Dink kararı vicdanları sızlattı

 

“Dava Daha Bitmedi”
Hrant Dink cinayetindeki mahkeme kararının kamuoyunun vicdanını tatmin etmediğini belirten Baro Başkanı Tülay Ömercioğlu; “Ancak hukukçular olarak biliyoruz ki, mahkemenin karar vermesi ile dava daha bitmemiştir. Bu daha ilk adımdır. Müdahillerim temyiz etme, sanıklarında temyiz etme hakkı mevcuttur. Yargıtay da mürafaalı olarak talep etme hakları her iki tarafında mevcuttur. Mürafaalı olduğundan aynı savunmayı Yargıtay’da gerçekleştirme hakkına sahiptirler. Sadece Yargıtay değil Yargıtay’dan sonra İnsan Hakları Mahkemesi’ne taşınabilir. Bu karar hiç kimsenin vicdanını tatmin etmediğinden dolayı bu aşamaları geçmesi, bu aşamalardan sonra çıkacak olan nihai karara göre asli eleştirinin yapılması gerektiği düşüncesindeyiz” dedi.

 

“Katiller korundu”
İnsan Hakları Derneği Çanakkale Şube Başkanı Kenan Döner, mahkeme kararına çok sert tepki gösterdi. Sonucun açıklanma tarihini çok manidar bulan Döner; “Resmen katiller korundu. Örgüt üyeliğinden çıkarıp beraat ettiler. Bu da gösteriyor ki, hala bu ülkeye demokrasi gelmeyecek. Maalesef kötü bir durum. Bu cinayetin arkasındaki güçlerin ortaya çıkarılmaması bilindiği halde korunması, terfi ettirilmesi, bazı isimlerin milletvekili yapılması, emniyet müdürünün vali olması, bütün hepsinin örgüt suçundan beraat etmesi bu arkasındaki Ergenekon’un gizlenmesidir. Bu Ergenekon’un bir koludur. Ergenekon korunuyor” dedi.

 

“Siyasi irade davanın arkasına konulamadı”
Derin devlete ve devletin içerisinde yer alan kesimlere dikkat çeken Avukat Hilmi Baydar,  “Mahkemenin verdiği karar doğru değildir. Çünkü bu suç, örgütsüz olarak, örgüt dışında bireysel olarak işlenebilecek bir suç değildir. Kamu vicdanı aynı yönde yorum yapıyor. Türkiye de maalesef derin devlet denen devletin içerisine yuvalanmış bazı kesimler mutlaka bir yolunu bulup bu işlerden sıyrılabiliyorlar. Maalesef siyasi iktidar siyasi iradeyi bu davanın arkasına koyamadı” dedi. Baydar, şunları söyledi; “Netice olarak özellikle Hrant Dink gibi bir kişinin öldürülmesi üzerinde daha fazla düşünüp bunun her açıdan örgütsel bağları kimler varsa yardım edenler kimse nereye gidiyorsa ortaya çıkarılmalıydı ama bu yapılamadı. Birazda Türkiye’nin geleceği ile ilgili bir olay. Mutlaka bu olayların arka perdesi aydınlatılmalıdır. Gene ümitliyiz. Belki Yargıtay bozar. Bozduktan sonra zaten ipuçları da var. Hrant Dink’in ölmeden önce vilayete çağrılıp uyarılması, Türk bayrağı arkasında öldüren kişiyle fotoğraf çektirilip kahraman gibi karşılanması. İstanbul, Trabzon Emniyeti tarafından olayın bilinmesine rağmen tedbir alınmaması, bu almayanlar kimler? Bunların hepsi bildiğimiz olaylar. Nedenleri ortaya çıkarılmalıydı. Ama yapılmadı. Bu nedenle hem Hrant Dink için hem de örgütsel bağ ortaya çıkarılmadığı için üzülüyoruz.”