Dikili Kampı`ndan Kazdağları`na selam

Bu yıl 11`incisi gerçekleştirilen Gençlik Yaz Kampı, İzmir`in Dikili ilçesinde gerçekleştirildi. Türkiye`nin bir çok bölgesinden olduğu gibi Çanakkale`den de katılımın yoğun olduğu gözlenirken, kamp sırasında Çanakkale`den giden gençler, “Kazdağları için birlik mücadele dayanışma” sloganı ile kampa renk kattılar.

725
İzmir`in Dikili ilçesinde bulunan Sotes Tatil Köyü`nde 10 gün boyunca süren 11`inci Gençlik Yaz Kampı büyük bir coşkuyla gerçekleştirildi. “Çapulcular kampa gidiyor” sloganı ile çağrısı gerçekleştirilen kampa, Türkiye`nin 7 bölgesinden, çok sayıda ilinden gençler katıldı. Çanakkale`nin de katılım sağladığı kampta Kazdağları unutulmadı. Kazdağları`nın bir dünya mirası olduğunu ifaden eden gençler, “Kazdağları`nda altın işletmesine kesinlikle izin vermeyeceğiz. Bu yıl 11`incisini gerçekleştirdiğimiz kampımızın sloganı `Doğaya, bilime, insanlığa özgürlük` olarak belirlendi. Çanakkale bölgesinde altın arama çalışmaları va termik santral çalışmaları, suyumuzu, havamızı ve geleceğimize yok etmeye dönük çalışmalardır” dediler. Emek Gençliği Çanakkale üyeleri adına yapılan açıklamada “İlk olarak 1998 yılında, Bergama’da doğasına ve yaşamına sahip çıkan köylülerle birlikte yakmıştık bu ateşi. Bugün ise gençlik mücadelesi açısından tarihi bir dönemin içerisinde yeniden yakıyoruz. Geçtiğimiz dönemde ODTÜ direnişi ile birlikte üniversite gençliği hükümetin politikalarına karşı kitlesel protestolar gerçekleştirdi. Öte yandan Kürt halkının yıllardır verdiği barış mücadelesi yeni bir süreci başlattı. Haziran ayıyla başlayan Gezi Parkı eylemleri ise Türkiye tarihinin en büyük halk direnişine dönüştü. Bu mücadelelerin coşkusu ile; ‘Doğaya, bilime, insanlığa özgürlük’ diyerek 11. gençlik buluşmamızı gerçekleştirdik. Atölyelerde sanattan siyasete kadar çeşitli konularda birlikte üretirken; forumlarda, panellerde kendi geleceğimizi tartıştık. Yıllardır diktatörlere ve emperyalist kuşatmaya karşı mücadele eden Ortadoğu halkları, bugün yine iş, ekmek, özgürlük için ayakta. Mısır halkı önce Mübarek diktatörlüğüne ardından Mursi`ye karşı sokaklara dökülürken, bundan fırsat bulup yönetime el koyan darbeciler tarafından katliamlara uğruyor. Suriye`de ise emperyalistlerin ve bölgedeki taşeronlarının desteği ile oluşturulan silahlı çeteler masum insanları öldürüyor” dendi.
 
“Rojava halkı ile dayanışma içinde olmalıyız”
“Türkiye`nin bölgede izlediği politika, halkları her geçen gün savaş bataklığına sürüklüyor” diyen Emek Gençliği üyeleri, “AKP iktidarı, barış görüşmeleri yaptığını söylerken, Rojava`da kendi geleceğini kurma mücadelesi veren Kürtlerin, çeteler tarafından katledilmesinde başrolü oynuyor. Kampımız Türk, Kürt her milliyetten gençliği, Rojava halkıyla dayanışma ve mücadelesine omuz vermeye çağırmaktadır. Gezi direnişiyle birlikte, AKP`nin hayatın her alanına yönelik baskı politikalarına karşı ülkenin dört bir yanında milyonlar alanlardaydı. Sokağa dökülen insanlara polisin vahşice saldırısı sonucunda Ethem Sarısülük, Mehmet Ayvalıtaş, Abdullah Cömert, Ali İsmail Korkmaz ve Medeni Yıldırım kardeşlerimiz hayatını kaybetti. Kampımız Gezi direnişinde hayatını kaybeden arkadaşlarımızı anıyor ve bu mücadele içinde yaşatma sözü veriyor. Üniversitelerde yeni dönem Gezi Direnişi ruhunun ve coşkusunun devam ettiği koşullarda başlıyor. İnanıyoruz ki yeni dönemde de üniversite gençliğinin mücadelesi büyüyerek ilerleyecek. Üniversite gençliği, doğaya, bilime, demokratik haklarına, özgürlüğüne ve geleceğine sahip çıkmaya devam edecek. Önümüzdeki dönemde Haziran direnişinin devamı olarak gerçekleşen park forumlarını üniversitelerimize taşımalı, bu forumları sınıflarımız ve amfilerimiz üzerinden yükseltmeliyiz. Birlikte tartışmanın, ortak kararlar almanın ve dayanışmanın kürsüleri yapmalıyız. Hükümetin ve Gençlik ve Spor Bakanlığı’nın arka bahçesi durumuna getirilen Türkiye Öğrenci Konseyi’ni bu durumdan kurtarmalı, konseylere bilimsel, demokratik ve özgürlükten yana bir anlayışın egemen olmasını sağlamalıyız. Bunun için kampımız, bütün üniversite gençliğini bu mücadeleyi birlikte büyütmeye çağırıyor” dedi.
 
