Kanadalı altıncı Alamos Gold şirketi ve yerli işbirlikçisi Doğu Biga Madenciliğin, Çanakkale, Kirazlı Köyü yakınlarında, büyük bir doğa talanına sebep olduğu altın madeni projesinin durdurulması ve süresi 13 Ekim tarihinde dolan işletme ruhsatının yenilenmemesi için 12 Ekim tarihinde tüm Türkiye’nin katılımı ile Çanakkale’de ‘Su ve Vicdan Mitingi’ yapılması kararı alınmıştı. Miting, ‘Ege ve Marmara Çevre Belediyeler Birliği’ tarafından ertelenmiş, erteleme kararı, ‘Su ve Vicdan Nöbeti Komitesi’ tarafından kamuoyuna duyurulmuştu. Erteleme kararına rağmen, Kanadalı altıncı şirket Alamos Gold ve yerli işbirlikçisi Doğu Biga Madencilik tarafından Çanakkale, Kirazlı Köyü yakınlarında, büyük bir doğa talanına sebep olduğu altın madeni projesinin durdurulması ve süresi 13 Ekim tarihinde dolan işletme ruhsatının yenilenmemesi için yüzlerce çevre savunucusu İskele Meydanı’nda bir araya gelerek talana ve siyanürlü altın madeni işletmeciliğine hayır dedi. Kazdağları Dayanışması tarafından düzenlenen eylemde İskele Meydanı’nda toplanan çevre savunucuları, bir ağızdan ‘Kirazlı’nın ruhsatı yenilenmesin! Kazdağları’nın üstü altından değerlidir! Havama suyuma toprağıma dokunma! Her yer Kazdağı, her yer direniş’ sloganları atıldı. Eyleme Körfez Dayanışması, Kazdağları Sanatçı Dayanışması, Ayvalık Tabiat Platformu, Esenyurt Doğa ile Dayanışma İnisiyatifi, Efem Çukuru Yürüyüşçüleri, Kazdağları İstanbul Dayanışması, Yalova Kazdağları Dayanışması, Kazdağları Kardeşliği, Ekoloji Birliği, Politek, EGEÇEP, İzmir Yaşam Alanları, Burhaniye Çevre Platformu, Kazdağları Doğal ve Kültürel Varlıkları Koruma Derneği, Gökkuşağı Dergisi, Bozcaada Forum, Gömeç Çevre Platformu, Demokratik Kitle Örgütleri ve yerel STKlar katıldı. Efem Çukuru Yürüyüşçüleri’nden İbrahim Akın, Kazdağı Doğal ve Kültürel Varlıkları Koruma Derneği’nden Fikret Sarıbıyık ve Süheyla Doğan, Kazdağları Sanatçı Dayanışması’ndan Mecit Ünal ve Hayrettin Geçkin, Kazdağları İstanbul Dayanışması’ndan Önder Yılman, eylemde konuşma gerçekleştirdiler. Kazdağları Dayanışması’ndan Ferzan Aktaş, Ayşegül Sandıkçıoğlu ve Necla Kanbur, altıncı şirketin ruhsat yenilememesi için basın açıklaması yaptılar.
“Türkiye`nin en yaşanılır kenti seçilen Çanakkale`yi yaşanmaz bir yer haline getirecektir”
Kazdağları Dayanışması tarafından düzenlenen basın açıklamasında; “Şirketin, Kirazlı-Balaban mevkiinde bugüne kadar gerçekleştirdiği faaliyetler sonucu, ÇED raporunda belirtilen sayının çok üstünde en az 200 bin ağaç kesilmiş, verimli üst toprak sıyrılmış, proje alanı tel çitlerle çevrilmiş, ulaşım yolları yapılmış, güvenlik kulübeleri yerleştirilmiş ve bayraklar dikilmiştir. Projenin bugüne kadar geldiği aşama bile, Kazdağları ekosisteminin bir parçası olan bu alandaki canlı yaşamını bütünüyle yok etmiş, sincaplar, kuşlar, karacalar yerlerinden edilmiştir. Proje alanındaki tahribat ve yıkım ile ilgili görüntülerin basına yansımasından sonra, verilen mücadele ile hem tüm ülkemizin hem de yurtdışında yaşayan dostlarımızın dikkatleri bir kez daha Kazdağları’na çevrilmiş, on binlerce insan çeşitli kez Kirazlı’da buluşmuştur. Bugüne kadar mücadele içinde yer alan ve destekleyen herkese çok çok teşekkür ediyoruz. Projenin bulunduğu Bölge, dünyada sadece Türkiye’de yaşayan 7 bitki türünün yaşam alanıdır, ayrıca Çanakkale’nin tek içme suyu kaynağı olan Atikhisar Barajı’nın da su toplama havzası üzerindedir. Projenin devam etmesi halinde, kırma eleme tesisleri, siyanür liç tesisleri, atık havuzları yapılacak, cehennem çukurları açılmaya başlanacak ve Kazdağları’nda gerçekleştirilecek doğa tahribatı telafisi mümkün olmayan bir hale gelecektir. Projede 47 milyon ton cevhersiz, 25,6 milyon ton cevherli, yaklaşık 70 milyon ton kaya parçalanacaktır. Toprağın sülfürlü olması nedeniyle pasa dağlarında asit maden drenajının oluşacağı büyük olasılıktır. Oluşacak sülfirik asit yani kezzap da ağır metalleri çözecektir. Yeraltı ve yerüstü suları ve onların ulaşacağı Atikhisar Barajı ve ayrıca civardaki topraklar yüzyıllarca sülfirik asit ve ağır metallerle zehirlenecektir. Bölgedeki tarım ve hayvancılık yok olacaktır. Türkiye`nin en yaşanılır kenti seçilen Çanakkale`yi yaşanmaz bir yer haline getirecektir. Proje hemen durdurulmazsa, çölleşmiş, kuraklaşmış, zehirlenmiş topraklar ve akışı bozulmuş ve kirletilmiş yeraltı ve yer üstü suları ile karşı karşıya kalacağız. ÇED Dosyasında iddia edildiği gibi rehabilite edilmeye çalışılsa ve binlerce ağaç dikilse bile Orman ekosistemi hiçbir zaman aynı eski ekosistem olmayacaktır” denildi.
