Doğa intikamını alır

57. hükümet döneminde yandaş müteahhitlere rant yaratmak için güzelim doğa doldurularak sözde trafikte kara nokta olarak belirlenmiş Erenköy girişindeki bu noktada yeni bir yol yapımı çok yoğun tepkilere rağmen gerçekleştirilmişti.

715
Yıllar içersinde doğanın dengelerine yapılan bu müdahaleye doğa tepkisini verdi. Bu bölgede yağmurlar ile birlikte başlayan heyelan sonrasında, doldurularak yapılan bu yol devre dışı kaldı. Yolun bir kısmı Erenköy bağlantı girişi olarak kullanılmaya başlandı, son olarak bu yolda devre dışı kaldı.
Doğayı katlederek yapılan bu yolun yerine viyadük çözümü getirildi. İzmir Çanakkale yolunda yapılan viyadük de bağlantı yolunda başlayan ve devre dışı kalan yoldaki heyelan nedeniyle şimdi risk altında.
 
Böylece bir kez daha gördük ki doğa kendi dengelerini bozan hiç bir girişimi affetmiyor. Aynen ÇOMÜ Terzioğlu Kampusu`nde inşaat atıklarının gelişigüzel çevreye atılması sonrasında yaşanan heyelan gibi...
 
Bayındırlık Bakanı Koray Aydın zamanında yapılan ve onca tepkiye rağmen yapımı devam ettirilen bu girişimin nedenleri o günlerde belliydi; birilerine rant yaratmak. Ders alınmadı, yanlışlarda ısrar sürdürüldü. Yaşanan onca deneyim sonrasında viyadük yapımı konusundaki karar da bugün tartışılır hale gelmiştir. Dolayısıyla böylesi projeler konusunda karar öncesinde daha itinalı çalışmalar yapılması gerçeği iler karşı karşıyayız.
 
Sokağa atılan onca paranın hesabını şimdi kim verecek?
 
2001 yılında başlanıp 2003 yılında açılan, 150 bin metreküp toprak ile doldurulan 45 metre derinliğindeki vadide yüze yakın ağaç kesildi. Yaklaşık 1 milyon TL para harcandı. 2006 yılında yaşanan heyelan sonunda yol güvenliği tehlikeye girince tekrar bir ihaleye çıkıldı. 1,6 milyon Tl bedel ile onarılması için müteahhit dolguyu kaldırdı. Karayolları ve müteahhit, dolguyu kaldırıp zemini gördükten sonra yeniden çökebileceğini düşünerek ikinci dolgudan vazgeçti. Eski yol güçlendirildi ve viyadük yapılıncaya kadar geçişlerin buradan devam etmesi kararlaştırıldı. 2002 rakamlarıyla 1 milyon, 2006 rakamlarıyla 1.6 milyon YTL toprağa gömülmüş oldu.
 
Tüm bunlar sürer gider iken Çanakkale Barosu suç durusunda bulundu.
Ama ne yazık ki bu girişimden de bir sonuç alınamadı.
Ve gelinen yerde Çanakkale’nin, İzmir Bağlantısı tehlike altında.
Nasıl planlama ama…
 
Bülend Engin’in samimiyet daveti
Yat limanına ilişkin Kepez Belediye Başkanının önerisine cevap veren ÇTSO Başkanı Bülend Engin “İş uygulamaya gelince bütün bu gerçeklerden bihaber gibi adresler gösterilmesini anlamıyorum. Bizler siyasetten anlamayız. Özümüz de sözümüz de birdir. Üyelerimiz de halkımız da bizlerden tartışma değil icraat bekliyorlar. Bize adres gösterenleri samimiyete davet ediyorum.
 
Biz hazırız. Samimi iseniz evet deyin yarın Çanakkale Yat Limanı`nı Barbaros Mahallesi`ne yapmaya başlayalım” sözleri ile Başkan Gökhan’a gönderme yaparken bir kafa karışıklığını da gündeme getiriyor.
 
Ülgür Gökhan bu konuda samimiyet ile sınanacak bir tavır koymamıştır. Gökhan ve Çanakkale Belediyesi Meclisi’nin söylediği konu Çanakkale Belediyesinin yetkisizliğine ilişkin olup, adresin Bayındırlık ve İskan Bakanlığı olduğunu söylemesi kadar doğal bir şey olamaz. Bunun anlamazlıktan gelmek, esas olarak kafalarda soru işareti yaratmaktadır.
 
Çanakkale Belediye Meclisi bu konuda yetkisiz olduğunu söylemektedir.  Yat limanı konusunda kararlı olan kuruluş, yok ‘sen samimi değilsin’ deyip bu konudaki girişiminden vazgeçmez.  Prosedürü Bayındırlık ve İskan Bakanlığı nezdinde çalıştırır, sonuç alamaz ise; çıkar o zaman ‘Çanakkale Belediyesi işi yokuşa sürmüştür’ der.
 
Böylesi bir girişimde bulunmadan Ülgür Gökhan için samimiyet çağrısı yapmak haksız bir girişim olmuştur.
 
Ben bu konuda daha evvel söyledim; yaşananlar sonrasında bu proje artık kirlenmiştir, şaibe kazanmıştır. Yok samimiyet, yok rant derken iş mahkemeye kadar uzamıştır.  Bu konunun daha fazla polemik haline getirilmesinin kimseye faydası olmayacaktır.
Paylaş