Direnişte Kazdağı forumu

Çanakkale`de devam eden Gezi Parkı eylemleri kapsamında düzenlenen forumda Kazdağları ele alındı. Oldukça verimli ve nitelikli geçen forumda konunun uzmanları ve katılımcılar söz alırken, Kazdağları`ndaki çevre sorunu tartışılarak masaya yatırıldı.

985
 
Gezi Parkı`yla ilgili direniş Türkiye`nin dört bir yanında devam ederken, Çanakkale`de de forumlarla sürüyor. Çanakkale Çevre Platformu tarafından düzenlenen forumda bir araya gelen katılımcılar, yaşam kaynağı olan Kazdağları`nda çok uluslu altın tekellerinin gerçekleştirdiği altın arama çalışmalarının yanı sıra kenti kalorifer kazanına çevireceği ileri sürülen termik santrallere tepki gösterdiler. İskele Meydanı`nda bir araya gelen katılımcılara çevre ile ilgili broşürler dağıtılırken, Çevre Platformu Dönem Sözcüsü Hicri Nalbant, Çanakkale Kent Konseyi Çevre Meclisi Yürütme Kurulu Başkanı Prof. Dr. Murat Türkeş Kazdağları ile ilgili önemli bilgiler verdi. Diğer katılımcıların da söz aldığı forum ÇOMÜ Öğretim görevlisi Doç. Dr. Ekrem Tufan tarafından yönetildi.
“Soluyacak havamız kalmayacak”
Forumda ilk olarak söz alan Çevre Platformu Dönem Sözcüsü Hicri Nalbant, termik santraller yüzünden Çanakkale`yi çok büyük bir felaket beklediğini belirterek; “Bölgemizde 30 milyon ton kömür yanacak. Soluyacak hava kalmayacak. Sularımız, ormanlarımız ve tarım alanlarımızın tümü asit yağmurlarıyla zehirlenecek. Termik santrallar yüzünden de Çanakkale`yi çok büyük bir felaket bekliyor. Ama termik santrallerle ilgili açtığımız 5 tane dava var. Bir tane iptal davası kazanmıştık. Önümüzdeki günlerde bir dava daha sonuçlanmak üzere. Sizi rahat ettirmeyeceğiz diye söylemiştik. Rahat ettirmeyeceğiz ve ettirmiyoruz. Hukuk mücadelemize devam ediyoruz. Çanakkale bu konuda rahat olsun. Çanakkalelilerin de desteğiyle mücadelemiz büyüyerek devam edecek” dedi.
 
“Ölümcül hastalıklar hızla çoğalacak”
30 yıl sonra Çanakkale bölgesinde kül fırtınaları çıkacağını söyleyen Nalbant, çevreye yayılacak olan radon gazı nedeniyle ölümcül hastalıkların hızla çoğalacağını ifade ederek; “30 sene sonra bölgede kül dağları oluşacak. Dolayısıyla bu bölgede kül fırtınaları çıkacak. Külden ağır metaller yeraltı sularına karışacak. Yer altı suları zehirlenecek. En önemlisi de radon gazı yayılacak çevreye. Radon gazı, radyoaktivite demek. Radyoaktivide kanser demek. Ölümcül hastalıklar hızla çoğalacak. Yani Çanakkale, Biga ve Karabiga yöresi kirlilikte, yakın gelecekte Kocaeli`nin Dil Ovası`nı geçecek. Çünkü orada yeni doğan bebekler astımlı doğuyorlar. Buradaki bebekler de astımlı doğacak. Biz bebeklerimize, torunlarımıza ve çocuklarımıza sahip çıkmak için bu mücadeleyi hızla sürdürmemiz gerekiyor” diye konuştu.
 
“Köylerin bütün sularını zehirlediler”
Kazdağları`nda devam eden altın arama çalışmalarına da değinen Nalbant; “Çok uluslu altın tekelleri şşu anda sondaj çalışmaları yürütüyorlar. Sondaj çalışmaları sırasında bile bütün köylerin içme ve kullanma sularını zehirlediler. Hayvanlar öldü, bebekler ishal oldu. Köylere tankerlerle su taşındı. Şimdi de büyük bir felaket yaşanıyor. Sondaj yapmak üzere yüz binlerce ağacı da kestiler. Ama bu daha başlangıç. İşletmeye henüz geçemediler. Eğer işletmeye geçerlerse milyonlarca ağaç yok edilecek. Bütün su kaynakları zehirlenecek. Bir ton zenginleştirilmiş cevheri yurt dışına çıkarmak için bizim ülkemize bir milyon 750 bin ton atık bırakacaklar. Çıkarılan altınların bize hiç yararı yok” şeklinde konuştu.
 
“Altın madenciliği vahşi bir madencilik”
Altın madenciliği yüzünden Türkiye`nin soyulduğuna dikkat çeken Nalbant şu şekilde konuştu: “Türkiye, sömürge ülkesi durumuna düşürülüyor. Dünyada bunun örnekleri var. Somali, Tanzanya gibi ülkelerde altın işletmesi yapıldı. Ama bu ülkeler arasında ihya olan ülke hiç yok. Tümü şu anda perişan. Açlıkla boğuşuyorlar ve çok zor durumdalar. Ülkemizin her tarafı zehirlenecek. Bize de soykırım uygulayacaklar. Bunun adı yavaşlatılmış soykırımdır.”
Nalbant`ın ardından söz alan Çanakkale Kent Konseyi Çevre Meclisi Yürütme Kurulu Başkanı Prof. Dr. Murat Türkeş de bir konuşma yaparak katılımcıları bilgilendirdi. Konu ile ilgili uzman kişilerinde söz aldığı forum, katılımcıların da düşüncelerini aktarmasıyla sona erdi.
 
 
Paylaş