Kadına da doğaya da düşman
“Kampımızda gerçekleşen lise forumundaki tartışmaların da gösterdiği gibi, lise gençliği geleceksizliğe mahkum ediliyor” denilen açıklama şu sözlerle son buldu; “Bu tablo karşısında demokratik, laik, parasız, anadilde bir eğitim için mücadelenin önemi artmıştır. Kampımız tüm lise gençliğini bu doğrultuda birlikte mücadele etmeye çağırıyor. Ülkemizde bir yandan işsizlik git gide artarken, öte yandan işçi gençler her an işsiz kalma korkusuyla sigortasız, güvencesiz, esnek çalışmak zorunda bırakılıyor. İşçi sınıfının yüz elli yıllık mücadelesi sonucu kazandığı haklara yönelik saldırıların yoğunlaştığı bu dönemde, sendikalara ve sendikalaşma mücadelesine sahip çıkmalı, her yerde işçi sınıfının birliği için yaratılacak araçları güçlendirmeliyiz.Kadına yönelik cinsel istismar artarken, kadın cinayetlerine her geçen gün yenileri ekleniyor. Kampımız başta kadına yönelik şiddet olmak üzere, her tür cins ayrımcılığına, homofobiye ve nefret söylemine karşı mücadeleyi güçlendirmeye, cinsel sömürü ve baskıya karşı eşitlikten ve özgürlükten yana tutum almaya çağırıyor. Sermaye bugün doğayı ve insan yaşamını kendi çıkarları adına talan ediyor. Çevre katliamlarıyla, HES projeleriyle, kentsel dönüşümlerle doğanın ve yaşam alanlarımızın rant alanı haline getirilmesine karşı doğamıza, yaşamımıza sahip çıkacağımızı kampımızdan ilan ediyoruz. AKP, kültür, sanat, edebiyat ve spor alanlarına yönelik baskısını her geçen gün artırıyor. Sanat eserlerine ucube, sanatçılara ise terörist diyor. Emek sinemasını, devlet tiyatrolarını kapatırken, stadyumlarda en ufak hükümet karşıtı sloganlara dahi tahammül edemiyor. Kampımız AKP`nin gericiliğine karşı kültürün, sanatın, edebiyatın yaşatılması ve değerlerine sahip çıkılması için mücadeleye çağırıyor. Bugün özlemlerimiz ve taleplerimiz uğruna mücadele etme günüdür. İşimiz için, eğitim hakkımız için, emperyalist savaşlardan yoksun bir dünya için mücadeleye atılma zamanıdır. İşsizliğin, yoksulluğun, açlığın, savaşların, ırkçılığın, ulusal baskının olmadığı bir dünyanın kapitalizmin egemen olduğu bir dünyada mümkün olmadığını görmekteyiz. Böyle bir dünya ancak sosyalizmle mümkün olabilecektir. Yüreği doğaya, bilime, insanlığa özgürlük için çarpan binlerce genç olarak 2014`te Uluslararası gençlik kampında yeniden buluşmak üzere buradan ayrılıyoruz. Dünyanın dört bir yanından, farklı kültürlerden, dillerden, inançlardan gençler olarak bir araya gelecek, yeniden `Doğaya, bilime, insanlığa özgürlük` diyeceğiz.”
Paylaş