"Demokrasi Müzesi" olmalı!...

516
Ordunun 12 Eylül 1980`de yönetime el koymasının ardından Süleyman Demirel, Deniz Baykal ve Hüsamettin Cindoruk`un aralarında olduğu bazı siyasilerin zorunlu ikamete tabi tutulduğu Lapseki`nin Çardak beldesi Zincirbozan mevkisinde yer alan ve 11 yıl önce kapısına kilit vurulan eski askeri tesisin restorasyonla müze niteliğinde geleceğe taşınması talep ediliyor. Askeri darbenin ardından Milli Güvenlik Konseyinin 31 Mayıs 1983 tarihli kararıyla Adalet Partisinden Süleyman Demirel, Ali Naili Erdem, Ekrem Ceyhun, Saadettin Bilgiç, Nahit Menteşe, İhsan Sabri Çağlayangil ve Yiğit Köker, CHP`den Deniz Baykal, Celal Doğan, Sırrı Atalay, Metin Tüzün, Ferhat Aslantaş, Süleyman Genç ve Yüksel Çakmur, Büyük Türkiye Partisinden Hüsamettin Cindoruk ve Mehmet Gölhan, Zincirbozan`daki deniz birliğinin bulunduğu askeri birlikte zorunlu ikamete tabi tutuldu. Askeri birliğin 2011`de taşınmasının ardından atıl kalan Zincirbozan, 11 yıllık süre zarfında çevresinde besi hayvanlarının otlatıldığı, içindeki yapıların kullanılamaz hale geldiği bir alana dönüştü.
"Demokrasi Müzesi" önerisi... 
Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) İnsan ve Toplum Bilimler Fakültesi Tarih Bölümü Türkiye Cumhuriyeti Tarihi Ana Bilim Dalı Dr. Öğretim Üyesi Mithat Atabay, Kenan Evren ve arkadaşlarının, kurulacak yeni siyasi düzende 12 Eylül öncesi partilerin yöneticilerinin yer alamayacağına ilişkin kararının ardından söz konusu isimlerin 2 Haziran 1983`ten itibaren bu bölgede zorunlu ikamete tabi tutulduğunu söyledi. Atabay, yaklaşık 9 bin 600 metrekare alana sahip Zincirbozan`ın o dönem özellikle boğazlardan geçen gemilerin varsa füze başlıklı olanlarını tespit etmek amacıyla bir radar üssü olarak kullanıldığını dile getirdi. Türkiye`nin yaşadığı sorunlara çözüm önerilerinin konuşulduğu Zincirbozan`ın, tesisteki 750 metrelik dümdüz yol dolayısıyla Süleyman Demirel tarafından Doğru Yol Partisinin kuruluşuna ve ismine de kaynaklık ettiğini anlatan Atabay, bölgenin askeri tesisten ziyade bir siyasi mekan niteliğiyle dikkat çekici olduğunu ifade etti. Demokrasinin 12 Eylül`den sonra şekillenmesinin simgesi ve eskiden birbirleriyle anlaşamayan veya bir araya gelemeyen siyasilerin bir araya gelerek aslında ülkenin sorunlarını çözdükleri ve gelecekte ortaklık yaptıkları bir mekanı hazırlamaları bakımından Zincirbozan`ın önemli olduğunu vurgulayan Atabay, "Zincirbozan`ın Türkiye demokrasi tarihi açısından bir demokrasi müzesi haline getirilmesi, burada tutulmuş olan kişilerin kullandıkları malzemelerin, kaldıkları odaların, tartışma yaptıkları, konferans yaptıkları salonların özellikle bu müzeye uygun bir hale getirilmesi çok önemli. Onların buradan yazdıkları mektupların sergilenmesi, yine burada kalan kişilerin bal mumu heykellerinin yapılarak gelecek insanların onları tanımaları açısından oldukça önem arz etmektedir." diye konuştu.
"Bir simge olarak kültür hayatımızda olmalı"
Atabay, demokrasiyle yönetilen ülkelerde geçmişin acı hatıralarının gelecek kuşaklara bir daha yaşanmamak üzere hatırlatılması gerektiğine vurgu yaparak, "Buranın bir demokrasi müzesi, aynı zamanda da eğitim kurumu haline getirilmesi ve özellikle güvenlik güçlerinin, öğretmenler, hukukçular gibi çeşitli meslek gruplarının zaman zaman oralara gelerek eğitim yapması, demokrasi eğitimi vermeleri konusunda kullanılabilecek bir arazidir. O yüzden Zincirbozan`ın, Türkiye`de demokratik yaşantıyı anlatırken bir simge yer olarak kültür hayatımızda yerini alması gerekiyor. Burası bir müze haline getirilirse hem yaşanan hatıralar hem orada yazılmış mektuplar, ziyaretler, orada tartışılan konular, hepsi gün yüzüne çıkacak ve gerçekten de demokrasimizin daha güçlü, daha kuvvetli olmasına hizmeti olan bir alan olacak. Bu bağlamda da devletin zannediyorum ki böyle bir girişimi olacaktır ve orayı gelecek kuşaklara bir ibret yeri olarak müze olarak kazandıracağını umuyorum" dedi.
(AA) 
Paylaş