"Doğamızı ve suyumuzu altına kurban etmeyeceğiz"

1603

 Çanakkale’nin tek içme ve sulama alanı olan Atikhisar’da Danıştay 14’üncü Dairesinin ‘ÇED onayı iptal davasına verilen red kararını’ bozmasına rağmen altıncı şirket tarafından devam eden ağaç katliamına karşı Çanakkaleliler suları ve doğaları için tek ses oldular. Çanakkale Belediyesi çağırıcılığı ile Cumhuriyet Meydanı’nda bir araya gelen vatandaşlar, ‘doğamızı ve suyumuzu altına kurban etmeyeceğiz’ dediler. Yapılan eyleme, Belediye Başkanı Ülgür Gökhan, CHP İl Başkanı İsmet Güneşhan, CHP Merkez İlçe Başkanı Ali Uyanık, İyi Parti İl Başkanı İrfan Dehmen, İyi Parti Merkez İlçe Başkanı Cengiz Balkan, Belediye Başkan Yardımcıları ve Meclis Üyeleri, Sendikalar, Çevre Örgütleri, STK’lar ile Çanakkaleli vatandaşlar katıldı. Yağmur ve soğuk havaya rağmen yüzlerce vatandaşın bir araya geldiği eylemde vatandaşlar altıncı şirkete tepki gösteren dövizler ve pankartlar taşıdılar. CHP İl Meclis üyesi Hicri Nalbant, Ziraat Mühendisleri Odası Şube Başkanı Prof. Dr. Türker Savaş, CHP İl Başkanı İsmet Güneşhan ve Belediye Başkanı Ülgür Gökhan’ın konuşma yaparak, yargı kararlarının açık olduğu ve şirketin ağaç kesimleri başta olmak üzere çalışmaları durdurması gerektiği vurgusu yaptılar.  Konuşmalarda, başta Çanakkale Valiliği olmak üzere yetkililer ağaç kesimlerini durdurmak için göreve davet edildi. Konuşmasında Kazdağlarının bu ülkenin önemli bir toprağı olduğunu belirten Başkan Gökhan toprak ve sularını korumak için mücadeleye devam edeceklerini belirterek; “O bölgedeki işlemleri sürekli olarak takip edeceğiz. Her hafta bakacağız ve kim ne kesiyorsa fotoğraflayıp, doğru savcılığa gideceğiz” dedi.

 
“Binlerce ağaç yargı sonucu beklenmeden katledilmiştir”
Binlerce ağacın yargı kararı beklemeden katledildiğini belirten İl Meclis üyesi Hicri Nalbant; “Çanakkale’nin tek içme ve kullanma suyu barajı olan Atik Hisar Barajı’nın Sarı Çay su toplama havzasının yukarı havza doğu sınırında Kirazlı-Kestane ya da Balaban Tepe orman ekosistemi içinde yeni bir vahşi madencilik tehlikesi ortaya çıkmıştır. Henüz bu girişim ile ilgili açılmış dava sonuçlanmamış ve gayri sıhhi işletme ruhsatı ( çalışma izni ) almamış durumdayken, maden işletme alanına karşılık gelen yerdeki ve çevresindeki ormanların kesildiği, orman içi ve yakın bağlantı yollarının açıldığı bilinmektedir. Danıştay karar verirken esas alınan keşfi ve bilirkişi raporlarını yeterli görmeyerek maden işletmesinin arttırdığı kapasiteye ve olası sonuçlarına uygun keşif yapılmasını ve ondan sonra karar verilmesini istemektedir. Sonuç olarak işletme ile ilgili Çanakkale İdare Mahkemesi kararı bozulmuştur. Ancak binlerce ağaç yargı sonucu beklenmeden katledilmiştir. Gelinen noktada söz konusu maden işletmesi ile ilgili işletme izni dahil tüm işlemlerin Danıştay On dördüncü Dairesinden konu ile ilgili yeni bir karar çıkıncaya kadar acilen durdurulması gerekmektedir. Çanakkale Orman Bölge Müdürlüğünün yöredeki ağaç katliamını derhal durdurulmasını istiyoruz. Yargı kararı açıktır. Karar amasız ve fakatsız olarak derhal uygulanmalıdır” dedi.
 
“Danıştay’ın kararı hukuksuzluğun belgesi”
Danıştay’ın kararının hukuksuzluğun belgesi olduğunu dile getiren ZMO Şube Başkanı Savaş; “Bu ormanları biz geleceğimizden ödünç aldık. Çocuklarımıza, torunlarımıza, geleceğimize borçluyuz. Kazdağı’nı olduğu gibi geçmişten geleceğe aktarmak boynumuzun borcudur. Evet, Çanakkale’mizin içme suyu, ekolojik ve tarımsal zenginlikleri ve değerleri metalik madencilik faaliyetlerinin saldırısı altındadır. Burada daha önce söyledik, ağaç kıyımından haberimiz olduğu an harekete geçtik ve itirazımızı dillendirdik. Dedik ki, ‘henüz gayri sıhhi işletme ruhsatı olmamasına rağmen Atikhisar Baraj havzasında yer alan Kirazlı Altın ve Gümüş Madeni Ocağı Projesi alanında ağaçlar neden kesiliyor? Neye göre kesiliyor bu ağaçlar? Sorumlular buna nasıl izin verdi? Bu hukuksuzdur’, dedik. Nitekim Danıştay’ın kararı bu hukuksuzluğun belgesi niteliğindedir. İlginç bir şekilde Danıştay’ın kararı bizden kaçırılmaya çalışıldı. Nasıl? Neden? Kimlerin yararına? Bunların sorumluların bulunmasını istiyoruz. Evet, bu isteğimizin şu koşullarda ne ifade edeceğini soruyoruz belki kendimize ama hayır, bu işin peşini bırakılmayacak. Bir gün, bir yerlerde mutlaka bu hukuksuzluklarla hesaplaşacağız” dedi. 
 
