DİSK Emekli Sen'den 'Günümüzde Sendikacılık'
Devrimci İşçi Sınıfı Konfederasyonu (DİSK) Emekli Sen Çanakkale Şubesi tarafından, sendikacılık faaliyetlerine yönelik ‘Günümüzde sendikacılık’ isimli panel düzenlendi. DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu ve DİSK Emekli Sen Genel Başkanı Veli Beysülen, Çanakkale Belediyesi Belediye Çalışanları Eğitim, Sosyal Tesis ve Sendika Binası’nda yapılan panelde konuşmacı olarak yer aldılar. Günümüzde sendikacılığın konuşulduğu panele, Kepez Belediye Başkanı Dr. Ömer Faruk Mutan, Çanakkale Belediye Başkan Yardımcısı Rebiye Ünüvar, CHP İl Başkanı İsmet Güneşhan, CHP Merkez İlçe Başkanı Ali Uyanık, CHP Kadın Kolları İl Başkanı Sibel Erol, sendika temsilcileri ve emekliler katıldı. Panelin moderatörlüğünü, DİSK Emekli Sen Şube Başkan Hale Sarıcan yaptı. DİSK Genel Başkanı Çerkezoğlu ve DİSK Emekli Sen Genel Başkanı Beysülen, yaptıkları konuşmalarda geçmişte sendikacılığı ve günümüzde sendikacılığı öne çıkarttılar. DİSK Genel Başkanı Çerkezoğlu, işçi sınıfı ve emekçilerin 20’nci yüzyılda kendi hakkını ve hukukunu koruma şansını elde ettiklerini söyledi. DİSK Emekli Sen Genel Başkanı Beysülen, DİSK’in 1967 yılında kurulduğunu ve yaklaşık 50 yılı aşkın zamandır sendikacılığın sürdüğünü söyledi.
“İşçi sınıfının, devlet, parti ve sendika örgütlülüğü 20’nci yüzyıl boyunca devam etti”
İşçi sınıfı ve emekçilerin 20’nci yüzyıl boyunca devlet, parti ve sendika olarak örgütlendiğini belirten DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu; “2018’in dünyasında ve Türkiye’sinde emek hareketini, emeğin haklarını ve sendikal mücadeleyi konuşuyoruz. 20’inci yüzyıl boyunca işçi sınıfı ve emekçiler, var olan her üç düzeyde de örgütlü olarak kendi hakkını ve hukukunu koruma şansını elde etti. İşçi sınıfı devlet olarak örgütlüydü. Beğeniriz, beğenmeyiz ama işçi sınıfı devletleri vardı. İşçi sınıfı partisinde örgütlüydü ve tüm dünyada işçi sınıfı partileri son derece güçlüydü ve işçi sınıfı, sendikalarında, emek örgütlerinde örgütlüydü. Yani işçi sınıfının, devlet, parti ve sendika olarak örgütlülüğü 20’nci yüzyıl boyunca emek ve sermaye arasındaki ilişkileri belirledi. Ve 20’nci yüzyılın son çeyreğinde sermaye, işçi sınıfıyla var olan bu dengeyi devirdi ve o dengeyi yeniden kurdu. Sermaye, kendi krizini aşmak için bir takım olanakları kullanarak o dengeyi yeniden kurarken işçi sınıfının bu üç düzeyde de tarih sahnesine yeniden çıkmaması için, bu üç düzeyde de yenilgisini daha da derinleştirerek hayata geçirdi. Biz de bunun adına ‘Neoliberal politikalar’ dedik. Ve özellikle 20’nci yüzyılın son çeyreğinden itibaren tüm dünyada ve ülkemizde hayata geçirilen bu neoriberal politikalar, o dönemde ‘dünya tarihinin göreceği en iyi sistem budur’ denildi” dedi.
“Şuan siyasi gelişmelerde geldiğimiz nokta çok iç açıcı değildir”
1980 darbesiyle birlikte liberal anlayışın önünde ayak bağı olarak görülen sendikacılığın geri püskürtülmesi için Türkiye’de bir süreç yaşandığını söyleyen DİSK Emekli Sen Genel Başkanı Veli Beysülen; “Sanayi devrimi ile birlikte sendikacılığın başladığı bir dünya ve bu dünyada verilen mücadeleler var. 1967 yılında kurulan DİSK’in kurulmasıyla birlikte ivme kazanan bir sendikacılık hareketi ve 1980 darbesiyle birlikte liberal anlayışın önünde ayak bağı olarak görülen sendikacılığın geri püskürtülmesi için Türkiye’de bir süreç yaşandı. Bundan bütün sendikalar etkilendi. Özellikle 1980 darbesinin, DİSK’in faaliyetlerini askıya almasıyla birlikte çok önemli dönemler yaşandığını söyleyebiliriz. Sendikacılığın bugün bulunduğu koşullar ya da işçilerin bulunduğu durumu ülkelerdeki siyasi ve ekonomik gelişmelerden bağımsız olarak değerlendiremeyiz. Siyasi gelişmelerde geldiğimiz nokta çok iç açıcı değildir. Yani her şeyin tek kişiye bağlandığı, ülkenin neredeyse tek kişi tarafından yönetildiği bir süreci yaşıyoruz.Burjuva demokrasisinin bile uygulanamadığı bir süreçteyiz. Siyasi yapıların zayıflamasıyla birlikte mutlak suretle sendikal harekette de bir gerileme olmuştur” dedi.
(Baykal Sağlam)