Deprem bölgelerinde kadınların sorunları ortak

349
TÜRK-İş`e bağlı Türkiye Sağlık İşçileri Sendikası Kadın Komisyonu, 8 Mart Dünya emekçi Kadınlar Günü nedeniyle açıklamada bulundu. Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Araştırma Hastanesi önünde yapılan açıklamada, " Bugünden tam 166 yıl önce 1857`de ABD`nin New York kentinde 40 bin tekstil işçisi kadın, çalıştıkları fabrikada bir direniş başlattı. Fabrika kapılarının kilitlenmesiyle birlikte çıkan yangında çoğunluğu kadın olan 129 işçi hayatını kaybetti. İşçilerin yanan bedenleri, bugün biz kadınların mücadelesine ve direnişine meşale olmaya devam ediyor. Bizlere miras kalan 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü; hakları için mücadele eden kadın işçilerin taşıdıkları bayrakları bizlere devrettiği gündür, biz kadınların mücadele günüdür" denildi.
 
"Deprem bölgesinde kadınların ihtiyaçları arka plana itilmiş"
Depremler nedeniyle yaşamını yitirenlerin anıldığı açıklamada, " Deprem bölgesinde depremzede kadınların yaşadıkları bazı sıkıntılara dikkat çekmek istiyoruz. Deprem bölgelerinde yapılan röportajlar ve araştırmalar kadınların yaşadıkları sorunları gün yüzüne çıkarıyor. Toplumsal normlar çerçevesinde kadınlar, deprem bölgelerinde de evi geçindirme rolünü üstlenme durumunda bırakılıyorlar. Deprem afetinin yaşandığı bölgelerde bir ev yok, mutfak yok ya da herhangi bir şekilde kendilerini yeniden üretip geçimlerini sağlayabilecek alan ve malzeme yok. Fakat bu görevi yine de kadınlar üstelenmiş durumda. Sanki her şey olağan akışındaymış gibi yine yemeği kadınlar yapıyor. Çocuklara, hastalara kadınlar bakmaya çalışıyor. Bu sorumluluk, kadınların omuzlarına yüklenmiş durumda. Bu da yaşadıkları tramvayı artırıyor. Kadınların ihtiyaçları ise arka plana itilmiş. Deprem bölgesinde olanaklar kısıtlı, kadınların dile getirdiği sorunlar ortak" denildi.
 
"Mücadele ve umut dolu nice 8 Mart`lara..."
Hak arama mücadelesinin devam ettiğine dikkat çekilen açıklamada, "Kadınlar hâlâ direnmek; haklarını aramak; sömürüsüz, tacize-tecavüze uğramadıkları ve katledilmedikleri bir yaşam için mücadele etmek zorunda bırakılıyor. Verilere göre 2022 yılında 334, 2023 yılının ilk ayında ise 31 kadın bir erkek tarafından katledildi. Ülkemizde neredeyse her güne bir kadın cinayeti sığarken en yakınımız dediğimiz erkekler tarafından katledilirken her an tacize ya da tecavüze uğrama korkusu yaşarken işyerinde mobbingin en fazlasını görüp evde eş ve anne olma görevlerimizin eksiksiz yapılması bekleniyorken bizlere de mücadele etmek ve örgütlü kadın bilincini kuşanmaktan başka seçenek kalmıyor. Biliyoruz ki sömürüsüz, cinsiyet eşitliğinin sağlandığı, kadın cinayetlerinin ve kadına yönelik her türden gerici politikanın son bulduğu bir dünya mümkün. Bu dünyayı yaratmak biz kadınların ellerinde. Örgütlü, mücadele ve umut dolu nice 8 Martlara" sözlerine yer verildi.
(Atilla Akın) 
Paylaş