“Bu karar ilimiz için son derece önemlidir”
“Cennet güzellikte bir bölgenin rant uğruna yaşanmaz hale getirilmesini önlemek için bir araya geldiklerini ifade eden CHP İl Başkanı Güneşhan; “Bölgemiz bir yanda Termik Santraller tarafından adeta kalorifer kazanına çevrilmeye çalışılırken, diğer yanda sayıları her geçen gün artan vahşi madencilik olan gümüş ve altın madencilik şirketlerinin çalışmaları ile delik deşik edilmektedir. Bunlardan bir tanesi de Çanakkale’nin tek içme ve kullanma suyu Atik Hisar havzasına kurulmaya çalışılan altın madenciliğidir. İdare Mahkemesinin kararı Danıştay tarafından bozularak şimdilik de olsa Çanakkale halkının az da olsa yüreğine su serpmiştir. Bu karar ilimiz için son derece önemlidir. Doğamızı ve suyumuzu zehirleyecek olan böyle bir şirketin faaliyetlerinin engellemesi konusunda ilimizin, havasını içine çeken, suyunu içen herkesin asli görevidir” dedi.
 
“Mücadelemiz 2012 yılından beri devam ediyor”
2012 yılından beri Atikhisar Barajı ve Kirazlı bölgesinde maden arama süreci ile ilgili mücadeleye devam ettiklerini vurgulayan Gökhan; “Balaban Tepesinin arkasına kadar uzanan bölgede ve Kirazlı bölgesinde bu madenin faaliyet göstereceği, hatta oradan çıkarılan toprakların taşınıp başka yerde işleneceği noktasındaki yalanları da ortaya koyarak bir ÇED raporu almışlardı. Tabi bu ÇED raporu yetmeyecektir, çünkü gerçek niyetlerine yetmiyordu. Burada yeni ilave bir alan için müracaatta bulundular. Biz de bu nedenle yeni bir ÇED raporu hazırlanması gerektiğini ifade ettik. Sizin aldığınız ÇED raporu sadece belli bir alan içindir. Bu alanı büyütmek istiyorsanız, yeni bir ÇED raporu almanız gerekir diye itirazda bulunduk” şeklinde konuştu.  Biz, Çanakkale Belediyesi olarak neye itiraz ediyoruz? Çanakkale halkının içme suyunu tehlikeye atacak bir maden faaliyetinden bahsediyoruz. Siyanür ile altın işleme faaliyetinden bahsediyoruz. Bu nedenle biz de bu sürece itirazda bulunduk. İdare mahkemesi, daha önce alınmış bir ÇED raporu var diyerek, aynı alanın devamı mahiyetinde olduğu için yeni bir ÇED raporuna gerek olmadığı kararını aldı. Biz de bunu Danıştay’a gönderdik” dedi.
 
“Ağaç Kesimleri Durdurulmalıdır”
Konuşmasında Danıştay’ın gerekçeli kararını etkinliğe katılanlar ile paylaşan Başkan Gökhan; “Bu karar ile mücadelede haklı olduğumuz ortaya çıktı. Bu kararı yargı çıkardı. Demek ki, Türkiye’de yargıçlar varmış ve varlar. Yeter ki yargıçlarımız rahat bırakılsın. Yeter ki onlara sahip çıkılsın ve onlar bugünkü tehditler ile baş başa kalmasınlar. Bu yiğit yargıçları Çanakkale halkı adına kutluyorum. Şimdi bu noktadan itibaren şunu bekliyoruz; derhal Orman Müdürlüğü tarafından yapılan ağaç kesimleri durdurulmalıdır. Yoksa suç duyurusunda bulunacağız. Mahkeme kararına uymamak konusunda mutlaka bir yaptırım olacaktır.  Ruhsat verme noktasındaki tüm ilgililerin ÇED ve yargı süreci tamamlanana kadar oradaki uygulamaları durdurmasını talep ediyoruz. Çanakkale halkı ve Türkiye halkı adına bunu talep ediyorum. Çünkü Çanakkale, tüm Türkiye’nindir. Kaz Dağları bu ülkenin önemli bir toprağıdır. Bu noktada suyumuzu ve toprağımızı korumak amacı ile bu mücadeleye devam edeceğiz. O bölgedeki işlemleri sürekli olarak takip edeceğiz. Her hafta bakacağız ve kim ne kesiyorsa fotoğraflayıp, doğru savcılığa gideceğiz. Çanakkale’nin suyu, toprağı ve havası için sonuna kadar mücadele edeceğini belirten Başkan Gökhan; “Bu sürecin sonuna kadar takipçisi olacağım. Çünkü bu, Çanakkale Belediye Başkanı olarak benim görevim. Kent halkının sağlıklı ve rahat bir yaşam sürmesini sağlamak, sağlıklı suya ulaşmasını sağlamak benim görevim. Bu toprakları Allah hepimiz için vermiştir. Onun için sonuna kadar mücadeleye devam edeceğiz” şeklinde konuştu. (Eren Aşnaz)
Paylaş