“Onlar ormandan gidene kadar biz Kazdağları’nı terk etmiyoruz”
Yapılan açıklamada; “Çanakkale ve yöresinin birinci derece deprem bölgesinde olması ve projenin fay hatlarına çok yakın olması ve kaza riski de dikkate alındığında, Projenin kabul edilemez olduğu aşikardır. Kazdağları’nda ve çevresinde daha onlarca proje var. Kirazlı bunlardan sadece biri. Alamos Gold ve istirakçileri Doğu Biga Madencilik firmasının Kazdağları’nda 2 projesi daha bulunuyor. Bunlardan Ağı Dağı projesi Kirazlı’nın en az üç katı büyüklüğünde. Müthiş güzellikteki kestane ve meşe ormanlarının bulunduğu bir yerde. Küresel iklim krizinin ve kuraklığın yaşanmaya başladığı günümüzde ormanlarımızı suyumuzu daha da korumamız gerekirken, Kazdağlarımızda Cok uluslu Teck Kominko, Pilot Inc., Chesser, Newmont gibi şirketler ve Kuzey Biga, Orta Truva, Truva Bakır gibi yerli işbirlikçileri, Koza’nın, Eczacıbaşı’nın, Koç Grubunun, Cengiz Holding’in, Bahar Madenciliğin, Yıldız Holding’in ve daha pek çok şirketin projesi var. Bu aşamada Kirazlı’ya sahip çıkmak ve Kirazlı’yı durdurmak çok önemli. Kirazlı giderse tüm Kazdağları gider. Kirazlı durdurulmaz ise diğer projeleri durdurmak daha da güçleşecek. Ülkemizin her yanı hem vahşi madenciliğin, hem de sermaye yanlısı enerji politikalarının kurbanı olacak. Türkiye adeta yangın yerine dönecek. Termikler, HES’ler, RESler, JES’ler ve şaşaalı mega projelerle eşsiz ekosistemlerimiz ve yaşam alanlarımız mahvolmaya devam edecek. Mücadeleyi Cerattepe’den Edirne’ye, Bartın’dan Adana’ya, Fatsa’dan Aydın’a, Hasankeyf’ten Kışladağ’a, Samsun’dan Karaburun’a, Munzur’dan Kazdağları’na birleştirmek ve el ele olmak gerek. Madencilerin ve iktidarın her türlü karalama kampanyalarına, yaratmak istedikleri provokasyonlara, sosyal rüşvetlere karşın, hiçbir kamu yararı olmayan, şirketlere her türlü riski doğaya ve halka olan bu yıkım ve talan projelerine ve politikalara karşı yan yana gelecek, dayanışacak ve bu saldırırılara karşı barışçı mücadelemize kesintisiz devam edeceğiz. Bizler, yani yaşamdan yana olanlar, bu yıkım ve talanın hemen sonlandırılarak, Kaz Dağları’nda yapılması planlanan Kirazlı ve diğer madencilik projelerinin iptal edilmesini, Kaz Dağları ekosistemine daha fazla zarar verilmemesini istiyoruz. Anayasanın güvence altına aldığı, sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkımıza dayanarak; Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı-Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü’ne sesleniyoruz: Doğu Biga Madencilik Sanayi ve Ticaret A.Ş.’ne ait 82225 sayılı işletme ruhsatı 13 Ekim’de süresi dolacaktır. Hukuka ve bilime aykırılığına rağmen onaylanan ÇED raporuna dahi aykırı çalışmalar yapılan bu işletmenin İşletme Ruhsatı yenilenmemelidir! Onlar ormandan gidene kadar biz Kazdağları’nı terk etmiyoruz” denildi.
(Eren Aşnaz - Baykal Sağlam)