Diren Kazdağı

Bir grup doğaseverin Kazdağı Dalak Suyuna yapmış olduğu geziye ilişkin fotoğrafları sosyal medya da görünce aklıma Başbakanın “Ormana gidin” sözleri ile yapmak istediği itibarsızlaştırmanın absürtlüğü geldi.
Kazdağları’nın eşsiz güzelliklerini yansıtan paylaştıkları fotoğrafları görünce; bir kez daha Kazdağları’nın korunması konusundaki çabaların ne kadar yerinde ve haklı olduğu gerçeğini irdeledim.
Kar hırsı ile gözleri paradan başka bir şey görmeyen; sözde yeşil ($) “dostlarının” bu güzelim coğrafyaya nasıl kıyacaklarına insanın aklı ermiyor.
Ülkede siyasal irade bu katliama destek veren, buradan hareket ile her fırsatta doğaseverlerin tepkilerini karalamaya çalışan bir çizgide olursa; bizler daha çok Kazdağlarına gitmek zorunda kalacağız.

632
Ormanlar bizim, gideceğiz, yorulmayacağız; gün gelecek Kazdağları’nın katledilmesini engellemek adına; direnmek için gideceğiz.
Yaşamsal değerlerimize düşman bazılarının, beyinlerinin oksijen ihtiyacı için ormanlara ihtiyacı olduğunu ayrıca belirtmek isterim.
Belki kendilerine bir faydamız dokunmuş olur.
Çanakkale’de çevresel değerlerin korunması konusundaki hassasiyet gün geçtikçe artıyor.
Son olarak Büyükçekmece Çevre Koruma Derneği’nin yapmış olduğu ziyarette Belediye Başkan Vekili Muharrem Erkek’in bazı değerlendirmeleri var ki, dikkatle takip edilmesi gerekli önemde
“Kazdağları`na ve Biga Yarımadası`na sahip çıkamayanların ve dünya mirası olan kent değerlerini yüreğinde hissedemeyenlerin Çanakkale`yi yönetme hakkına hiç bir zaman sahip olamayacağını” belirten Muharrem Erkek” “Çanakkale`nin coğrafi, manevi ve kültürel değerlerine sahip çıkmanızdan dolayı çok teşekkür ediyoruz. Bizi üzen bu kentte çok önemli noktalarda görev yapan çok önemli sivil toplum örgütlerinin başında bulunan bazı insanlar, bunları hissedemiyor. Siz Büyükçekmece`den bunları görüyorsunuz, büyük bir duyarlılık ve sorumlulukla burada bu görüşlerinizi bizlerle paylaşıyorsunuz. Bizlere güç katıyorsunuz. Ama bu kentte yaşayan bazı insanlar, bunu görmek istemiyor, duymak istemiyor ve anlamak istemiyor. Herhalde menfaatler başka şekilde davranmalarını gerektiriyor. Ama biz şunu çok iyi biliyoruz, bu kente hizmet etmek için önce Kazdağları`na ve Biga Yarımadası`na sahip çıkmak zorundayız. Bunu yapamayanlar, yani Kazdağları`na ve Biga Yarımadası`na sahip çıkamayanların ve bu değerleri yüreğinde hissedemeyenlerin bu kenti yönetme hakkı hiç bir zaman olmayacaktır. Dünyada ender doğal yaşam alanlarından biri elimizde kalmış. Fakat onu da yok etmeye çalışıyorlar. Kazdağları çığlık atıyor, sizler uzaklardan duyuyorsunuz ama daha hala bu çığlıkları duymayan ve görmeyenler var”değerlendirmesi ile kent dinamiklerinden bazılarının içinde bulunduğu durum ve sonuçları açısından önemli mesajlar veriyor.
Bir yandan da  Başbakan’ın dezenformasyon çabaları ile  çevresel değerlerine sahip çıkan insanlar farklı bir şekilde gösterilmeye çalışılıyor,  tehdit ediliyor, çeşitli yöntemlerle bu mücadeleye katkı sunan insanlara göz dağı veriliyor.
Dezenformasyon, yalan, tertip siyasal iradenin temel araçları haline geldi.
Toplumsal barışı bozacak tehlikeli bir kulvarda sürdürülüyor.
Aynı yöntemlerle yandaşlıkta sınır tanımayan taşeronların çabaları her telden sürüyor.
Bu bakımdan şimdi ormanlara gitme zamanı, Kazdağları’nda olma zamanı
Çocuklarımıza bırakacağımız sağlıklı bir çevre ve sağlıklı bir çevrede yaşam hakkı mücadelemiz bunu gerektirmektedir.
Siz bakmayın;  kazanacağı dolarlardan başka bir şey görmeyenlerin ve onların hizmetkarlarının ve yandaşlarının sürdürdüğü itibarsızlaştırma çabalarına.
Bakmayın siz onların bu onurlu duruşu sergileyen insanları çapulcu olarak nitelendirmelerine.
Siz, insan olmanın onuruyla duyarlı sorumlu vatandaşlık bilinci ile yaşama sahip çıkanlarsınız.
Diren Kazdağları, siz kazanacaksınız .
 
Pişkinliğin bu kadarına pes doğrusu.
 
Çanakkale Belediyesi’nden sonra, Gelibolu Belediyesi de, taşeronlaştırılmış sözde bilim kurumu ve “Ak” senaryo ortak yapımı gündeme taşınan  ‘ÇOMÜ’yü CHP’li belediyeler engelliyorlar` iddialarına ilişkin gerçekleri bir bir kamuoyu ile paylaştılar.
Kepez Belediyesi zaten her fırsatta bu iddialar ile ilgili gerçekleri kamuoyu ile paylaşmıştı.
Tüm suçlamalar karşısında tek tek her türlü iddiaya karşı son derece net açıklamalar yapılmış olsa da;  bazı taşeron sözde bilim adamları ve üstlenmiş oldukları görevler nedeniyle müstear yazarlar, (gerçi müstearlıkları da kalmadı, Çanakkale halkı artık kendilerini gayet yakından tanıyor)akıl almaz bir savunma içine girdiler.
Aynen şöyle ; ‘ne olmuş yani imar izni verilseymiş’!
Bu kadarına da pes doğrusu.
Sen bir yerel yönetimden yasalara, yönetmeliklere aykırı iş yapılmasını meşru gören bir mantık ile nasıl böyle bir talepte bulunabilirsin?
Böylesi görülmemiştir.
Hele bir müstear isimle yazmaya devam eden, eskilerin siyasal analisti yeninin taşeron yöneticisi  var ki ileri sürülen iddiaların bir bir gerçek olmadığı ortaya çıkınca; her zaman olduğu gibi gazetemizi suçlayarak yeni bir alan açmanın derdine düşmüş.
Yok sayın taşeron yönetici, artık işler senin bildiğin gibi değil.
Zaten CHP Çanakkale Belediye Başkan Aday Adayı  İsmail Özay da kendisi hakkında ileri geri atmış olduğun yalanlara  öyle bir cevap vermiş ki; bana söyleyecek bir şey bırakmamış doğrusu.
Çekmek istediğiniz provokasyon içersinde olmayacağız.
Gerçekleri halka bir bir anlatmaya devam edeceğiz.
Bugüne kadar öyle yaptık;sizinde planlarınızı boşa çıkardık
“Durmak yok, yola devam desek” birileri alınmaz umarım… 
Paylaş