasında yapılacak bir değişiklik milli mecliste konuşulamıyor. Kavga dövüş küfür kıyamet gırla gidiyor. Milli eğitim milli mecliste konuşulamıyor bundan daha büyük bir demokrasi ayıbı olabilir mi? Batı da bizim girmeye çalıştığımız Avrupa Birliği ülkelerinde örnek Almanya da bakarsınız eğer çağdaş bir sistem peşinde koşuyorsanız orada dokuz yıl kesintisiz eğitim. Ondan sonra çocuğun yeteneklerine tercihine ailenin ekonomik gücüne göre yönlendirir sistem sizi. Eğer çocuğun üniversite devamından ziyade özel yeteneklerine göre eğitim alması gerekiyorsa sistem sizi o tarafa doğru yönlendirir. Böylece toplum hem temel eğitimini almış hem de mesleki anlamda eğitilmiş gençlerle hem de iş gücü kazanımları ile daha güçlü bir geleceğe emin adımlarla ilerler. 74 Milyonluk nüfusa sahibiz. Bölgemizde güçlü bir ülkeyiz. Ekonomi tıkırında gidiyor. Ama Almanya da yaşayan 2.5 milyon insanımız arasında Mesut Özil, Hamit-Halil Altıntop, Nuri Şahin çıkıyor yıldız fışkırıyor. Aynı genlere aynı özellikleri taşıyan 74 milyon insanın arasında niçin yıldız fışkırmıyor.
Eğitim dedikleri sistem bana göre sistemsizlik karşımızda çok somut bir örnek olarak duruyor. Önce bu çocuklara kaliteli eğitim vermeye ve yeteneklerini keşfetmeye gayret edeceksiniz. Türkiye de çocukların durumu maalesef açınacak bir fotoğraf. Çocuk okul dershane sınav üçgeninde adeta cendere içinde yaşamaya mahkum ediliyor. Oynamayan sürekli olarak çalışan dersten derse koşan sonuçta üniversite sınavında kader rüzgarı ile belkide hiç istemediği alanda okumaya zorlanan çocuklar. Yazık günah değil mi o çocuklara. Yılda 7 milyar dolar dershane sektörüne gidiyor. Öğretmenlerimizin durumu felaket, atanamayan öğretmenlerin durumu trajik. Cendere içinde yaşayan çocuklarımızın çocukluklarını yaşayamamaktan kaynaklanan örselenmiş kişilikleri ile ileride önemli makamlara geldiklerinde yaşayacaklarını düşünün.
Çocukluğunu güzel yaşayamamış bir bireyin, mevkisi neresi olursa olsun mutlu ve başarılı birey olamaz. Mutlaka çocukluğunu yaşayacak. O halde bu 7 milyar doları dershane sektörüne akıtmak yerine, gördün mü Londra da sınav için hazırlık dershanesi, sadece İngilizce öğretmek için vardır oda turistik amaçlı Paris’te, Oslo`da, Moskova`da Lizbon`da ekonomik kriz içinde kıvranan Yunanistan`da böyle bir dershane gördünüz mü asla Olamaz. Akıt o yedi milyar doları öğretmenine, milli eğitimine hem öğretmenin özlük haklarını geliştirsin hayat standardı artsın öğretmen yetiştiren okulların kalitesi artsın. Hem de milli eğitim kaliteye dönüşsün. Öncelikle çocuklarımız çocukluklarını yaşayan birey olarak yetiştirmek eğitimi kaliteli hale getirmek çocuğun yetenekleri doğrultusunda eğitim verdirmek bugün tartışılan mevzudan bin kat daha önemlidir. Dileriz bu gerçek fark edilir ona göre önlemler alınır.”
Şehitler Abidesi’nin tamamlanması
Duayen gazeteci Uğur Dündar şehitler abidesinin tamamlanma sürecini de anlattığı konuşmasında açılan kampanya sürecinin devamında abidenin tamamlandığını, bundan da büyük mutluluk duyduğunu ifade etti ve bu suretçe çorbada tuzumuz oldu ise ne mutlu bize” dedi.
“Projeyi 2015’de sonlandıracağım”
Çanakkale’yi gezici tır’la tüm Türkiye’ye anlattıklarını ifade eden Tarihçi Ahmet Uslu, “İlk yola çıktığımızda desteklerimiz çoktu. Ama birçok firma desteğini çekti. Geçen 2 yılda müze sadece 3 gün açılmadı. Her gün 6 bin kişiye Çanakkale türküsünü dinlettik. Masraflar çok ağır. Ayakta durabilmek için kendi ürettiğimiz hediyelik eşyaları satıyoruz. Çanakkale ruhunu anlatmaya devam ediyoruz. Çanakkale’yi Anadolu da Allahın verdiği güçle anlatmaya devam edeceğiz. 2015, 18 Mart’ta projeyi bitireceğiz” dedi.
“Kazdağlarına sahip çıkın”
Türkiye Seyahat Acentaları Birliği (TURSAB) Başkanı Başaran Ulusoy da Çanakkale halkına çağrıda bulunarak “Kazdağlarına sahip çıkın” dedi. Ulusoy şunları söyledi; “Karaburun Doğasına Sahip Çıktı. Karaburun halkını alnından öpüyorum. 9 yıldır balık çiftlikleri ile uğraşıyorum. Yaşadığımız yıl çevre odaklıdır. Bu yüzyılda çevreye gerekli önemi verenler öne çıkacaktır. Eğer önem vermiyorsanız doğa bir gün intikamını alır. Karaburun halkını kutluyorum. Balık çiftliklerine karşı büyük zafer elde ettiler. Karaburun balık çiftliklerine hayır dedi. Biz kazdağını kazmayın dedik, altın madeni çıkarırsın ama sonra su içtiğin doğayı ektiğin toprağı bulamazsın dedim. Beni mahkemeye verdiler. Çok çalışmalısınız. Çanakkale ve civarı bu yörenin doğanın kıymetini bilmelidir. Küresel ısınmanın acısını yaşayacağız. Yaylalar, doğalar en önemli mekanlar olacaktır. Ne işimiz var nükleer santralle, bizim derelerimiz var. 4 adet hidro elektirik santral yapalım bize yeter. Ülkemizde sağlıklı yaşamda var, sağlıklı yaşlanmada var. Kazdağlarına sahip çıkın” dedi.